1 - Bermuda Şeytan Üçgeni

121 20 76
                                    

Başlamadan önce vote ve satır arası yorum rica ediyorum sizlerden.

İlk bölümü okumayanlar buraya başlama tarihini not edebilir.

İyi okumalar.

Nastia: Yeniden doğmak ve yeniden dirilmek, diriliş.

Eğer hayatınızda bazı şeyler yolunda gitmiyorsa kendinizi votkaya teslim edin demiş bir Rus.

Yarı Rus biri olarak ben de bu sözü çok benimsemiş ve kendimi alkole vermiştim son birkaç ayda.

Ve şu anda yatağımda bana yer kalmamasının asıl sebebi de buydu.

Kafam yerinde değildi bu aralar.

Belki de hiç olmamıştı.

Adını unuttuğum ya da hiç öğrenmediğim yakışıklıyı tüm gücümü kullanarak yataktan atmaya çalıştım.

O ise camış gibi uyumaya devam etti.

Tamam, bir hata yapmış onu kendi evime getirmiş olabilirdim dün gece ama bu benim suçum değildi. Alkollüydüm ve kendimde değildim.

Camışın uyanmayacağını anladığımda üstüme yorganı doladım. Prenses edasıyla odamdaki banyoya girdim. Buz soğukluğunda suyla aldığım kısa duş beni kendime getirmişti.

Duştan çıkarken yine aynı şey oldu. Aynada kendi yansımamı göremedim. Son birkaç aydır bunun gibi saçma olaylar yaşıyordum. Paranormal diye geçen bu olaylar kafayı sıyırdığımın bir göstergesiydi.

Ama ben bunlara inanmıyordum. Çünkü göremediklerimden çok gördüklerim ilgimi çekiyordu. Daha doğrusu yeni görmeye başladıklarım.

Aynaya yaklaştım ve parmaklarımı ardına gümüş sürülmüş cama yasladım. Kafamın içindeki ses yine konuşmaya başlamıştı.

Parmağını yavaşça oynatarak çember çiz ve çizdiğin çemberin tam ortasına iki kez parmağının ucuyla tıkla.

Zihnimi ele geçirmiş sese itaat ettim. Çemberi çizdim ama banyonun kapısının açılmasıyla parmağımı aynadan çekmiştim ve şekli tamamlayamamıştım.

Camış uyanmıştı.

Adamın yanından geçerek gardırobumun önünde durdum. Siyah uzun tişörtü giyerken bir yandan da ıslak saçlarımı kenarda tutmaya çalışıyordum. Siyah iç çamaşırımı da altıma giyip odamdan çıktım. Elbise uzunluğunda olan tişört yeterince vücudumu kapatıyordu.

Mutfağa girdiğimde tezgaha ilerledim ve filtre kahve yapmaya başladım. Ensemde hissettiğim nefesle tezgahın yanında duran setten bir bıçak kapıp arkamı döndüm.

Gördüğüm kişiyle kaşlarımı çattım. Bu adamı daha önce gördüğümü hatırlamıyordum ama yüzü çok tanıdık gelmişti. Elimdeki bıçağa bakarak güldü ve başını iki yana salladı. Siyah saçları ve gri gözleri vardı. Siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek giyiyordu. Bana arkasını dönerek mutfaktan çıkıp salona girdi.

Onu takip ederek ben de peşinden salona girdim. İkili koltuğa yayılarak oturmuş karşısındaki tekli koltuğu işaret ediyordu. Bıçağı bırakmadan gösterdiği yere oturdum.

Bölünmüş Evren TeorisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin