Mesaj sesimiydi o?" Gözlerimi sıkıca yumdum fizikçinin sorusuyla.
Eğer benden geldiğini anlarsa cidden uğraşırdım. Zaten anlaşabildiğimiz söylenemezdi.
Fırat koluma vurup ceketinin iç cebine attı elimde ki telefonumu. Devam ediyordu bilidirim gelmeye. Sessize alıp cebine geri attı.
" Kimden geldiyse teslim etsin. Yoksa hiç birinizi çıkarmam." Ay of. Gel de bul o zaman.
" Yanlış duymuşsunuzdur hocam."
" Benim kulağım yok mu ikizlerin küçüğü? Anlamıyor muyum ben?"
" Kulağına tüküreyim.." Berkayın sessiz cevabına gülüp rahatça geriye yaslandım.
" Hocam sorunun cevabını h,25 metre İ de 3 olarak buldum. Bakabilir misiniz?" Alperin konuşmasıyla teşekkür edercesine baktım.
" Ah.. dua edin ki Bu sınıfta Alper gibi iyi olması için elimden geleni vereceğim biri var. Bu sefer yırttınız aynı şey olursa affetmem. Ve Alper, Doğru oğlum. Numaranı söyle de artını vereyim."
" 1055 hocam." Zilin çalmasıyla derin bir nefes aldım.
" Eyvallah Kardeşim." Fırat'ın elini kaldırıp Alpere teşekkür etmesiyle bende sıradan Fırat'ı iterek çıktım. Elimi uzatıp telefonumu bekledim.
" Bir dahakine sessize al salak." Başımı sallayıp, elime verdiği telefonu avcuma alıp en sonda arkada ki Alperin yanına gittim. Sıraya bakıp güldüm.
" Oturabilir miyim?"
" Tabi, gelsene." Çantasını masanın üstüne bırakıp yanında yer açtı. Elinde ki kitabın sayfasına ayraçı koyup kapattı. Oturup elimi yanağıma yasladım.
" Çok sağol. Gerçekten. Açığımı arıyor zaten. Gerçekten kurtardın beni." Gülümseyerek başını eğdi.
" Bir şey yapmadım ki.. Lafı bile olmaz. "
Bende gülümsedim." Okuldan sonra akşam üstü kahve içmeye gideceğiz. Bizimkilerle sen de gelmek ister misin? Öylesine teşekkür ederek kapatamayacağım kadar önemli benim için. İşin yoksa kırma beni lütfen."
" Ya ben sizi gerçekten rahatsız etmeyeyim."
" Lütfen. Israr ediyorum. İşin yoksa gel?"
" Peki.. davet ettiğin için teşekkür ederim."
" Ne demek. Konum atarım olur mu? " Başını salladı. " Tekrar sağol. "
Gülümseyerek elinde ki kitaba geri döndü. Ben de sırama döndüm. Berkay Eli başına yaslı camdan dışarıyı izliyordu. Fırat da geçenlerde Edebiyatçının eline tutuşturduğu kitabı okuyordu. Okullar arası bir kitap projesi vardı ve Edebiyatçı tabi ki göz bebeği Fırat ve Alperi de sokmuştu projeye.
Sessizce sıraya oturup Fıratın koluna yaslandım. Sabah gördüğüm gerçekten Eminmiş. Berkaya Bugün ki Dönem performans ödevini getirmiş. Evet, performans ödevini Emin'e yaptırmıştı. Matematik konusunda zorlandığımız herşeye Abimle o yardım ediyordu. İkisi de mimarlık okuyordu. Liseden dostlukları bakileşmiş, Üniversite de de aynı bölüm olunca hiç kopmamışlardı birbirlerinden.
Eminin anne babası Ankara da yaşıyordu. Okulu liseden itibaren de İstanbul da okumuştu. Burada abisiyle kalmaya başlamıştı. Abisi burada babasının mesleği olan avukatlığa devam ediyordu. Kendi ofisini açmıştı. Emin de burada kalmak isteyince işte lisede abimle tanışmışlardı.
Abimin en yakın tek arkadaşıydı sanırım. Bir de sürekli bahsettiği ama hiç tanışmadıgız bir arkadaşı vardi tabi. Güzel bir arkadaşlıkları vardı. Eminle ilk tanıştığımızda Emin lise sonken ben liseye yeni başlamıştım. Bizim eve gelmişti, Ders çalışmak için. O zaman da aynı şuan ki gibi tertemiz bir yüzü vardı. Zaten önüme gelenden hoşlanmaya çok müsait bir yaştaydım.
O zamanı hatırlayınca yüzüm gülmüştü yine. Onlara annemin hazırladığı tepsiyi götürmüştüm. Tepsiden bardağı alırken eli bileğime takılmış, en sevdiğim bilekliğimi koparmıştı. Başkası olsa yüksek nitelikli üstüne saldıracakken o yapınca sadece önemli değil diyebilmiştim. Sonrasında.. İki gün sonra yine bize gelmişti. Ama abim evde yoktu. Ona evde olmadığını söyleyince benim için geldiğini söylemişti.
O an ki heyecanımın aynısını her görüşümde yaşıyordum işte. Elinde ki küçük paket poşeti elime tutuşturup tekrar özür dileyip gitmişti. Bana bileklik almıştı. Özür dilemek için. Çok sevinmiştim bu kadar düşünmesine. O gün bugündür bileğimde takılı olan bilekliğe baktım kolumu sıyırıp.
O benim en değerli ikinci hediyemdi. İlki.. her neyse.
Çalan zille bölünen düşüncelerim, aklımın en ücra özel köşesinde ki tozu raflara yerine dönmüştü.. Mesaj gelmişti bana. Kim olduğuna bakmak için telefonu açtım.
*'05**' 1 Yeni Mesaj*
05**: Aşkını değil, aşkı göz et. Bir insanın hayatının en güzel anı, başka bir insana hayatının en güzel anını yaşatmak olabilir..
..
Kurgu kafamda oturduğu için durmadan bölüm yazıyorum buna. Diğerlerine fikir geldikçe yazıyorum maalesef. Kerem kurguları en kısa zamanda final verecek. Bunlara devam öptüm💅❤️