Hayat süprizlerle doludur, yabancı dediklerin en yakınından bile daha yakın olabilir ve sen buna engel olamazsın.
Yaklaşık bir saattir yürüdüğümüz bu patikanın nereye çıkacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu Meriç ise kendinden emin bir şekilde yürüyordu sanki azönce yanımızda bir ölü yokmuş gibi davranıyordu ne tuhaf çocuk ama.
"Neden yolun tadını çıkarmak yerine düşüncelere boğuluyorsun?"
Tadını çıkarmak mı dedi o, azönce yanımızda bir ölü vardı.
"Sen iyi misin? Azönce biri bizim yüzümüzden öldü, yaşama şansı varsa bile ölmüştür çoktan, sense bana yolun tadını çıkarmamı söylüyorsun."
Gözlerimin içine derin derin baktıktan sonra cevap verdi "Ben annemi öldürdüğüm zaman bile arkadaşımın doğum günü partisine gitmiş kişiyim bir yabancı için üzüleceğimi mi zannediyorsun?"
Ne demişti o? Annesini öldürdüğünü mü söyledi, bu doğru olabilir mi? Olduğum yerde durup derin bir nefes aldıktan sonra konuştum.
" Se-sen anneni mi öldürdün? "
" Evet" onun verdiği tekdüze olan bu cevap bana sadece korku veriyordu. Annesini öldüren birisi beni hayli hayli öldürür.
"Peki beni de öl - öldürür mü-müsün?"
"Kekelemeyi keser misin?"
"Ne yapmamı bekliyorsun annemi öldürdüm diyorsun sana ne diyebilirim korkuyorum, senden çok korkuyorum"
Burnunun altından bu dediğime gülmüştü.
"İnsanları yargılamak çok kolay değil mi?"
"Ne?"
"Yok bir şey, yola devam edelim ve merak etme ben kimseyi isteyerek öldürmem cani birisi değilim."
Annesini de mi istemeyerek öldürmüştü? Nasıl birisi bu böyle.
Meriç biran arkasını dönüp
"Bak ufaklık ya burada kalıp ölümünü beklersin ya da benimle gelip kurtulursun seçim senin."
Burada kalıp ölmek istemediğimden onunla gidecektim elbette ama o da pek tekin birisi değildi.---------
3 saatlik yürümemizin ardından bacaklarım ağrımaya başlamıştı Meriç de durup etrafına bakmaya başlayınca bende telefonumu açıp beni merak eden birilerinin olup olmadığına baktım vee tabiki kimse yoktu şaşırmış mıydım? Hayır.
"Hadi bırak o telefonu da yola devam edelim"
"Meriç ben çok yoruldum lütfen biraz dinlenelim"
Meriç bana bıkkın gözlerle bakmaya başladıktan sonra üzerime doğru yürümeye başladı bense o yaklaştıkça geriye doğru gidiyordum
"Ne? Üstüme niye geliyorsun?"
"Yerinde dur!" bunu o kadar sert bir şekilde söylemişti ki olduğum yerde kalakalmıştım. Daha da yaklaştı ve kollarını belime doğru getirip eğildi ve beni kucağına aldı.
"Hey niye beni kucağına alıyorsun?"
"Yorulduğunu söylemedin mi? Burada kalıp seninle ölümümü bekleyemem."
"Ben teşekkür ederim."
"Susacak mısın?"
"Teşekkür ediyorum ve se-" daha lafımı tamamlayamadan eliyle bana sus işareti yaptı ve ben direkt sustum. Böyle yaklaşık yarım saat boyunca patikada ilerledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESİT
RandomSessiz ruhlar arasında kalan bedenler~ Bizi de sevdiğini söyleyen kişiler vardı değil mi Elisa? Vardı Meriç vardı. Peki ben neden bunu hissedemiyorum? Ben sana sadece var olduklarını söyledim halbuki hissetmek sadece gerçek duygular üzerinde olur. B...