Bir süredir kendi kabuğuma çekilmiş durumdaydım. Çok önemli bir şey olmadıkça evden çıkmadım. Senin yanına da gelemedim, özür dilerim. Orada yalnız kaldın. Ama gerçekten kendimle baş başa kalmam gerekti. Düşünmek için...
Birçok şeyi düşündüm. Seni, kendimi, içinde bulunduğum durumu, ruh halimi ve duygularımı düşündüm, Kochou. Bütün bunların üzerine de geldim tekrar senin yanına. Şu an bu satırları senin mezarının başında yazmaya çalışıyorum. Gece vakti. Ay ışığı aydınlatıyor etrafı ve tabii bir de getirdiğim fenerin alevi.
Dışarısı zaten karanlıkken yeraltı daha da karanlık... Ama biliyorum Kochou, karanlıktan korkmuyorsun. Peki ya o toprağın altında üşümüyor musun, Wisteria'm?
Eminim ki çok soğuktur orası. İzin ver de geleyim yanına, bedenini haorimin altında saklayayım. Kollarımın arasında ısın. Kimseler görmesin seni, beni, bizi... Gidelim Wisteria'm. Sana zarar veremeyecekleri bir yere gidelim. Söz veriyorum, 'gerçekten' gülmeni sağlamak için her şeyi yapacağım. Elimden gelenin fazlasını deneyeceğim...
Sen yeterki geri gel Wisteria'm. Söz veriyorum saçının teline zarar gelmesine izin vermem.
Özlüyorum. Sen yokken her şey o kadar sessiz ki... Peşimde sürekli bana seslenen biri yok, benimle dalga geçen biri yok, bedenimi deşercesine dürten yok, ortaklık yaptığım biri yok... Bana Ay'ın hoş olup olmadığını soran yok...
Gürültüne o kadar alıştım ki Wisteria'm, kendi sessizliğimde boğulmaya başladım.
Bütün bu yazdıklarım belki de anlamsız gelecek sana. Saçmaladığımı da düşünebilirsin belki veya bunların yerine hoşuna gidecek sözlerim... Umarım hoşuna gider, Kochou.
Düşündüğümü söylemiştim.. Sana karşı hislerimin farklı olduğunu fark ettim. Arkadaşlıktan çok daha farklı ve özel hisler...
-Tomioka Giyuu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.