"Evet işte tekrar başlıyoruz. Anlatmaya devam et, Hyunjin'le dans etmeye devam edecek misin Felix?"
- 🌕 -
"Ben onunla dans edeceğim ancak dans için Yeonjun hyungdan vazgeçmeyeceğim." Diye yanıtladı Felix. Minho kaşlarını çattı. "Nasıl yani?yeonjun dans etmeni istemiyor. Danstan vaz mı geçeceksin? Ya da yalan mı söyleyeceksin?"
"Hayır. Ben seçmelerde dereceye girip Yeonjun hyungu ikna edeceğim."
"Parmak uçlarında dur." Hyunjin'in komutu ile dediğini yaptı Felix.
"Bakışlarını sakın-"
"Bakışlarını sakın bozma. Gözlerin dansından daha etkili." Hyunjin tam tekrar eleştirirce konuşacakken Felix'in onun cümlesini tamamlamasıyla çattı kaşlarını. "Bakma öyle. İki aydır beni çalıştırıyorsun ve hep aynı eleştiriyi yapıyorsun." Dedi Felix gülümseyerek.
Hyunjin de karşılığında ona gülümserken seçmelerin yaklaştığını hatırlayarak yüzünü düşürdü ve gözlerini kaçırarak sordu. "Seçmelere iki gün kaldı. Seçmelerden sonra gidecek misin?"
"Evet. İki aydır evinde sana rahatsızlık veriyorum. Sayende gayet iyi bir sıralamaya gireceğimden de eminim. Bir terslik çıkmazsa elbette. O zaman Yeonjun hyung beni affedecektir. Cidden kapıya atacak hali yok ya. Sonuçta beni seviyordu." Diye yanıtladı Felix.
Hyunjin ufak bir "peki." Sundu. İki aydır aynı evde yaşıyorlardı ve Hyunjin bu süre boyunca kalbinde yeni oluşmuş olan duyguları hiçte dizginleyememişti. Gitmesini de istemiyordu açıkçası ancak dediği gibi, Felix Yeonjin'u seviyordu.
Sonunda seçmelerin olacağı gün Felix eşyalarını toparlarken Hyunjin de onunla seçmelere geleceğini söylemişti. Dolayısıyla birlikte gitmişlerdi okula. Felix beklediği gibi çok iyi bir performans sergilemişti ve Yeonjun da seyirciler arasındaydı. Dolayısıyla sonuçlar çıkana kadar Yeonjun'la konuşacaktı Felix.
İlk önce odadan çıktığı gibi kapıda kendini bekleyen Hyunjin'e sarıldı Felix ve ona teşekkür etti. Onun sayesinde bu kadar iyi yaptığını da söyledi. Hyunjin karşılığında gencin saçlarını okşadı gülümseyerek. "Yeonjun'la konuşacak mısın?" Diye sordu ardından.
"Evet. İyi yaparsam beni reddetmeyecektir... değil mi?" Hyunjin Felix'in sorusuyla biraz uzaklaştı ve ellerini tuttu. "Hiç bir türlü şansımız yok yani."
Felix gözlerini çekingence Hyunjin'e çevirdi. "Üzgünüm."
"Oysa dans edişinden bile hoşlanmıştım. Buradan çıktığında tekrar dans etmek istediğin için bileklerini morartabilecek bir adama döneceksin. Dans ederken morarmış bileklerin acımasın diye merhem sürer, dengeni kaybedip düşme diye tutardım ben seni oysa. Sen bilirsin tabii. Ben senden daha güzel birini tanımadım." Dedi Hyunjin. Felix buna karşılık parmak uçlarına kalktı ve Hyunjin'in yanağını hafifçe öpüp ekledi. "Ben de senin kadar güzel seven birini tanımadım. Özür dilerim."
Odadan çıkıp hızlıca bekleme salonuna gitti. Yeonjun'un yanına oturdu ve dikkatini çekmek için sessizce konuştu. "Beğendin mi?"
"Çok beğendim. Ancak özellikle mi seçtin... onun elimden tüm başarımı çalarken kullandığı bu kareografiyi." Yeonjun memnuniyetsizce sorduğu soruya karşı elini onun çenesine götürdü Felix ve göz göze gelmelerini sağladı. "Onu düşünmeyi bıraksan olmaz mı hyung? Senin için bu kadar çalıştım."
