Bu gün burada ilk kez kendimi tanıyacağımı kim bilebilirdi ki?
Uzun yürümemizin ardından sahil gibi bir yere gelmiştik bu kadar güzel bir yerin oldukça sakin olması beni şaşırtmıştı ve belki biraz da korkutmuştu. Meriç beni kayalığın oraya indirdiğin de gözlerim ona kaydı sanki eski anıları canlanmış gibiydi ne düşünüyordu acaba bir dakika ya onun ne düşündüğü beni neden alakadar ediyordu ki? Belki de onunla geçirdiğim birkaç saat pardon(olaylı bir kaç saat) ona karşı içimde bir merak duygusu yaratmış olabilirdi her neyse bunları düşünecek değilim, düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı mesela kaç saattir ortalıkta olmadığım halde beni merak etmeyen ailem veya okula gitmediğim halde en iyi arkadaşımın (sözde en iyi arkadaşım) bana hiç mesaj atmaması gibi. Şuan anlıyorum da başıma bir şey gelse kimsenin zerre umurunda olmazdım. Bu iyi bir şeydi ölünce arkamdan ağlayan kimse olmazdı.
Canım sıkılmıştı ve öylece kıyıya vuran dalgaları izliyordum çok hoş bir görüntüsü vardı. Aramızda geçen sessiz dakikaları bozan benim attığım çığlık olmuştu.
"Ahhh" Meriç bu çığlığımı duyar duymaz bana sorar gözlerle bakmaya başladı bense ona kayanın üstünde duran yengeci gösteriyordum. O ise bana sen aptal mısın, bakışı attı bense gözlerimi devirdim çünkü bu yengeç beni ısırırsa canımın çok acıyacağını biliyordum. Sessizce kayadan aşağı inip sahile vuran dalgaların yanına gitmeye başladım. Denizin kokusu çok güzel ve insanın ruhunu sakinleştiriyordu bu eşsiz kokuyu en içime kadar çektim ve yürümeye başladım.Meriç'in ağzından
Çok tuhaf bir kızdı bir yengeçten korkuyor ama aynı zamanda da denize giriyordu acaba buranın güvenli olmadığını bilmiyor muydu? Neyse bu beni ilgilendirmez ne yaparsa yapsın.
Ben kumsala oturmuş kafamı dinlerken ahhh bu kızın sesinden kafa dinlemek ne mümkün?
"Susacak mısın?" duymuyor muydu beni, yoksa bilerek mi yapıyordu? Kalkıp onun yanına gidip kolundan çektim bana dolu gözlerle bakıyordu. Ağlıyor muydu o? Biran öyle durdu ve beni itti, aptal kız onun gücüyle gideceğimi zannediyor olsa gerek, yerimden oynadım mı, tabii ki hayır. O ise beni iteyim derken kendisi denize düştü ilk önce düşmesine izin verdim ve hiçbir şey yapmadım sonrasında ondan ses gelmeyince korkmaya başladım (korkmamıştım başıma bela olsun istemiyordum) onu denizden çekip aldığım sırada tuhaf sesler çıkarıyordu ağlıyor muydu, gülüyor muydu? Bu kız tuhaf demiştim değil mi? İkisini birlikte yapıyordu hem ağlıyordu hem de gülüyordu. Hiç beklemediğim anda bana bir soru sordu
"Senin ailen, arkadaşların seni seviyor mu?" bu soruyu o kadar masum bir şekilde sormuştu ki ona ne diyeceğimi bilemedim ve o tekrar konuşmaya başladı.
"Biliyor musun, benim ailem de arkadaşlarım da beni hiç umursamıyorlar, onlar için bir hiçim" o an gözlerim istemsizce açıldı, ona ne demeliydim, ne yapmalıydım. Kendimden bile beklemediğim bir anda ona sıkıca sarıldım o da bir saniye dursa da bana sarıldı. Neydi bu şimdi neden ona sarılmıştım ki? Belki de yaşamımızın biraz olsa benzemesi beni ona karşı boşlukta bırakmıştır.Bir bölümün daha sonuna geldik okuyanı olmadığı için eleştiri yapanı da yok, bende kendime göre yazıyorum.
Sevgilerle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESİT
RandomSessiz ruhlar arasında kalan bedenler~ Bizi de sevdiğini söyleyen kişiler vardı değil mi Elisa? Vardı Meriç vardı. Peki ben neden bunu hissedemiyorum? Ben sana sadece var olduklarını söyledim halbuki hissetmek sadece gerçek duygular üzerinde olur. B...