3- "Oyun başlıyor!"

1.2K 88 18
                                    

» "Selamlar, tekrar ve tekrar söylüyorum ki sizi çok seviyorum. Yaptığınız yorumların herbiri benim için çok değerli, fakat bu bölümü en uzun ve beni benden alan bir önceki bölüme yaptığı yorumu ile @hilalgundogar7 'a ithaf ediyorum. Yorumun beni mutlu ettiği gibi fazlasıyla motive olmamı ve bu bölümü daha çabuk yazıp yayınlamamı sağladı. Sadece yorumlar değil gelen mesajlar da fazlasıyla sevinmemi sağladı. Sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum, umarım okurken sıkılmaz ve büyük keyif alırsınız."

-Birdahaki bölüm, geçen hafta ve bu hafta da olduğu gibi en uzun ve en güzel yoruma! Yorumlarınızı bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyorum xx"

-Edossomerhalderxx

3 Gün Sonra

Annemin ilaçlarını verdikten sonra Kandemir Abi ve diğerlerine yeni yaptığım, taze ev yemeklerinden götürdüm. Ferdi ile mutfağa girerken içeriden Bahadır'ın sesini duydum,
" Hoşgeldin, Yaren."
"Hoşbuldum." Sesim fazla neşeli çıkmış olacak ki Ferdi bana bakıp gülmeye başladı. " Neye borçluyuz bu neşeyi bakalım? Bu arada yine döktürmüşsün Yaren, 3 gün oldu senin yemeklerini yemeye başlayalı. Şu çıkan göbeğe bir bak, senin baklavalar yüzünden benim baklavalar elden gidiyor." Tencerenin kapağını açıp gözlerini kapatarak patatesli yemeği kokladı. Bu hali beni fazlasıyla güldürmüştü.

En çok Ferdi'ye alışmıştım. Yaşıt olduğumuzu sanıyorduk ama benden bir yaş büyük olduğunu öğrendiğinden beri "Madem öyle artık abinim ben senin." Klişesini sürdürüyordu. Ben yemeği sıcak sıcak tabaklara koyarken, içeri buz gibi suratıyla Karlos girdi. Tabağı elimden çekip telefonunu gözüme soka soka,
"Bu ne, bu!" diye kükredi birde. Retinamın telefonun parlaklığından dolayı yavaşça erimeye başladığını hissedince, elini ittirdim.
"Yahu manyak, gözümün içinden çıkart da göreyim değil mi?"
Elime telefonu alıp resime birkez daha baktım. Resimdeki bendim, yanımda da heybetli iki adamla beraber Gökhan vardı. Evet, bizim pavyonun sahibi olan Gökhan. Karlos'un beni kolumdan tutup dışarı sürüklediği akşamın ertesi sabahı erkenden gidip işi kapmıştım. 'Bizim pavyon' diye nitelendirmemin sebebi de bu zaten, o akşam ilk kez sahne almıştım.
O gün Karlos'la eve geldiğimizde Kandemir Abi ve annem de içinde olmak üzere herkese anlatmıştı pavyonda çalışmaya yeltendiğimi. Haliyle annem de, Kandemir Abi'de birdaha o pavyonun önünden geçmeme bile yasak koymuşlardı. Dinlemedim durmadım yerimde gittim, üstelik sahneye bile çıktım. Bu kendini bilmez de peşime adam takmış, birde "Bundan sonra benim gibi bir belaya sahipsin" diyordu. Bela dediği adam tutup takip ettirmekmiş meğer. Ama ben bunun altında kalır mıyım? Hayır. Kandemir Abi'de annemde duymasın diye üste çıkmaya çalıştım, pek ümidim olmasa da Karlos'un çenesini kapalı tutmasını sağlamaktı amacım.

"Ne oluyor Yaren, ne resmiymiş o?" Ferdi birkaç adım atıp elimden telefonu aldı.
"Ne dedik biz kızım sana? Pavyonu unut demedi mi annen ? Kandemir Abi'ye ne diyeceksin şimdi!" Geçmiş karşıma hâlâ saydırıyordu.
"O gece it gibi mekana dalıp beni aniden çekip çıkardığın için, senin benden dilemen gereken özürü ben o adamdan diledim. Anlamadan dinlemeden geçmiş karşıma hesap soruyorsun, hemde ikinci kez. " Güzelce kaşlarımı çatıp gerilen suratını izledim, herbir karışı ben söylendikçe dahada geriliyordu.

"Kandemir abi birdaha oranın önünden bile geçmeyeceksin demedi mi sana? İnsanlar senin için, senin can güvenliğin için kendini paralarken sen neden pervasızca davranıyorsun?!"

"Özür diledim, çalışmayacağım dedim. Teklifimi geri çektim Karlos, nerenle dinliyorsun sen beni?"

"Bana bak laflarına dikkat et..."

O yavaşça üzerime yürümeye başlayınca Ferdi ufak bir hamleyle araya girip Karlos'u göğüsünden destekleyerek hafifçe gerilemesini sağladı.

Geçmişe Dönüş [Karlos-Yaren]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin