8.Bölüm

27 2 0
                                    

8 . Bölüm : " Beklemek"

***

Bir hata yapmadığım halde hayatım mahvoldu bu sadece bir kişi yüzünden oldu. Hayallerime gerçekleştirmeye çalışırken, hayallerimi yıktı ve ben yıkılan hayallerimin altında ezildim.

Büyük bir enkazın altında kaldığımda bağırdım sesimi duyup yardım etsinler kurtulayım diye ama kimse sesimi duymadı, kurtarmadılar bende susmak zorunda kaldım.

Her zaman ki gibi haytamı mahveden tek kişi vardı o babamdı ve hala var.

Artık sorularımı cevapsız bırakmama zamanıydı her şeyin ila ki cevabı vardı mesela hepimizin dünyaya gelme sebebi gibi çabalayıp öğrencem. Zamanımı iyi değerlendirmem gerek bu saatten sonra planlı olarak hareket edeceğim.

Şu an aklımı kurcalayan tek soru babam olacak adamın Ateş Sönmez'le alakası neydi?

Ateş'in babamı araştır demesinin üzerinden tam bir gün geçti ve ortalık acayip sessiz her an bir şeyler olacak gibi ölüm sessizliği var. Benim tek yaptığım odayı turlamam sıkıldım artık buradan kimse gelmiyor ne olup bittiğini bilmiyorum, sadece yemek getirmek için iki adam geliyor onlara da soru sorsam silah çekip öldürecekler gibi duruyorlar.

Camın kenarında ki koltuk da oturmuş dışarı bakıyorum, huzur verici her yer ağaç ormanın tam ortasındayız buraya keşke başka şartlarda gelseydim o zaman kesinlikle huzur bulurdum. Aniden birkaç tane korna sesi yükseldi ön taraftan geliyordu sesler merakla kapının olduğu yere gittim kulağımı kapıya dayayıp dinlemeye çalıştım ama anlaşılmaz seslerde başka bir şey duymuyorum.

Bir günümde olaysız geçsin diyecem de maalesef kaçırılmış birisi olarak mümkün değil diyemem.

Hiçbir şey duyamadığım için geri cam kenarına geçtim bari kaldığım yerden devam edeyim, tam moda girmiştim ki kapı açıldı. Yemek getirmeye gelen adam gelmişti ama bu sefer elleri boştu Allah Allah hayret şaşırtıcı bir durum.

"Ateş Bey aşağıda sizi bekliyor." diyerek eliyle çıkmam için yolu gösterdi. Merdivenlerden indiğimde onun toprak rengi gözleriyle karşılaştım.

"Nasılsın?" bakışlarıyla beni süzerek soru yöneltti.

"Şükür bu durumda iyi olmaya çalışıyorum, sen nasılsın?" Yavaş adımlarla yanına giderken sorunun cevabını verdim. Görende normal bir durumdayız sancak.

Eliyle oturmam için masayı gösterip sandalyeye oturdu ve sorumu cevapsız bıraktı neyse ona ayıp olmasın diye sormuştum. Bende oturduğum an yemekler servis edilmeye başladı da ama biz iki kişiyiz burada üç servis tabağı vardı.

"Afiyet olsun." diyerek yemeğine başladı. Kısık sesle "Sana da." dedim ama hiç iştahım yoktu yesem kusacakmışım gibi hissediyorum.

"Afiyet olsun gençler." diyen kişinin sesiyle arkamı döndüm. Ateş gibi birisiydi ama daha konuşkan ve sempatik duruyordu. Onu incelerken karşıma oturup direk yemeğine daldı. Üç servis neden olduğunu anlamış oldum.

Karşımda ki sanki aklına bir şey gelmiş gibi anide kafasını kaldırıp bana baktı ve "Misafirimiz sensin demek ki, ben Hakan hoş geldin." şaşırdım bi anda böyle konuşmasına

"Hoş buldum, bende Lavinia." dediğimde hemen kafasını Ateş'e çevirip baktı. Bakışarak anlaştılar açık ve net belli oluyor bende varım burada misafirinizim sonuçta benimle alakalı bir şeyler döndüğü belliydi diye tahmin ediyorum.

Yemeğimi çatalla deşerken acaba ne zaman buradan gidicem, hiç mi kimse beni merak etmiyor düşüncesiyle başımda garip acı hissettim.

"Yemeğini ye biraz ağrı kesici alıp biraz dinlenirsin." Ateş son sözünü söyleyip masadan kalkıp gitti, arkasından da aceleyle Hakan gitti. Aslında neler döndüğünü çok merak ediyorum ama içimden ses kurcalarsam benim zarar göreceğimi söylüyordu o yüzden en iyi kendimi zorlayıp birkaç bir şey yiyip odaya çıkıp uyumak. Zaten yeterince zarar görüyorum fazlasını kaldıracak hiç halim yok.

Beş dakika içinde odaya çıktım kapıyı arkamdan kapattığım an kilitleme sesi geldi. Tahmin ettiğim gibi benim buradan kaçacağımı düşünüyorlar, doğru kim olsa kaçmak isterdi. Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım bu yatakta değil de kendi yatağımda olduğumu hayal ederek uykuya dalmaya çalıştım. 

Kalktığım da odanın içi karanlıktı anlaşılan akşam olmuştu oturur pozisyona geldiğimde komidinin üstündeki ışığı açıp saatte baktım gece olmuş baya uyumuşum ve çok acıktığımın da farkına vardım.

Napacağımı bilmiyorum bu açlıkla sabaha kadar duramazdım ki gözümü kapattığım anda yemek gelirdi gözümün önüne öğlen ki yemekte de bir şey yemedim doğru düzgün iki üç çatal alıp kalkmıştım.

Acaba kapının önünde ki adama mı desem çok utanç verici durum bu ya açlığım yüzümden ne yapacağımı bilmiyorum beynimde çalışmıyor aç olduğum için
En mantıklısı sabahı beklemek adamı da uğraştır mıyım gece gece benim bu açlığım yüzünden,
yemek yemesini aşırı derce çok seviyorum yemeği düşündükçe daha çok acıkıyom ve midem çok fena gurulduyor

Sinirlerim bozuldu.

Yataktan kalkıp lavaboya girdim kısa işimi halledip hemen çıktım camın önüne geçtim ormana bakınca çok korkutucu bahçede ki ışıklar az da olsa ormanı görmemi sağlıyor.

Çok sıkılmıştım buradan ne zaman bırakacak beni bilmiyorum doğru düzgünde konuşmuyoruz benim burada kalmamla ilgili bir şey demiyor bu çok fazla canımı sıkıyordu,
Hayır anlamıyorum beni burada tutması ne işine yarıyacak
Yarın olmazsa bir şekilde konuşmayı deniyecem eğer bugünkü gibi aşağı çağırırsa beni susmayacam en mantıklısı bu sus sus her şey başıma geldi .

Aklımda Ateşe soracaklarımı ve diyeceklerimi düşünürken araya midemin gurultusu girdi

Anladım ya anladım açıktım dayanabilirim bence

Yatağa geçip yattım tek çare uyumaya çalışmak   habire sağ solla dönmekten yoruldum
Dayanamayıp yataktan kalkıp kapıya gittim kulağımı kapıya yaslayıp dışardan ses geliyor mu diye kontrol ettim yok gelmiyordu kapıyı tıklattım ses yoktu iki üç kere daha tıklattım yine yoktu derin nefes alıp kapının kulpunu aşağı çektim ve çok şaşırdım kapı açıldı

Nasıl yani?

Hatırladığım kadarıyla kapıyı kilitlemişlerdi kilit sesini duymuştum emindim bundan bundan da kötülük çıkmaz umarım , sakin yavaş ve sessiz adımlarla aşağı indim etrafı kontrol ede ede her yerin ışığı kapalıydı önüme birisi çıksa kesin kalpten giderdim .
Tek bahçenin ışıkları yanıyordu acaba gitsem diye arafta kaldım eğer oraya gidersem evin etrafında ki korumalar beni görürdü ve tekrardan odaya kapatırlardı.
Sanki ne olacaktı kaçmaya çalışmıyorum sonuçta kaçsam kapının kilidini açmazlardı.
Bahçeye doğru yöneldiğimde oradan sesler geliyordu ama anlayamıyordum bahçe çıkışına büyük camlı kapı vardı oraya geldiğimde sesler netleşmişti kafamı çıkarıp etrafımı kolaçan ettim ve evin sağ tarafın Ateş ve Hakanı gördüm.

Onların yanına gitsem n'olur acaba gidiyim ya en fazla odaya tekrardan kapattırlar.
Adımlarımı onların tarafına yönlendirdiğimde  Hakan " Lavinia yı ne zamana kadar burada tutacaksın? " diye soru yöneltince adımlarım kendi ismimi duyunca otomatikman durdu.

Benim en merak ettiğim soru işte buydu.

***

Bölüm nasıldı ?

Umarım beğenerek okumuşsunuzdur.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIĞA FISILDAYANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin