Hissizlik. Demek böyle birşeymiş.
Bu dünyadan göçüp gitme isteği değilmiş sadece benimki.
Bu dünyadan değil, bu evden gitmek istiyormuş benim ruhum. Bu insanlardan uzaklaşmak istiyormuş benim ruhum.
Benim ruhum annem ve babamın kilitlediği bir hapishanede tıkılı kaldı.
Anahtar annemde. Ama eğer annem giderse büyü bozulacak ve ben bu küçük hapishanemden kurtulacağım.
Kendimi kesmeyi bıraktım. Kendimi kestiğim bölümlerde zaten 'Yol Kesimi' diye ekliyorum.
Ancak uzun zamandır kendimi kesmiyorum. Kendimi kesmem daha güzelmiş aslında. Tüm acını, sinirini bırakıyorsun o yaraya.
Ama kesmemek... Ruhunda kalıyor acıların. Sinirlerin ellerine kilitleniyor. Aklın almıyor. Deliriyorsun, sinir krizi geçiriyorsun. Her şey mantıksız geliyor.
Artık bir günde tuvalete kaç kere girip ağladığımı bilmiyorum.
Ruhumu biraz da olsa ferahlatmak istiyorum. İstediğim şeyi yazmak istiyorum bu satırlara. Ama sürekli yazmak istiyorum. Bırakmamak istiyorum.
Sürekli okumak istiyorum. Kitap okumak istiyorum. Ancak bir kitap bile okuyamıyorum. O duyguyu uzun zaman önce kaybettim.
Yaz tatilinde, 8 Temmuz'da köye gönderecekler beni. Küçük abim Şafak ile. Köyde internet yok. Konuşabileceğim arkadaşlarım yok. Kuzenlerim var ancak onlar da mal.
Benim derdimi uzaktan da olsa gören tek bir akrabam var.
Dedem...
Hasan dedem. Babamın babası.
Aylar önce buraya, Kocaeli'ye ,evimize gelmişlerdi. O gün de her zamanki gibi mutsuzdum. Kollarımı kesiyordum.
Babam saat 10'da işe gittikten sonra babaanem ve annem babam hakkında konuşmaya -dedikodu yapmaya- başladılar. Babaanem ise dedeme birşeyler diyordu. Dedemin ise ağzından çıkan sözcükler babam için değil, benim içindi.
"Ben onu bunu bilmem. Ne yaparsınız bilmem. Ama ben geldiğimden beri kızımı (beni) izliyorum. İşlerini hep bir sinirle yapıyor. Etrafa sinirle bakıyor. Bu onu hasta eder..."
gibi bir söz söylemişti dedem. İlk kez biri anlamıştı halimi.
Dibimde olan ailem değil de, kilometrelerce öteden sadece 1-2 günlüğüne bize gelen dedem anlamıştı beni.
Benim amcalarımın hepsi güzeldir. İyidir. Paraları vardır. Ailesi güzeldir. Karılarını ezdirmezler. Halam da güzeldir. Ailesi güzeldir. Evi güzeldir. Mutludur.
Ailenin içinde maddi durumu iyi olmayan, güzel olmayan, mutlu olmayan, karısını ezdiren tek bir çocuk var. Tahmin ettiğiniz gibi Baba denilen o herif.
Köye gidince psikolojimin birazcık da olsa düzeleceğini hissediyorum. Köye gitmeden önce abinin eski bilgisayarını alacağım. Sürekli yazacağım, ve okuyacağım. İnternet olmasa dahi yazacağım.
Kendimi toparlayacağım. Yani en azından böyle planlıyorum...
21 Haziran 2022 | Salı (Bitiş- 14.14)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yol Kesimleri
Non-FictionBu Bir Kitap Değildir! Günlük gibi bir yerdir. Burada kendi acılarımı, dertlerimi anlatıyorum. En büyük dert benimki değil. Bunu biliyorum. Bölümler'in Ne Zaman Geleceği Belli Olmaz...