hedef :/

53 8 0
                                    

Soobin yine anlam veremeyerek kafasını iki yana salladı. Sanırım Rachel ile büyük tartışacaktı. Bu anlaşılması pek zor değildi.

"Sana inanamıyorum cidden mi?"

"Evet, cidden! İşime karışma soobin"

Soobin artık ne demesi gerektiğini bilemiyordu Rachel oldukça kararlı görünüyordu. Her zaman kendi dediği neyse onu yapmaya kararlıydı.

"Karışırım tamam mı!!"

"Bu çetenin lideri benim ve neler yapabileceğimi biliyorsun. İsteklerimi yap ve sorgulama"

"Rachel beni dinle istediğin gibi olmayacak üzüleceksin "

"Ayrıldığımızda da üzülmüştüm soobin"

"Rachel... Birbirimize iyi gelmiyorduk biliyorsun, bunlarımı konuşacağız şimdi"

"Bence de konuşmayalım sadece susalım biz"

Soobin daha yumuşak bir şekilde söyledi.

"O çocuğun güçleri sana iyi gelmeyecek, ne anneni ve babanı geri getirebileceksin ne de yenilmez olduğun için mutlu olabileceksin"

"Git artık seni lanet olası"

Soobin gözlerini sıkıca kapattı o görmese de başını onaylar şekilde sallayıp oradan ayrıldı.




***

Jeongin'in anlattığı şeyler yeonjun'u fazlasıyla düşündürmüştü.

"O kız seni arkadaşıyla tanıştırdı ve sende görür görmez hemen aşık oldun?"

"Evet hyung off sırılsıklam aşık oldum hemde"

Yeonjun o an aşktan bahsederken  resmen jeongin'in gözlerinin parladığına şahit olmuştu. Bu farklı bir parlaklıktı karanlık güçler bunu hemen anladı.

"Jeongin sen bir hyunjin'e baksana bu aralar aklı başka bir yerlerde gibi gözüküyordu."

"Peki yeonjun hyung"

Jeongin giderken yeonjun hemen yanındaki felix'i dürttü.

"Ne oldu?"

"Felix o kızı takip et ve güçlerini öğren"

"İyi, ama neden?"

"Tahmin ettiğim şekilde gücü varsa ise yarayabilir. Telepatik güçlerini kullanarak bunu öğrenebilirsin"

"Tahmin ettiğin şey ne yeonjun?"

"Şöyle ki bence o kız... İnsanları birbirine aşık edebiliyor"

Yeonjun'un söylediği şeyler Felix'in gözlerini büyütmesine sebep oldu. Şu perisi olan sarang'ın diğer gücü insanları birbirine aşık edebilmesi mıydı?, Peki bu Yeonjun'un ne işine yarayabilir?...

Jeongin yeonjun'un dediği gibi hyunjin'in yanına gelmişti. Ve evet hyunjin kafası karışık gözüküyordu.

"Sende mi aşık oldun?"

"Başka kim aşık olmuş?"

"Ben oldum, kim olabilir?"

"Ne saçmalıyorsun?"

"Neyin var?"

Hyunjin çok soru sorduklarını fark edince gülmeye başladı. sonra bir an durdu ve durgunlaştı. Jeongin bunu fark etti meraklı gözlerle ona baktı. Hyunjin bir iç çekti elini kırmızı uzun saçlarından geçirdi.

"Annem evleniyor"

"Ne?, Kiminle?, insan mı?

"Hayır o bir ateş tanrısı"

"Nasıl??, Bir dakika kızı su perisi mi?"

"Ne bileyim jeongin kızını"

Jeongin anlamaya çalışıyordu bu olabilir miydi?, Jeongin yanılmak istiyordu ama levanter'da tek bir ateş tanrısı vardı onunda kim olduğu belliydi.

***

Sarang kafasındaki soruların cevabını almak istiyordu ve bu soruların cevabını verebilecek birini bulmak

Aslında buldu da o büyücüyü gördü. Onun adını daha önce birçok kez duymuştu. Ama korkuyordu komik değil mi? Ateş tanrısının kızı bir büyücüden korkuyordu. Ama sarang'ın o kadar da tehlikeli bir gücü yoktu o sadece bir su perisiydi. Cesaret edip rachel'in yaşadığı yere gitmeye karar verdi. Ona herşeyi vermek istiyordu. Geçmişi, geleceği, herkesi, herşeyi

Rachel'in yine bitkileri ile uğraştığını görüyordu. Bir anda buraya hiç gelmemesi gerektiğini düşündü ve geri dönüyordu...

"Hey, dur bakalım"

Sıkıca gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı

"Ben, sormak şey için soru geldim"

Rachel gözlerini şaşkınca açıp baktı sonra ise iç çekip göz devirdi.

"Senin bana soracağın bir sürü soru var ve cevap istiyorsun, hepsini biliyorum"

Sarang utanç duymaya başladı. O bir büyücüydü ve tabiki isteyeceği şeyleri biliyordu.

"Kaç gündür gözlerin üzerimde, taciz ediliyorum sanırım"

"Ne, hayır üzgünüm rahatsız olacağını düşünemedim"

"Herneyse sana yardımcı olabilirim. Gereksiz soruların için"

"Gerçekten mi?"

Rachel sırıttı piyonunu bulmuştu ve onu umursamıyordu. Sarang  sadece onun işine yarayacaktı. Rachel bunun mutluluğunu yaşıyordu.

"Kang taehyun'un saçlarını istiyorum"

"Onun saçlarını ne yapacaksın?"

"Şartım bu, ya kabul et ya da git"



***

Meri jeongin ile randevuya çıktığı için daria yine yalnız kalmıştı. Bir yandan sınıfına yeni gelen changbin'in üstüne düşmesini unutmaya çalışıyordu. Hepsi meri yüzündendi.  Meri onu itmeseydi o da changbin'in üstüne düşmezdi. Daria mione'nin evine gitmeye karar verdi. Belki beraber pijama partisi yaparlardı. Daria aklımdaki düşünceler ile savaşmaktan böyle kurtulurken changbin ise arkadaşlarına lanet okumakla meşguldü. Çünkü daria'nın üzerine düşme olayından sonra arkadaşları sürekli o konuyu açıp  başka başka şeyler ona ediyordu. Bu durum changbin'in canını sıkıyordu. En sonunda dayanamayıp ona sırıtarak bakan bang chan'ı kovalamaya başladı. Aralarına katılan seungmin'de onları ayırmaya çalışıyordu.

O sırada daria'ya gelecek olursak mione'nin söylenmelerini dinliyordu. Belliki onu sinirlendiren birşey vardı mione kucağına saksıdaki bitkilerinden alıp onlarla konuşmaya başladı.

"Ondan nefret ediyorum"

Daria merak edip sordu.

"Kimmiş bu nefret ettiğin kişi"

"O bir şeytan ve kötü!"

"Woah çok şaşırtıcı gerçekten, bir şeytandan da iyi olması beklenirdi zaten"

"Bende bir cadıyım ona bakarsan, ama iyi olanından"

"Pekâlâ iyi cadı yastık savaşına ne dersin?"

"Ortalığı sen temizleyeceksen olur derim"









Zoom in zoom out okay👌

Babyler selammm 👋

İyi okumalar 💚






saklı dünyamız {SKZ, TXT}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin