bölüm on dört; haram olmuş bu diyarlar bana

292 39 8
                                    

"jisoo?"

nefes nefese kalmış bir şekilde beni omzumdan itip hızla içeri girdi ve arkasından kapıyı kapatıp yere çöktü. titreyen elleri ile yüzünü sıvazlarken, bir yandan da hıçkırıklarını duyuyordum.

eğilip çenesinden tuttum ve başını kaldırdım "hey, ne oldu? bu saatte ne işin var burada?"

bir hıçkırık daha kaçtı dudakları arasından, çenemde ki elimi itip gözyaşlarını sildi sert bir şekilde.

"manoban, dahyun hayatımı mahvetti. jennie giderek benden uzaklaşıyor, ne yapacağımı bilemiyorum. ona ulaşmak için çabalıyorum ama hayır, her seferinde beni kendinden uzaklaştırıyor?"

duraksadım "jisoo, bu beni ilgilendirmiyor." dedim nötr bir sesle.

güldü, tamamen samimiyetten uzak bir gülüştü bu. "biliyorum seni ilgilendirmediğini, sadece bana akıl vermen için geldim. roseanne park ile yıllardır berabermişsiniz, o senden gitmek istese de sen izin vermemişsin. bunu nasıl yaptı-"

"ne saçmalıyorsun sen?" diye sinirle çıkıştığımda tek kaşını yukarı kaldırdı "yalan mı söylediklerim?"

yere oturup boylarımızın eşitlenmesini sağladım "yalan söylediklerin" dedim yine aynı ses tonuyla "o benden hiçbir zaman gitmek istemedi, sizin aksinize biz her zaman birbirimizi sevdik. çektiğimiz acılar bazen bizi güçsüz düşürse de hiçbir zaman kavgalarımız ilişkimiz yüzünden olmadı."

sırıttı, bu garibime kaçarken seri bir şekilde ayaklanıp kapı koluna tutundu "çok safsın, üzerler seni." diyip çıktı evimden. az önce ki olayların şokunu atlatamazken hızla arkasından çıktım.

ayağıma rastgele terlik geçirmiş ve o apartmanın dışına çıktığında anca ona yetişebilmiştim. "jisoo!" diye bağırıp sertçe kolunu tuttuğumda arkasını dönüp kolunu benden kurtarmaya çalıştı, ama ondan güçlü olduğumun hâlâ farkında değildi.

"neydi bu şimdi? ne saflığından bahsediyorsun sen?"

bıkkın bir nefes verip gözlerini devirdi "bırak kolumu manoban, sana konuyu söylemeyeceğim. söylesem bile artık hiçbir şey fark etmez, olan oldu sonuçta."

hâlâ anlamamış bir şekilde ona bakarken sırıtıp telefonunu çıkarttı, birkaç yere dokunup bir ses kaydı açtığında, bu sesin bana ait olduğunu fark ettim. az önce söylediklerimi kaydetmişti.

ben afallamış bir şekilde ona bakarken, o bu halimi fırsat bilip kolunu kurtardı benden. ses kayıtları ile ne yapacağını anlamamıştım, zaten bu yüzden de o giderken sesimi çıkarmamış, gidişini izlemiştim.

fakat arkası dönük yoluna devam ederken, söyledikleri zihnimi allak bullak etmişti. esen havayı umursamadan hızla evime girip telefonumu elime aldım, söyledikleri hâlâ dört dönüyordu zihnimde.

"park roseanne neden sana okulda düşman gibi davranıyor bunu öğrenme vaktin geldi lisa, şimdi git ve ona herşeyi sor. çünkü birkaç gün sonra belki de artık onu hiçbir zaman duyamayacaksın."

-

kış güneşi
roseanne
buraya bak hemen
lütfen

18
lisa, ne oluyor gecenin bir vakti?
yoksa yujin evine mi geldi? doğru söyle bir şey mi oldu, hemen paltomu giyinip sana gelebilirim

kış güneşi
roseanne neden okulda bana düşmanınmışım gibi davranıyorsun?

görüldü.

lalisa for roseanne | chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin