that's rough, buddy

moonlight sonata çalarken jojo pose'a dönmek.

merhabalar, bu bölüm daha önce de yayınlanmıştı ama ekleme yaptım sonuna, atlamazsanız sevinirim. keyifli okumalar <3

(22:14)

Barış: Eren.

Eren: efendim?

Barış: N'aber?

Eren: iyidir, bizimkilerin yanındaydım. sen hocam?

Barış: Biliyorum, Hakan amcamla konuştum az önce zaten.

Eren: ...niye?

Barış: Hımm... Sana ne?

Eren: iyi geceler.

Barış: Ahdjshd önemli bir şey değildi ya, öylesine. 

Eren: emin miyiz?

Barış: Kesinlikle eminiz.

Eren: hiç güven verici konuşmuyorsun. keyfimi kaçırdın.

Barış: Oğlum cidden ya fhsjfh

Barış: Ayrıca ne yapıyordun ki?

Eren: piyano çalarken moonlight sonata'dan jojo pose'a geçiş yaptığım için annemi çıldırtmam bir eylemse eğer. onu yapıyordum. yanlışlıkla.

Barış: Amk animecisi.

Eren: jojo'nun anime olduğunu bilecek kadar bu alana hakim olduğunu görmek gözlerimi yaşarttı.

Barış: Senin başka hayatın mı var?

Eren: dostum benim bir hayatım mı var?

Barış: Hahdhahdhh bu bıkmışlığını aile evinde olmana yoruyorum.

Eren: hmmm birtakım doğru tahminler.

Barış: N'oldu bir şey mi oldu?

Eren: hakan kankin söylemedi mi ya?

Barış: Onu bu işe karıştırma. Daha derin mevzuları konuşuyoruz.

Eren: inan ki duymak istemiyorum. 

Eren: hangi renk örtünün okey masasında daha güzel durduğu umurumda değil.

Barış: Sen ne anlarsın animeci.

Eren: yalnız ben bunu hakaret olarak algılamıyorum ki. 

Barış: Algılamalısın.

Eren: yoo.

Barış: Lütfen kapatalım bu konuyu amına koyayım ya. Çocuk gözümün önünde hayali karakterlere tapıyor ve engelleyemiyoruz anasını satayım. Üzülüyorum.

Eren: bu konuşma hiç güzel noktalara gitmiyor. biraz daha anime kızlarına hayali dersen çirkinleşeceğim. 

Barış: Bu mesaj ne oğlum, ciddi misin değil misin belli değil. 

Barış: Eren.

Eren: efendim?

Barış: Emoluğunu bırak ve ciddi cevap ver. Bir şey mi oldu evde?

Eren: hdjhdhshf bir gerildin sanki?

Barış: Senden beklenecek performanslar. 

Eren: hmmm...

Eren: ve bir şey olmadı ya. yani aşırı ciddi bir şey olmadı. ama gelişme var diyebiliriz. 

Barış: Anlat bakayım.