1

733 56 13
                                    

"uyan" kardeşimin uyanması için çabalarken aynı zamanda üstümü giyiniyordum. Rindou'nun bugün psikiyatriye randevusu vardı her seferinde uyuyarak kurtulacağını sanıyordu fakat dün bunda yanıldığını anladı çünkü onu uyurken götürdüm sonuç olarak yine o odaya girdi.
Üstümü giyinir giyinmez bakışlarım yanımdaki kardeşime kaydı." Rindou uyumadığını biliyorum kalk ve üstünü giyin gidiyoruz yoksa pijamaların ile götüreceğim tekrardan." Kendimden emin konuşunca rindou bıkmış bir şekilde baktı bana
Neden her sabah böyle yapıyorsun der gibiydi bakışları, rindou yatakta doğruldu ve yorganini üzerinden attı. Ağzımı araladım ve konuşmaya başladım
"Üstünü giyin kahvaltıyı restoranda yaparız"  onaylar şekilde mırıldandığında odadan çıktım. küçük kardeşim odada biri varken giyinemiyor, zaten ne olduysa o olaydan sonra oldu, desteği ben sağlamayı denedim ona, fakat yeterli değildi ben olsam bana bile yeterli gelmezdi o destek bu yüzden ise onu psikiyatriye yazdırdım. Sürekli gidip gelmeyi sevmiyor farkındayım fakat haftada en az üç kere gidip gelmesi gerekiyordu. İyiliği için ne kadar benden nefret ettiğini söylese de içten içe beni sevdiğini ve hak verdiğini biliyordum sonuçta o benim küçük erkek kardeşim..
Ayrıca yanlışlıkla rindou'nun haberi olmadan başka bir psikiyatriye götürüyordum onu ama bundan haberi yoktu yolda giderken söyliyecektim o çekingen biri.
Götüreceğim kişi lise arkadaşım adı akaashi haruchiyo kendisi psikoloji mezunu ve gayette kafa biri lisede ki en iyi arkadaşlarımdan biridir ama genelde ona sanzu derlerdi. Aradığım gibi açar ve hayır demeden herşeyi kabul ederdi.
Telefondan gelen arama ile elim ceketimin cebine gitti.
Arayan sanzu idi hemen cevapladım aksi takdirde susmazdi neden geç cevap verdin diye. Telefonu kulağıma getirdim ve konuşmaya başladım

Efendim sanzu..

Birazdan çıkacağız..

Hmm aynen ondan..

Peki saat 11 gibi orada oluruz..

Telefonu kapattım ve hemen rindou'yu çağırdım çoktan hazırlanmış bekliyordu
Montunu git üşütme kış ayında olduğumuz için dikkatli giydiriyordum onun vücudu soğuğa dayanıklı değildi.
Montunu giydiği gibi dışarı çıktık ve arabaya doğru yürümeye başladık anahtarla kapıları açtım ve hemen arabaya girdik rindou'nun burnu çoktan kızarmıştı bile umarım hasta olmazdı.
Kemerimi taktım ve arabayı çalıştırdım
Otoparktan çıkarken rindou müzik açmaya çalışıyordu müzik dinlemeyi severdi.
"İstersen kendi telefonunu bağla istediğin müziği aç rindou" yola bakarken söylemiştim bunu ama rindou'nun gülümsediğini hissedebiliyordum.
Rindou'nun müzikleri genelde sakin olurdu ve seçtiği Şarkılarda güzel olurdu..
Müzik zevki iyiydi.
Rindou son günlerde aynı şarkıyı açardı hatta eşlik bile ederdi..
Şarkının adı la tristesse du diable şarkıyı söyleyen kişi meimuna idi.

(Şarkı ektedir)

Rindou'nun Tepkisini merak ediyordum. açıkçası ona sormadan birşeyler yapmamdan nefret ediyor,bu konuda haklıydı.

Şuan psikiyatriye en yakın restorana gidiyorduk zaten hemen dip dibelerdi.
Rindou bana sorgular gibi bakarken neden hep gittiğimiz restorana gitmediğimizi sormayı ihmal etmedi bende ona sonra söyliyeceğimi söyledim anladığını biliyordum ama benden duymak ister gibiydi.
Restoranın kapısını açtım ve arkamda kalan rindou'ya gelmesi için işaret verdim.
Geldiğinde ben çoktan bir masa kapmıştım.
Siparişleri verip beklemeye başladık zaten gelmesi pek uzun sürmemisti kahvaltı sonuç olarak. Siparişler geldiği anda yemeye başlamıştık 11 e yarım saat vardı.
Çayımdan bir yudum aldım ve masaya geri bıraktım
Rindou'ya döndüm o da yemeye çalışıyordu.

"Psikoloğumu neden değiştirdin diye sormayacağım zaten sevmemiştim onu"
E bu bana ters tepki vermedi.

"Bu psikoloğu nerden buldun?"

Liseden arkadaşım diyerek konuyu kapattım
Masadan kalktım ve lavoboya doğru yürüdüm.
İçeri girip hemen elimi yıkayıp duruladim 10 dakika vardı hemen rindou'nun yanina gidip onu kaldırdım,hesabı ödeyip restorandan çıktık. Surdan mi gidicez abi rindou'yu onayladım.Merdiven yerine asansörle çıktık çünkü bayağı yukarıdaymış sanzunun ofisi..
Bunu suan öğrendiğim için aptal gibi hissettim.
2 dakika içinde sanzunun ofisinin olduğu kata çıkmıştık. Sanzu kendine kahve alıyordu.
Beni görünce somurtkan suratı gülümsedi ve kahvesi ile yanıma geldi

Hoşgeldin ran elini uzattı bende sıktım.

Hoşbuldum sanzu gülümseyerek karşılık verdim ufak bir kıkırtı sundu ve ardından hemen bana "Saçını patlıcana benzetmissin"
Dedi, bana diyene bak tch
Diyene bak pembe kasar sanzu kahkaha attığında aklıma rindou geldi

Sanzu bu benim küçük erkek kardeşim rindou  sanzu ona da elini uzattığında rindou'nun düşündüğünü biliyordum.
En sonunda rindou elini sıktığında
Ufak bir şekilde mırıldandı.
"Memnun oldum"

Selo rinzu yazmaya başladım oy verin pickolar

unutulmuş olan anılara ithafen •rinzu•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin