arkadaş oyunu

33 6 0
                                    

Yeonjun


Çok istemeyerek şatoya gelmiştim. Daha içeri girmeden onların seslerini duymaya başladım yine kavga ediyorlardı. Hep yapıyorlardı bunu ve sürekli kavga edecek birşey buluyorlardı. Annem bir şans meleğiydi. Babam da mutlak güç sahibiydi. Annemin şansını kullanamadığı tek şey ailemizdi. Kapıdaki muhafız önümde eğilip kapıyı açtı. İçeri girdiğimde kavgayı biraz da olsa kesmişlerdi. İkisinin de odağı ben olmuştum. Annem hemen bana babamı şikayet etmeye başladı.

"Yeonjun şuna söyle işime karışmasın!"

"Sorun ne?"

"Havuzdaki lotuslar onu rahatsız ediyormuş!"

"Lotuslara alerjim var!!

"Sen havuza yaklaşmıyorsun bile!"

Derin iç çekip göz devirdim. Bu kadar saçma bir sebep bile kavga etmelerine neden oluyordu. Anne ve babama kendi odama geçeceğimi dedim. Babam yemek vaktinde orada olmamı söyledi. Odama girip yatağa sırt üstü uzandım. İşte bu yüzden bu yüzden anne ve babamın tekrardan aşık olması gerekiyordu ve bunu yapabilecek bir kişi vardı. Yapmak istemese de yapacaktı. O kız onları birbirine bağlayacaktı.




***



Rachel

Kai'ye farklı farklı büyüleri gösterirken onun neleri önce gördüğünü ve neleri doğuştan bildiğini görmeye çalışıyordum. Gerçekten de gücü fazla belirsizlik çekiyor olmalıydı bunu hissetmiştim.
Gaon biz büyü yaparken gelmiş hayran hayran Kai'yi izliyordu. O prenslere karşı ilgiliydi ve ilk kez bir prens görüyordu. Gerçi bizde ilk kez görüyorduk. Soobin sunyeol ile lunatic için kayıt işlemlerini nasıl halledebileceklerine bakıyordu. Beomgyu birkaç kötü zombinin lunaticde olduğunu söylemişti. Bu bizim işimize yarardı. Bir ara soobin prenle onu izleyen gaon'a bakmıştı sonra ise işini yapmaya devam etti. Beomgyu gelmiş ve istediğim bitkileri getirmişti. Sanki birşey söylemek istiyordu ama çekiniyordu. Onu o konuşmasa da anlıyordum.

"Gel beomgyu biz dışarı çıkalım"

Bunu dememle gülümsedi. Gerçekten de anlamıştım onu bende aynı şekilde gülümseyerek ona baktım, Beomgyu'nun hemen yüzü düştü ve sorusunu sordu.

"Şey... Kanatlarımın olması imkansız mı?"

"Senin için bunu inceledim aslında bir yol var ama ister misin bilmiyorum "

"Nedir?"

"Başka bir perinin kanatlarını çalıp ele geçirebilirsin "

"Rachel bu çok acımasızca"

"Bu umurumda değil eğer bunu istersen senin için yaparım"

"Kanatsız bir peri olmak benim kaderimde var biliyorsun"

"Bunu değiştirebilirsin"

"İ-istemiyorum"

Biz konuşurken koştura koştura gelen sarang'ı fark ettik. Beomgyu onun benim için geldiğini anlayıp diğerlerinin yanına gitti. Beomgyu gidince direkt olarak kaşlarımı çattım.

"Ne işin var burada"

"Şey şimdi ben sana sadece sorularım için yardım edeceğim ama benimde bence yardım almaya ihtiyacım var şöyleki çok az arkadaşım var ve seni meri'ye arkadaşım olarak tanıtmış olabilirim ve beraber onun arkadaşları ile tanışmak zorunda olabiliriz ve sen benimle gelmek zorunda da olabilirsin"

"Bir büyücü olmama rağmen dediklerini anlamıyorum"

"Arkadaşım meri beni diğer arkadaşlarıyla tanıştıracak ve sende arkadaşım olarak yanımda geleceksin"

normalde bunu kabul etmezdim. ama karşımdaki kız bana komik gelmişti. Yine de ondan birşey isteyebilirim.

"Pekala su perisi önce sihirli tohumlarımın yağmura ihtiyacı var yağmur yağdırman gerek"

"Tamamdır."

Kanatları birden ışığını yaydı ve kendini belli etti. Gözleri de bunu yapmasıyla renk değiştirdi. Normalde mavi olan gözleri laciverte dönmüştü.  Gücünü bu kadar hızlı kullanması bu konuda yetenekli olduğunu gösteriyordu. Bunu yapar yapmaz beni peşinden sürükledi. Beni nereye götürüyor bilmiyordum ve geldiğimiz yerde karşımda üç kız duruyordu. Hepsi tek tek kendini tanıttı. Sarang da beni onlara tanıttı. Adının mione olduğunu öğrendiğim kız benim kim olduğumu az çok tahmin etmiş olmalı ki daria'nın arkasına saklanır gibi oldu. Sanırım geldiğimiz yer mione'nin eviydi. İçeride bir kız daha vardı ah bunlar bitmiyordu. Oda bizi görünce kaşlarını çattı bizi hiç beklemiyor gibiydi.

"Arkadaşlarını getireceğini bilmiyordum."

"Bende evde kalacağını bilmiyordum genelde hep dışarı çıkarsın ya çünkü"

Daria ortam gerilmesin diye yapacağımız şeylerle ilgili öneride bulundu. Şuana kadar birçok kez geçirdim içimden burada ne işim vardı benim, ama yine de buradaydım işte belki de büyümü kullanmalıyım böylelikle buradakilerin gücünü öğrenebilirdim. Hemen sihrimi kullandım daria'nın da prens kai gibi gücü belirsizdi sanırım o güçleri olduğunun bile farkında değil, mione ise bir cadıydı. Emma tam tahmin ettiğim gibi bir periydi. Sarang bana yardım edecek ama Emma, Beomgyu isterse onun işine yarayabilirdi. Çünkü her peri gibi beomgyu da görünmez kanatlarının olmasını hak ediyordu. Beomgyu için birçok şey yapardım istemesi yeterdi. Bir süre sonra kapı çalmıştı. Mione gidip kapıya baktı gitmesiyle de gelmesi bir oldu.

"Sarang biri geldi seni soruyor"

Sarang'da kalkıp kapıya baktı. Bir süre bekledim ama biraz uzun sürünce bende sarang'ın yanına gitmeye karar verdim. Ve yaklaşınca gelen sesleri dinledim.

"Geliyorsun sarang"

"Gelmiyorum işte hyunjin"

"Geleceksin"

İkisinin yanına geldiğimde beni gören hyunjin şaşırmıştı.

"Rachel?"

"Hyunjin?"

Bu sefer sarang büyük gözlerle ikimize baktı ve sonra üçümüz de aynı soruyu sormuştuk.

"Siz tanışıyor musunuz?"
















İyi okumalar 💚


















saklı dünyamız {SKZ, TXT}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin