4- "Söz."

973 81 11
                                    

» "Selamlar, yaptığınız yorumların herbiri benim için çok değerli, fakat bu bölümü en uzun ve beni benden alan bir önceki bölüme yaptığı yorumu ile cancağızım zayninrampasacixx 'e ithaf ediyorum. Yorumunun mükemmelliği için teşekkür ederim askım. Sadece yorumlar değil gelen mesajlar da fazlasıyla mutlu ediyor. Sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum, umarım okurken sıkılmaz ve büyük keyif alırsınız."

-Birdahaki bölüm, geçen hafta ve bu hafta da olduğu gibi en uzun ve en güzel yoruma! Yorumlarınızı bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyorum xx"

-Edossomerhalderxx

Yaren Kozak

2 Hafta sonra

Tamam, ne yalan söyleyeyim gerçekten Karlos'tan korkmaya başlamıştım. Müzik defterini aldığımı belirten o cümleyi kurduğumdan beri bana şaşırılacak derecede iyi davranıyordu. Aradan iki hafta geçmesine rağmen hâlâ sinirle üzerime yürümemiş veya kolumu çürütürcesine sıkarak beni sıkıştırmamıştı. Bu sabah kalkıp anneme ve kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. Annemin keskin ve peşpeşe olan birkaç öksürüğünü fark ettiğimde ilaçlarını verdim ve kahvaltı ettikten sonra da bir görev olarak üstlendiğim borçlu olduğumu düşündüğüm için her işlerine koşturduğum insanların dairesinin önünde aldım soluğu. Onlara da güzel bir kahvaltı hazırladıktan sonra, çıkıp ev bakmaya başlayacaktım.

"Günaydın Yaren, nasılsın?" Suratındaki kocaman gülümse ile Doğan karşıladı beni. Biraz sonra kenara çekilip geçmem için bana yön verdi.

"İçeri geçsene, bir sorun mu var?" boş gözlerle bana bakıyordu. Bende karşımdaki manzaraya, Eylül'ün omzunda uyuyan ve uyurken bile poz verir gibi bir ifadeye sahip olan Karlos'a bakıyordum. Fazlasıyla yapılı görünmüştü gözüme ilk kez. Pardon, onu bu kadar büyük görmemin sebebi hemen yanındaki sıska yüzünden olmalı. Düzeltiyorum.

"Neyim olsun Doğan, iyiyim işte." mutfağa doğru ilerlerken peşimden geldiğini fark ettim. Biryandan kahvaltı hazırlarken diğer yandan onu dinliyordum,

"Öncelikle bir haftadır içimde tuttuğum, kendimi yiyip bitirdiğim şu duygularımı seninle paylaşmak istiyorum. " Elimde tuttuğum bıçağı aldı ve tezgaha bıraktı.
" Senden ilk zamanlardan beri hoşlanıyorum, gayet farklı ve çekici bir kızsın bunu kabul et."

Tam ağzımı açıp birkaç kelime edecektim ki lafımı kesip konuşmaya devam etti, tıpkı Karlos gibi.

"Evet, vereceğin cevabın ne olduğunu biliyorum. Çünkü gözlerindeki adamı görebiliyorum. "

Sessiz kaldım. Bu konulara o kadar uzak hissediyordum ki kendimi, cevap verme gereği bile duymadım. Bıçağı elime tekrar alıp işime devam ettim.

"Aramızın açık olmasını istemiyorum, sadece bu saçmalıklarımın nedenini anlamanı ve bana bir pislikmişim gibi bakmamanı istediğim için açıkca söylüyorum. " Ona doğru döndüm. " Seni bir pislik gibi değil abim gibi görüyorum zaten. Kandemir abi benim için ne ise sende benim için osun Doğan."

Biraz sonra içeri dağınık saçlarıyla Eylül girdi. "Biraz daha sessiz olamaz mısınız? Karlos içeride uyuyor." Elimden geldiğince sakin ve sessiz olmaya çalışıyordum zaten. Eylül'e cevap vermek için kendimi hazırladığım sırada Doğan'ın kalın ses tonu benden önce araya girmişti bile. "Seni ilgilendirmeyen konulara karışma küçük, Karlos'a da söyle uyansın, Yaren geldi." Bana dönerek kinayeli bir şekilde gülümsedi, daha sonra da tezgaha yasladığı ellerini çekerek içeri gitti.

Neydi bu şimdi? Gerçekten adımımı attığım yerde farklı bir zırvalıkla karşılaşıyordum. İma ettiği şeyi hernekadar anlamamazlıktan gelsem de 'Gözlerindeki adamı görebiliyorum.' Cümlesindeki o adamın Karlos olduğunu iddia ettiğine adım gibi emindim. Bizim Karlos ile beraber olmamızı istemek, olmayacak duaya amin demekle eşdeğerdi. Kötü bir insan değil, hatta hernekadar atışsak birbirimizle uğraşsak da onun da beni, benim onu sevdiğim gibi dostça sevdiğini biliyordum. Eline geçen her fırsatta beni korumaya çalışmasını da buna kanıt olarak gösterebilirdim. Düşüncelerimi Eylül'ün bedeni ile aynı orandaki cılız sesi bölmüştü;

Geçmişe Dönüş [Karlos-Yaren]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin