6.Bir Anne Meselesi

626 57 4
                                    

Herkese yeniden merhaba, küçük bir operasyon geçirdiğimden bölümü yazamamıştım. Ama şimdi iyiyim ve bölümü yazdım. Bakalım neler oluyor bu bölümde: keyifli okumalar 💌

 Bakalım neler oluyor bu bölümde: keyifli okumalar 💌

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Miraç Han Demir

Bölüm şarkısı: sancak- hayal kırıklıkları

Bölüm: 6-Bir Anne Meselesi

"Beni bu kadar düşünmen gözlerimi yaşartıyor Sare."
Elimdeki bıçağı kesme tahtasının üzerine koyup bakışlarımı kapıya doğru çevirdim ve yandan Miraç'a bir bakış attım. Onu umursamadım ve kalan salatalıkları doğradım. Ben yarım bıraktığım işime devam ederken o yanıma gelmiş arkamdan kollarını tezgaha yerleştirmişti. Göğsü sırtıma değiyordu, yavaşça yutkundum ve onu umursamadım. Ne kadar dirensem de yapamıyordum. Maalesef ki beni etkisine alan tek erkekti.

"Günlerdir yüzüme bakmıyorsun." dediğinde yine herhangi bir cevap ya da tepki vermedim. Sessizliğe yemin etmiştim adeta, o dereceydim. Salatalıkları bitirmiş domatese gececiğim anda eli belimi buldu. Hiç düşünmeden ona döndüm ve bıçağı yüzüne doğru tuttum. Onu kesmek gibi bir amacım yoktu ama bana dokunmasını istemiyordum.

Yavaşça gülümsedi ve ellerini havaya kaldırdı. "Sakin ol şampiyon, sadece bir soru sordum." dediğinde daha fazla sessizliğimi koruyamamıştım. "Sorunun cevabını mı öğrenmek istiyorsun?" diye sorduğumda gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı ve tekrardan ellerini tezgaha yasladı. Bu durumda vücudu bana daha fazla yaklaşmıştı. Nefesimi düzene soktum.

"Senin yüzüne bakmak bile midemi bulandırıyor çünkü," nefes almadı, almadı değil alamadı. Gülen yüzü bir çiçek gibi soldu. Adem elması yavaşça hareket etti, gözleri buğulanmıştı.

"Sana baktıkça hayal kırıklıkları görüyorum." Ellerimin titremesine engel olamadım. Yutkunamadım, sanki boğazımın etrafına dikenli bir tel çekilmişti de konuşmama engel oluyordu.

"Yüzüme bakarak de şunu," elini çeneme koydu ve nere ara ondan çektiğim bakışlarımı tekrardan kendine çevirdi. Bir şey demedim, ne diyecektim ki? Daha ne duymak istiyordu? "Devam etsene Sare! Desene seni sevmiyorum!" sol gözümden bir damla yaş aktı. Gözlerindeki hüzün beni ne kadar parçalasa da sessizliğimi bozdum. "Senden nefret ediyorum," durdum ve devam ettim. "Seni hiçbir zaman sev-" işaret parmağını dudaklarıma yerleştirdi ve anlını anlıma yasladı. "Sus." Diye fısıldadı. "Bu kadarını yapma bana." Gözlerini sıkıca kapatmıştı, ne hissettiğini anlıyordum ama yapmak zorundaydım. Ben o kadar üzülürken onunda da aynısını yaşaması gerekiyordu.

Başını kaldırdı, gözleri gözlerimi buldu. Ağlıyordu, Miraç Han ağlıyordu. Başımı iki yana salladım ve koşar adımlarla yanından ayrıldım. Onu böyle görmeye dayanamazdım, dayanamaz ve göz yaşlarını kendi elimle silerdim. Ben o Sare olmak istemiyordum, ben eski Nur olmak istiyordum. O acımasız, gaddar Nur olup hayatı takmamak istiyordum. Ben aşk acısı istemiyordum, ben yaşadığım şeylerin acısını bir başkasından çıkarmak istemiyordum.

ŞEYTAN SOFRASI  ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin