[bölüm 1]
desire - meg myers
Adımını içeri attığında ilk fark ettiği karanlık olduğuydu. Başlangıçta tamamen karanlıktı ama koridor sona erip de geniş dans pistini görebilecek konuma geldiklerinde her şey ışıklara büründü. Başını ne tarafa çevirirse çevirsin renkli ışıkları görüyordu. Gürültü, bir sis gibi etrafını çeviren insan kalabalığından kulaklarına ulaşıyordu.
Arkadaşı onu sürüklemeyi bırakıp sevgilisini görebilmek için etrafa bakarken Stiles Stilinski, kahverengi saçlarını karıştırıp iç çekti. Sigara kokusu, içki kokusu ve isimlendirmek istemediği diğer kokular iç içe geçip midesini alt üst etmişti. Dans etme kisvesi altında birbirine sürten bedenlerden tüten ter kokusu ise en baskın olanıydı. Birileri buraya neden zevk için gelirdi?
"Allison'ı göremiyorum," diye söylendi Scott McCall. Yirmi iki yaşındaki Stiles Stilinski'nin en yakın arkadaşıydı. Scott'ın kahverengi saçları, aynı renkte gözleri, esmer bir teni ve Stiles gibi mükemmelliyetçi bir insanı bütün çocuklukları boyunca deli eden sola yamuk bir çenesi vardı.
Kalabalığın üstünden bakıp barın diğer ucunda garsonlarla konuşan genç kızı gördüğünde "Gördüm onu," diyerek arkadaşını itekledi. "Yürü hadi." Scott'ın arkasından kalabalığa daldı.
Duvara yaslanmış vaziyette garsonlara direktif vermekle meşgul olan kız, kalabalığın içinden çıktıklarını görünce "Scott!" diye bağırarak onlara el salladı. Stiles görünmez olmayı umursamadan ikisinin birbirine merhaba demek için öpüşmesini izledi. Allison Argent, kestane rengi saçları sırtından aşağı dökülen, beyaz tenli ve köşeli yüz hatlarına sahip güzel bir kızdı. İçinde bulundukları bu doğaüstü dünyada, canavarları avladığını savunan Argent ailesinin en genç üyesiydi. Şuan içinde bulundukları bar görünümlü genelevi de o işletiyordu.
Nihayet sevgilisinin ağzının içini aramayı bırakan Allison, saçını kulağının arkasına atarken geniş bir gülümsemeyle Stiles'a döndü. "Hey, Stiles! Nasılsın?"
Stiles omzunu duvara yaslayıp üstüne çöken boğucu havayı defetmeye çalışırken "İyiyim," dedi. "Ya sen? Gerçi işler hareketli görünüyor."
Kızın gamzeleri ortaya çıktı. "Aynen öyle, bu sıralar acayip yoğunuz! Hey, hâlâ gözüne kestirdiğin birileri yok mu? Sana arkadaş indirimi yapacağıma dair verdiğim söz geçerli."
Ah, Stiles bundan tiksiniyordu. Bütün o kurtadamları, kimeraları, ölüm perilerini ve diğer doğaüstü canlıları yakalayıp köle pazarlar gibi pazarlamak... Stiles buraya her adım attığında kusacak gibi oluyordu. "Sağ ol ama gerçekten yok," derken başını çevirip kalabalığa baktı. Hepsi nasıl da eğleniyordu. Yaşamaya bile hakları olmadığı için ucuza pazarlanan bu doğaüstüleri pis emellerine alet etmiyormuş gibi gülüyorlardı. Hepsi iğrençti.
Allison omuz silkti. "Sen bilirsin ama biri olursa muhakkak söyle. Senin için bir şeyler ayarlarım."
Stiles ilgileniyormuş gibi başını sallayıp Scott'la yiyişebilmeleri için onlara birkaç dakika izin verdi. Bu esnada kendisi de yanlarında durmuş boş gözlerle kalabalığı izliyordu. Dağınık saç ve makyajlar, yarı çıplak bedenler, kimi kurtadam yüzüne sahip doğaüstüler iç içe geçmişti. Garsonlar alkolleri aşağı yukarı taşıyordu. Bazı müşteriler ikişerli üçerli bir şekilde barın üst katlarına giden koridorda gözden kayboluyordu.
Tam o esnada Stiles'ın gözleri bar tezgâhına takıldı. Elbise diye üstlerine geçirdikleri avuç içi kadar kumaş parçalarıyla bütün kızlar ve üst vücutlarını ortaya seren erkekler tezgâhtaki içkileri görmezden gelerek öne eğilmişlerdi. Stiles onların nereye baktığını anlamak için gözlerini kıstı ve dudaklarından kaçan nefesinin altında "Vay canına," diye fısıldadı. Kuruyan boğazını geçiştirmek için yutkundu, omuzlarını dikleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one more time || sterek [b×b]
FanfictionTEEN WOLF | STEREK Keşke uçmayı hiç öğrenmeseydik.