that's rough, buddy

doğum günü.

Hemen hemen her büyük ya da küçük arkadaş grubunun bir tane fotoğrafçısı, videocusu vardır. Bu kutsal işi kendisine görev edinmiş kişi kimsenin dikkatini dağıtmadan ve konuşmalarını bölmeden genel olarak o anı yakalar. Kendileri çok fazla kamera önünde durmamakla birlikte, zaten ondan başka da kimse özellikle anıları kaydetmekle uğraşmaz. Vardır öyle kişiler.

Can'ın arkadaş grubunda bu görevi Yasemin devralıyordu.

Genellikle toplu buluştuklarında telefonu elindeyken ve arkadaşları yemek yerken, konuşurken ya da bir şeyler yaparken onları kaydetmekten mutluluk duyuyordu. Zaten Can'la beraber hobi olarak fotoğrafçılıkla da ilgilendikleri için son zamanlarda bu işi daha ciddiye almıştı, ancak yine de arkadaşlarını rahatsız edecek türden değildi. Can'daysa bu heves hiç olmadığı gibi, aldıkları kursla beraber artmamıştı da.

Bugün en yakın arkadaşlarından birinin doğum gününde, özel olarak daha kaliteli pozlar yakalamak için kamerasını getirmişti anca birkaç gündür konuşulan sürpriz isim buna izin verecek miydi, emin değildi.

Herkesin görev dağılımı vardı. Esin ve Baki, Eren'i almaya gitmişti ve arabayı Esin kullanırken Baki, evde karşılaştığı o muhteşem isimle alakalı oldukça uzun süren bir mesaj maratonu başlatmıştı. Birkaç gündür ağzından düşürmediği gym buddysinin esasında Eren'in yakın arkadaşı olması ufaktan tadını kaçırmış olsa da bunu göz ardı etmiş gibi duruyordu. Salih'in olduğu konum ayarlamış oldukları restorana ters kaldığı için tek gelecekti. Can'ı oyalama görevi de bir şekilde Gizem'e kalmıştı, ki aslında her şey belliydi, çünkü bir çeşit bu arkadaş grubu kurulduğundan beri yapılan... gelenekti bu. Kendi aralarında bir akşam yemeğine çıkarlar, akşam aralarından bir tanesinin evinde toplanır takılırlardı. 

İlk defa aralarına yeni biri katılacaktı.

Herkes buna oldukça sıcak bakıyordu. Bir kişi dışında. Baki. Eren'e olan ön yargısı ciddi miydi yoksa tamamen şov amaçlı mı yapıyordu arkadaşları da anlamıyordu. Bu tepkilerin yalnızca Eren'e özel olmadığını da biliyorlardı, arkadaş grubuna eklenmesi muhtemel diğer sevgili potansiyelindeki kişiler de bu sınamadan geçecekti. Çok yakın tarihte konuşmayı henüz kesmiş Salih'in flörtü işleri ilerletseydi de Baki'nin Eren'e olan mesafesi, o kıza da farklı olmayacaktı.

Buluşma yeri için bir balık restoranı seçilmişti. Can'ın Esin'in tahammül seviyesini zorlayan deniz ürünleri sevdası vardı. 

Restorana ilk Yasemin geldi. Ardından Salih. Ardından Esin, Baki ve Eren. Gizem on beş dakika kadar geç kalacağını belirttikten sonra Yasemin fotoğraf ve video çekme konusunda Eren'e bunun sorun olup olmayacağını konuştu. Problem olmayacağını öğrenince sohbet daha enerjik devam etti. Baki'nin bahsettiği gibi soğuk ve cümleleri insanın ağzına tıkan biri gibi durmuyordu Eren. Yasemin'in ilk izlenimi bu olmuştu ancak içten içe bir tık gergin olduğunu da hissedebiliyordu. Nihayetinde ilk defa tanışıyorlardı ve çevresinde kelimenin tam anlamıyla tanıdığı kimse yoktu. 

Havanın yağmurlu olmasıyla birlikte iş çıkış saatine de denk gelmesi on beş dakikayı yarım saate çıkardı. Eren için geçen her dakika hem gerici hem de ortama alışma süreciydi. Baki'nin Mete'yle tanıştıktan sonra tavırları daha bir durgunlaşmıştı ancak o temkinli ol bakışları üzerinden hiç ayrılmamıştı. Salih, Yasemin ve Esin gayet sıcak bir karşılamayla sanki daha önceden tanışmışlar gibi yüzeysel ve sıkıcı olmayan bir sohbetin ortasına çekmişlerdi. Can'dan arkadaşlarının karakterini az çok öğrenmişti ancak bire bir deneyimlemek elbette farklı geliyordu.

Nihayetinde Gizem ve Can geldiğinde ekip tamamlanmıştı. Yasemin kamerasını masasının üzerine bırakırken herkes etrafındakileri rahatsız etmeden iyi ki doğdun temalı sarılmasını yapmıştı ancak Eren'in kalbi göğsünden çıkacak gibiydi çünkü... Can gerçekten çok yakışıklı olmuştu ve kaç gündür görememenin özlemi o an vurmuş gibiydi. Can'ın Eren'i gördükten sonra yüz ifadesinin anbean değişimi ise elbette... kameraya yansımıştı.