3 - Karanlıkta Parıldayan Gözler

44 12 44
                                    

Başlamadan önce vote ve satır arası yorum rica ediyorum sizlerden.

Kum saatinizi ve aynanızı yanınızda tutunuz lütfennn.

İyi okumalar.

Tik-tak. Tik-tak.
Sayıların hepsi tuzak.

Duvar saatlerinden nefret ederdim, çok fazla ses çıkarırlardı. Ama şu anda bu sese katlanmaktan da başka çarem yoktu.

13 kişi, salondaki koltuklara dizilmiş, Justin'in işini bitirmesini bekliyorduk. Jasmine sırtında Yuri'yle çıkageldiğinde, ormanda saldırıya uğradıklarını ve Yuri'nin yaralandığını söylemişti. Saldırganın kim olduğunu göremediğini, yalnızca gözlerinin sarı olduğunu eklemişti. Justin Şifacıydı ve şu an Yuri’yi tedavi etmeye çalışıyordu. Başarılı oluyor muydu, bilmiyordum.

Omzuma kapanan elle bakışlarımı duvar saatinden çekip elin sahibine yönelttim. Zoran, gözleriyle Vlad'ı işaret etti. Sarışına baktığımda yerinde huzursuzca kıvrandığını ve Jasmine'e baktığını fark ettim. Onun için endişeleniyor gibiydi.

Vlad, Jasmine'den mi hoşlanıyordu?

Diğer omzuma kapanan elin sahibine ve kolumdan tutarak koltuktan kaldıran kişiye baktığımda ölüm soğukluğundaki gri gözlerle karşılaştım. Atlas beni, kolumdan sürükleyerek evin dışına çıkardığında ona itiraz etmek için en ufak bir girişimde bulunmadım. Çünkü ben de onunla konuşmak istiyordum ama ayağına gitmek de yapmak istediğim şeyler arasında değildi. Onun bana gelmesi iyi olmuştu, ben ona gitmezdim.

Yaka paça beni dışarı savurup kapıyı da kapattığında bir anda esen rüzgardan dolayı ürperdim. Bana dönüp boş boş bakmaya başladığında kaşlarım çatıldı.

"İçeride ne yaptığının farkında değil miydin gerçekten?"

Ne diyordu ya bu?

"İçeride ne yaptım ki ben? Öylece bomboş duruyorum saatlerdir."

Dişleriyle alt dudağını ısırıp kafasını iki yana salladı. İnanmıyor gibiydi. Neye inanmadığını anlamamıştım. İçeride hiçbir şey yapmamıştım ben.

"Yaydığın enerji İda, yaydığın enerji Yuri'yi öldürüyor."

Dalga mı geçiyorsun canim?

Ne demek enerji yayıyorum ve bu Yuri'yi öldürüyor?

Anlayamadığımı fark ettiğinde açıklama yapma ihtiyacı duydu. "Ruhlar diğer hükmedicilerden farklı olarak çevresine enerji yayarlar. Etrafında tehlikeli bir durum olduğunda bu enerji ölümlere yol açabilir. Ben ve diğerleri enerjimizi nasıl kontrol altına alabileceğimizi biliyoruz."

Anlamıştım. Yine ve yine onlardan ne kadar geride kaldığımı anlamıştım. Bir sürü şey vardı öğrenmem gereken. Buraya yeni gelmiş olmama rağmen kimse bana anlayışla yaklaşmıyordu.

Kafamı sallayıp omzumu göğsüne çarparak yanından geçtim. Adımlarımı ormana yönelttim.

"Nereye gittiğini sanıyorsun sen?"

"Cehennemin dibine! Eminim tanıdık gelmiştir sana."

Ormanın içine doğru ilerlerken kulaklarımı duyabileceğim ufacık bir sese dahi açık hâle getirdim. Algıları ve refleksleri güçlü biri olarak söylüyorum ki benim başıma kolay kolay bir şey gelmezdi. Bir de oldukça şanslı biriydim, kendime güvenmem için yeterli sebeplerim vardı.

Bölünmüş Evren TeorisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin