Aşk sorunsalı 🌸

82 12 0
                                    



Sarang ikilinin birbirine olan bakışlarını fark edince onlara anlamazca baktı.

"Siz tanıştığınıza göre beraber vakit geçirebilirsiniz benim gitmem gerekiyor"

Sarang kendinde kötü birşeyler hissetmeye başlamıştı. İkili hala birbirine bakarken onayladı. Sarang oradan ayrıldı yoldan geçerken duyduğu sesler ile durmak zorunda kalmıştı. Bir kişi beş wampiri karşısına almış dövüyordu. Şaşırdığı şey işe o kişinin nasıl bu kadar güçlü olduğuydu. Bir yere saklanmış onu izliyordu. Diğerlerinin wampir olduğunu dişlerinden ve gözlerinden anlamıştı. Ama wampirleri benzeten kişinin ne olduğunu anlayamamıştı. Bir tane wampiri öyle bir benzetmişti ki tek bir yumruğu ile  wampir havada uçuştu. Wampirler artık yavaş yavaş pes etmiş kaçarlarken sarang'ın  tek isteği görülmemekti. Ama  birşey vardı ki gördüğü şeyler ve kendini daha da kötü hissetmesiyle gözleri kararmış ve kendini yerde bulmuştu. Gitmeye hazırlanan karanlık güçler, yani yeonjun fark etmişti mavi saçlı kızı yere düşürken de yaptıklarını izlerken de...

Yeonjun çoğu zaman kötüydü. Ya da o öyle olduğunu düşünüyordu. Az önce o wampirleri zevkine dövmüştü. Ama aslında bunun bile bir sebebi vardı. O wampirler insan kanı içiyordu ve bunu gizlice yapıyorlardı. Onları dövme isteği bu yüzdendi ama o kabul etmiyordu. Onları sadece zevk için dövdüğünü düşünüyordu. Şimdi de ne kadar bırakmak istesede yerde duran sarang'ı görmezden gelememişti. içinden geçirdi 'bunu sadece gördükleri başımı belaya sokarsa diye yapıyorum.' karanlık güçlerin kendisi olması onu kötü yapmalı ve evet o sonuna kadar kötü olmak istiyordu. Sarang'ı kollarından tuttu ve sırtına aldı. Kendine göz deviriyordu. Çünkü ona yardım ediyordu. Önüne gelen su yeşili saçlarına sinirle üfledi.


***

Taehyun oldukça sıkılmış ve içinden onu tek başına bırakan emma'ya saydırıyordu. Emma çapkın bir kızdı ve yine birilerini kesiyor olabilirdi. Taehyun fazla sıkıldığı  için boş sandığı spor salonuna direkt dalmıştı. Orada beomgyu'yu görmeyi beklemiyordu. Beomgyu'yu pek fazla tanımıyordu. Pek aldırmazdı da zaten, beomgyu'yu kimse önemsemezdi zaten, diğerlerine göre o normal değildi. Beomgyu bir periydi ama onun diğer periler gibi görünmez, gücünü kullandığı zaman kendini renklendiren kanatları yoktu. Güçleri ile çoğu zaman dalga geçilirdi. Onunla uçamaması ve olmayan kanatları hakkında kırıcı şeyler söylerlerdi. Birşey daha vardı ki Beomgyu'da onları umursamıyordu. Taehyun boş seyirci koltuklarından birine geçmiş elindeki death note'u okumaya başlamıştı. Beomgyu'da onu görmezden gelerek basketbol oynamaya devam etmişti. Taehyun'un keyfi yerindeydi manganın en heyecanlı kısımlarına gelmişti. Oldukça dikkatli okuyordu. Okuduğu bir yerde heyecanla gülerken kafasına top gelmesiyle ağzından bazı kelimelerin çıkmasına engel olamamıştı. Beomgyu telaşla konuştu

"B-ben çok özür dilerim bilerek olmadı"

"Birde bilerek yapsaydın salak peri"

O da aynı şekilde topu beomgyu'ya atmıştı. Sonrada sinirle oradan ayrılmıştı. Neyse ki ikisine de birşey olmamıştı. Taehyun oldukça sinirlenmişti kafasını dağıtmak için biraz geçmiş veya gelecek zamanda takılabilirdi. Evet onun güçleri geçmiş ve geleceğe gidebilmesiydi. Ana bir tek kendi geleceğine ve geçmişine yolculuk yapamıyordu. Gücü tam taehyun'a göreydi. Çünkü o eğlenmeye bayılırdı.


***

Emma tamda taehyun'un düşündüğü gibi birini kesiyordu. Ama o birini yaklaşık iki aydır kesiyordu. Normalde birkaç gün anca sürerdi. Han jisung onda biraz daha farklı etkiler yaratmıştı. Yine de fazla uzun süreceğini sanmıyordu. Emma şuan bir delilik yapmış han jisung'u  geçtiği boş sokaklarda takip ediyordu. Arkasından ilerlediği bedeni umursamıyordu yani yakalanacağını düşünmüyordu. Ancak jisung bir anda durmuştu yalnızca arkasını dönmemişti

"hayatını bu kadar çok mu sevmiyorsun?"

Emma gözlerini sıkıca kapattı. Evet, yakalanmıştı. jisung ona döndü.

"E-efendim bana mı dediniz?"

Bir anda emma'nın yanında belirdi.

"Sadece bir soru, beni neden takip ediyorsun?"

Emma bazen düşünmeden konuşurdu. Ya da çoğu zaman öyleydi. Şimdi de o zamanlardan biriydi.

"Çünkü sen çok yakışıklısın"

Bunu diyerek kaçmıştı. Jisung ise şaşkınca arkasından bakıyordu.


***

Daria, yeni bir güne yine söylenerek başlamıştı. Meri'yide bulamamıştı. Arkadaşı dünden beri kayıptı sanki,  bu düşünerek okula girerken arkadaşının bir anda sırtına atlamasıyla az kalsın yeri boyluyordu.

"Ya canım arkadaşım NE YAPIYORSUN!, hem nerelerdesin sen kaç gündür"

Meri sevimli bir şekilde gülümseyerek söyledi.

"Ben aşık oldum!"

"Sen, ne?"

"Sana bahsettiğim arkadaşım sarang var ya beni bir çocukla tanıştırdı."

Daria artık sabır diliyordu. Böyle şeyleri pek umursamazdı. Umursamaz ve yavaş bir şekilde sınıfa girerken, arkadaşının arkasından ittirmesiyle bu sefer yere yapışmıştı. Daha doğrusu birinin üstüne, daria şaşırmıştı. Aynı zamanda changbin'de onun gibi üstündeki bedenle neye uğradığına şaşırmıştı.



***

Saran uyandığında nerede olduğunu çözmeye çalışıyordu. Etrafı inceledikten sonra bomin'in evinde olduğunu anlamıştı. ama buraya nasıl gelmişti?, onu buraya kim getirmişti? Bütün bu sorular kafasının içinde dönüp duruyordu. Tabi durum böyleyken kollarını birbirine bağlanmış ona kızgın şekilde bakan bomin'i sonradan fark etmişti. Bomin fazla dayanamadı ve sordu.

"Sarang neyin var ,neden bu halde geldin?"

"Bilmiyorum, bir anda oldu"

"Cidden mi sarang?, Ya inanamıyorum sana seni buraya karanlık güçler getirdi. Nasıl korktum biliyor musun, ya sana birşey yapsaydı?"

"Ama öyle birşey olmadı ve güvendeyim"

"Jeongin içinde sana birşey yapmamış olabilir "

"Jeongin mi?"

"Ah, evet onlar arkadaşlar"

"Bomin küs müyüz?"

Bomin tavırlı bir şekilde başını yana çevirdi. Sarang kıkırdayarak arkadaşının yanına gitti ve ona sarıldı.








Bomin'im Yaa çok severim kendisini ( üçüncüydü) hehe

Neyse karakterler şuan birbirinden bağımsız gibi ama ileride öyle olmayacak zaten

İyi okumalar 💚





saklı dünyamız {SKZ, TXT}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin