7

1K 88 43
                                    

"En sevdiğin göz rengi ne?" Jungkook bir gün uyumaya çalıştıkları zaman Jimin'e sorar.

Jimin mırıldanarak göğsüne geri sarıldı. Son zamanlarda, Jungkook'tan ayrı kalmaya dayanamıyormuş gibi hissediyordu. Onun geniş ve güvende hissettiren kolları, kolayca sarabileceği dar bir beli, Jimin'in başını sokması için geniş omuzları vardı. Ayrıca güzel kokuyor ve yumuşak bir teni de vardı.

"Bence mor," diye yanıtladı Jimin. "Genetik olarak mümkün olmadığını biliyorum. Ama bence güzel bir lavanta rengi göz, hatta koyu bir mor bile çok etkileyici olurdu."

"Hmm."

"Senin en sevdiğin göz rengi ne?"

"Seninki."

Jimin güldü.

"Sadece flört ediyorsun."

"Seninle flört etmemden hoşlanıyor musun?" Jungkook sordu, ellerini Jimin'in gömleğinde gezdirdi, parmaklarını düz karnının üzerinde gezdirdi, tırnakları aylar önce Dohyuk'un onu kristal parçasıyla kestiği yara izinin ince çizgisinde gezindi.

"Benim için bir sorun değil," diye yanıtladı Jimin, kelimeler yonca balı gibi dilinden yumuşak bir şekilde yuvarlanırken.

"Güzel," Jungkook boynuna doğru gülümsedi. "O zaman yapmaya devam edeceğim. Sen flört etmek istediğim ilk kişisin."

"Birçoğunun ilki."

"Sen. Sadece sen," dedi Jungkook. "Seni çok seviyorum. Sana o göz rengini alacağım, tamam mı? Sana söz veriyorum."

Jimin gülmeden edemedi.

"Elbette. Kontakt lens olmasını umursamam. Bir de fotoğraf makinesi al, bir polaroid. Fotoğraf çekineceğiz."

Jungkook sadece gülümsedi.

...

Jimin, Jungkook'un tüm hayatı boyunca yalnız olduğundan şüpheleniyordu. Eski arkadaşlarından veya çocukluk anılarından asla bahsetmezdi. Sadece çiftliğinde hayvanlarla oynadığı eğlenceli zamanlardan bahsediyordu.

Adil olmak gerekirse, Jimin'in de hiç bu kadar çok arkadaşı olmamıştı. Eskiden dans ettiği onunla yaşta olan Ilsung'a sahipti ve daha fazla para kazanmak için müşterilerle gizlice yatan Mina ile aynı yeri paylaşmıştı. Jimin onun için sırrını sakladı. Bunun dışında Hyunwoo'ya sahipti ama küçük çocuktan bahsetmek her zaman kalbini acıtıyordu.

"Çiftliğimde bir köpek vardı, adını Mimi koymuştuk." dedi Jungkook.

"Mimi?" Jimin, odalarında Jungkook'un başı kucağına yaslanmış halde kitap okurken sordu.

"Evet. Ve yavruları vardı.  Bizim çiftçilerden biri bana onlardan birini vermişti çünkü ben onu 9 yaşımdayken istiyordum."

Jimin gülümsedi. Büyürken hep bir köpeği olmasını dilerdi.

"Bu çok tatlı Jungkook. Sen zaten çok büyük olduğuna göre köpek artık yaşlı bir köpek olmalı."

"Hayır, o hala aynı," diye yanıtladı Jungkook. "Köpek yavrusu."

Jimin kaşlarını çattı, biraz kafası karışmıştı.

"Tam olarak aynı görünüyor. Artık havlamasa da."

Jimin, Jungkook'a baktı ve iri gözlerinde bir boşluk vardı.

Onun yerine sadece gülümsedi.

"Artık uzakta olduğuna göre seni özlediğine eminim," dedi Jimin, kafa karışıklığını gidermeye çalışırken.

the breathless zooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin