7- "Birbirimizden uzak duralım."

1.2K 88 52
                                    

"Selam, 7. Bölüm ile huzurlarınızdayım. Umarım okumaktan keyif aldığınız bir bölüm olur. Hikayenin yeni kapağı hakkındaki görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim, ben bayıldım! Bu güzel kapak için zayninrampasacixx 'e kocaman teşekkürler.
Fazla uzatmayacağım, keyifli okumalar diliyorum vote ve yorumları da bekliyorum! "

>Multimedia'da Selami Şahin'in 'Özledim' adlı parçasını bulabilirsiniz.

Edossomerhalderxx

-Yaren Kozak

Annemin odasına kahvaltısını götürdükten sonra tekrar masaya, Ferdi ve Derya'nın yanına döndüm. Asık suratımı birazda olsun yumuşatmaya çalışarak konuşmaya başladım.

"Ee, nasılsınız bakalım?"

Çayımdan bir yudum aldığımda bana bakarak gülümseyen Ferdi'ye baktım. Ortamı yumuşatmak için gülümsemeye çalıştığımı anlamışa benziyordu.

"Asıl sen nasılsın Yaren? Geldiğimde yüzünden düşen bin parçaydı." kahküllerini düzenlerken söylemişti bunu Derya. En kolayından bahanemi seçip annemi attım ortaya bende. İnanmamak gibi bir lüksleri yoktu zaten.

"Annem, çok korkutuyor beni. Birşey olacak diye aklım çıkıyor. Ondandır, başka birşeyim yok canım."

"Tabi, canım." sondaki 'canım' kelimesini beni taklit ederek söylemişti Ferdi.

Cevap vermedim, gözlerimi devirmekle yetindim. O ise hâlâ gülüyordu. Bir süre sessizce kahvaltı etmeye devam ettik. Sonra aklıma gelen soru ile duraksadım.

"Bana bakın, siz ne zamandır tanıyordunuz birbirinizi?"

Ferdi cevap vermeyi bırakın,kafasını tabağından kaldırmaya tenezzül bile etmemişti. Derya da birsüre sonra çatalını yavaşça bırakıp boğazını temizledi ve gülümsemeye çalışarak cevap vermeyi başarabildi.

"2 yıl."

Bana kalırsa bunların epey derin bir mazisi vardı. Bulundukları her ortamda ikisi de birbirleriyle konuşmuyor, hatta göz ucuyla birbirlerine bakmıyorlardı bile. Eminim aralarında bir sorun olmasa böyle olmazlardı, çünkü ikisi de fazlasıyla sıcak kanlı insanlar. Geleli 1 ay olmasına rağmen Ferdi kardeşim gibi olmuştu. Derya da bir o kadar iyi bir kızdı.

Gülümseyip kafa salladım. O sırada zil çaldı.

"Ben bakıyorum siz devam edin." diyerek kaçtım hemen, kim geldiyse alnından öpeceğim. Biraz daha o masada kalsam birbirlerine olan keskin bakışları arasında ölüp gidecektim.

Kapıyı açtım ve görüntüsünden hemen önce fazlasıyla hatta fazlanında fazlasıyla net ve ağır kokusuyla selamlaştım. Buram buram kimyasal ve traş losyonu kokuyordu. Kapıyı tamamen açtığımda küçük dilimi yutmamak için oldukça çaba sarfettim. Evet, biliyorum. Bu kapının önünde fazlasıyla şok geçiriyorum, hemde üst üste. Fakat yemin ederim. En muhteşem görüneni aynı zamanda da beni en çok sinirlendireni buydu. Karşımda içine giydiği beyaz gömleği, onun üzerindeki siyah ceketi, altındaki siyah dar ve bacaklarını bir o kadar tapılası hale getiren pantolonu, üzerindeki siyah uzun paltosu ve özenle yaptığı saçları, hafif kısalttığı kirli sakalı ve kesik faulleriyle Karlos duruyordu. Hayran hayran bakmaktan başka birşey yapamıyordum. Ha, birde ağzımdan akan suları temizlemem gerekiyordu sanırım.

Çok yakışıklı göründüğünü düşündüm.

Ta ki aklıma başka bir kadın için böyle hazırlandığı, bu kadar özen gösterdiği gelene kadar. Onu ilk kez beyaz t-shirt ve jean dışında farklı bir kombinle görüyordum. Sanki dünki salak salak gülümseyip kafasını kaşıyan Karlos değil de, bilmem ne şirketinin patronunun zengin ve bir o kadar da şımarık çocuğu duruyordu karşımda. Sonradan düştü jeton, kendine gel kızım. Başkası içindi tüm bunlar. Başka bir kadın içindi. Belli ki, onun için de fazlasıyla önemli bir kadındı. Dur demeliydim kendime, tam şuanda bu noktada. Karşımdaki mükemmelliği soyutlaştırıp unut ve düşünme daha fazla. Düşün ki, karşında meymenetsiz bir Karlos var.

Geçmişe Dönüş [Karlos-Yaren]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin