•••
" Barlas komutanım içeride mi?"diyen asker ile kalbim hızla çarpıyordu.
Yıllar sonra gelmişti evli bir şekilde kalkıp nasıl bakabilirdim ki? Arkamda açılan kapı ile yürüyecektim ki düşümeden duvara tutundum. Uzatılan el ile umursamayıp hızlı adımlarla abimin yanına gittim. Bahçede abim ve kucağında ki Denizi görünce tebessüm. Deniz beni gördüğü gibi ellerini çırpıp seslenmeye başladı.
" Anne!" dediğinde yanına gitmemle boynuma atlayınca kahkaha atıp yanaklarını öptüm.
" Canım benim." dediğimde daha çok öpmem için kıkırdağın da daha çok öptüm. Abim kaşlarını çatınca ona yaklaşıp yanağından öptüm.
" Kıskanma abi seni de seviyorum." dediğimde banka oturunca kucağımda ki yiğenim ile sıkıca sarıldım.
" Sana geliceğimi duyunca başladı ağlamay gelicem diye zar zor kendini getirdi cimcime."
" Benim canımın içi." derken Denizin avuç içinden öptüm hoşuna giden en çok şey buydu.
" Hadi yemek ye." diyerek çiğ köftemi açıp elime verince tebbesüm ettim. Geçen kısa zaman sonra üçümüz de doymuştuk.
" Biz gidelim artık küçük hanım uyusun akşam yine gelirim." diyerek ayaklanan abim ile bende kalktım. Deniz daha çok bana sokulunca mayışmıştı yemekten sonra. Abim uzanıp kucağına aldığında onun anlından abimin yanağından öpüp geri çekildim.
" İyi ki varsın abi."
" Sende bir tanem hadi içeri gir hasta olma." dediğinde tebbesüm edip hastaneye girdim geç saatler olduğu için azda olsa sessizdi. Bugün ameliyatını yaptığım askerin odasına doğru yürüdüm. Kapıda ki askerler arasında bu sefer yakamı tutan asker vardı. Bakışları beni bulunca mahçup bir şekilde bana baktı.
" Ben bilmiyordum Altay komutanımın kızı olduğunuzu. Sizden hep bahsederdi bize fakat görmemiştik özür dilerim doktor hanım." dediğinde bunları anlatanın kim olduğu beliydi koltuklarda oturmuş bizi izliyordu.
" Sorun yok fakat bir daha başkası için söyleme bunu insanın yarası kanıyor. " dediğimde daha fazla mahçup olunca orada bırakıp içeri girdim. Gelen cihaz sesleri ile derin bir nefes alıp kontrol ettim uyuyan hastamı.
" Seni hiç tanımıyorum ki büyük ihtimalle sende beni tanımıyorsun. Anneni gördüm sana bakarken içi gidiyordu baban ise sert, yıkılmaz duruyordu. Annen içini akıtıyor peki ya baban? En zoru da budur yıkılmaz durupta en çok yıkılmak. Sen iyileş ki ne baban yıkılsın nede annen ağlasın." dediğim gibi cihaz sesleri ile odadan çıktım.
" Durumu nasıl kızım?" diyen bey amca ile tebessüm ile ona baktım.
" İyi daha iyi olucak şuan bir sorun yok." dediğimde sadece yüzüme baktı tanımak ister gibi.
" Seni tanıyor muyum?"
" Altay komutanımın kızı." diyen bir asker ile adam duraksadı.
" Ah kızım Altay benim en iyi dostumdu onu uğurladığımızda bile içim rahat değildi. Herkes toprak atınca-"
" Özür dilerim lafınızı böldüm fakat-" diyerek sustum başka kelime kalmamıştı dilimde.
" Kusura bakma kızım bilemedim." dediğinde başımla onaylayıp karşı odaya girdim. Minelin annesi koltukta uyumuştu ki Minel de uyuyordu. Dolapta fazla olan örtüyü alıp Minelin annesinin üzerine örtüm. Mineli kontrollerini yapıp çıkıcaktım ki duvara yaslanıp beni izliyen kişi ile yüzüne bakmadan yanında geçtim.
" Hiç değişmemişsin eskisi gibi merhametli bir yüreğin var." dediğinde duraksadım bi adım arkasında durmuştum.
" Üzgünüm fakat ben o merhameti iki yıl önce askeriyede bıraktım. "
" Sen öyle sanıyorsun sadece kırıcaklar diye kendini koruyorsun."
" Öyle değil mi zaten? Hep kırmadılar mı?" dedim sessiz kalınca odadan çıktım. Diğer hastalarımı kontrol edip abim yanına aşağı indim. Beraber çardağa oturup çayımızı yudumluyorduk.
" Gördün mü?"
" Evet."
" Konuştun mu?" dediğinde derince yutkundum bakışlarımı çekerken.
" Sana daha önce de söyledim yok öyle biri."
" Seviyor seni."
" Seven insan kırıp gitmez." dediğimde haklı olduğumu biliyordu her zaman.
" Seven insan mecbursa bırakır."
" Şu konuyu konuşmayalım."
" Hâlâ affetmedin değil mi? Dönmesine rağmen?" dediğinde abim bugün yine beni anlamıştı.
" Dönse bile affetmem."
" Dönse affetmem diyorsun da adı geçince gözlerin doluyor be çocuk..." diyen abim ile dolu olan gözlerimi kırpıştırdım.
" Acıyor abi çok acıyor bende isterdim Barlas denildiğinde mutlu olmayı. Bu bana reva mı? Ben isterdim ki orada babam şehit olduğunda yanımda olsun isterdim. Ben baba neydi bilmiyordum ki şehit olduğunda nasıl tepki vericektim bilmiyordum. Okul bahçesinde bekler diğer babaları izlerdim nasıl olunur merak ederdim. Şimdi ise ne anne nedir biliyorum nede baba nedir biliyorum. Bu iki hitap geçince dünyam duruyor aklımda tüm sorular yer alıyor. Geriye dönüp baktığımda kimse elimden tutmamış. İlk annem doktor diye doktor oldum daha sonra babam askeriyede diye orada çalıştım. Şimdi ise asker görünce babam beliriyor karşımda. Rüyamda hep onu öyle görüyorum karşımda duruyor fakat elimi uzatıyorum yetişmiyor. Var olduğu hâlde yokluğu yaşamak bir yana olmadığı hâlde varlığında yokluğunu yaşamak başka. İsterdim ki babam elimi tutup sıkıca sarsın beni geçmişimi, yaralarımı, kırgınlıklarımı. Şimdi ise geçer oldum mezarın başına elini değil toprağını öpüyorum. Kokusunu değil toprağın kokusunu alır oldum. Ben hiç bilmiyorum babam nasıl kokardı diye. Ona sarıldığımda ya hastane koktu ya da toprak koktu ben hiç onun kokusunu bilmiyorum ki . Sesini unutur oldum elimde bir video ya da ses kaydı yok ki hatırlıyım. Yüzünü unutur oldum , mimiklerini, hâl ve hareketlerini unutur oldum. Elime donuk bir fotoğraf verip benden medet bekliyorlar. Başımı omzuna değil mezar taşına koyar oldum. En zoru da ne biliyor musun? Ben babamın kalp seslerini unutum. Hâlbuki duymadan önce her şeyi yapardım şimdi ise hatırlamak için yaparım. İsterdim ki bunları yaşarken Barlas yanımda olsun işte istemekle kalmıyor." dediğim gibi abim sessiz kaldı. Bir süre sadece sessizce oturduk orada başımı omzuna yaslamıştım.
" Hadi kalk sabah oldu hastalarıma bakıp çıkalım." dediğimde yerimden kalkınca bakışlarım abimi buldu.
" Sen git bunları arabaya bırakıp geliyorum güzelim." dediğinde itiraz etmeden arkamı dönüp hastaneye girdim. Son hastalarımın odasının önüne gelince askerlere selam verip içeri girdim. Gördüğüm kadının yanında ki adam ile duraksadım. Adam ise ilk şaşırdı sonra ise tebessüm etti.
" Kusura bakmayın." derken yanlarına gelmiştim fakat bakışlarım karşımda ki adamdaydı.
" Akasya Yılmaz değil mi?" dediğinde dolu gözlerimi çektim.
" Evet."
" Siz tanışıyor musunuz?" diyen kadın ile adam tebessüm ettim.
" Tanıştırayım Akasya bu karım Pınar, oğlum Barlas, kızım Minel buda size bahsettiğim küçük kız." dediğinde diğerleri şaşkın bir şekilde bize bakıyordu.
" Beni gördüğüne sevinmedin gibi." dediğinde içten bir şekilde tebessüm ettim.
" İnsan hiç kahramanını gördü diye sevinmez mi ?"
" Akasya!" diyerek içeri giren abim ile dolu gözlerle ona bakınca sinirli bir şekilde yanıma gelmişti.
" Noldu bir tanem? Niye doldu gözlerin? Yine mi şu Barlas?" dediğinde fazlasıyla utanmıştım fakat abim şuan onun farkında değildi bile.
" Abi iyim bir şey yok sadece Yunus amcayı gördüm onun için." dediğimde dönüp Yunus amcaya baktı.
" Kutay Gündoğdu." diyerek elini uzatınca Yunus amca elini tuttu.
" Yunus Sert sadece kardeşin olduğunu biliyordum." diyen Yunus amca ile tebessüm ettim.
" Doğru süt abim olur kendisi."
" Siz kardeş misiniz?" diyen Minel ile bakışlar onu bulurken o abime bakıyordu. Bakışlarım abimi bulduğunda dudağının kenarı kıvrılmıştı Minele bakarken.
" Sanırım burada ki herkes tanışıyor bir ben mi tanımıyorum?" diyen Pınar hanım ile tebbesüm ettim.
" Aslında yüz yüze gelmedik fakat Yunus amca sizden çok bahsediyordu." dediğimde kolumdan tutup çekince sıkıca sarıldı.
" Ay benim güzel kızım bizde büyüdü de nasıl oldu diyorduk? MaşaAllah pekte güzelsin nazar boncuğu falan takalım." dediğinde tebessüm ettim geri çekilip yüzüne baktım oldukça ciddiydi. İlk defa Derin teyzem ve Selma sultandan sonra anne sıcaklığı hissetmiştim.
" Teşekkür ederim." derken elini yanağıma koyunca gözlerim dolmuştu.
" Barlas hep bahsetti senden fakat bu kadar güzel olduğunu söylemedi." dediğinde anne sevgisi hissetmiştim bu kadında. Ayrıca Barlasın benden bahsetmesi fazlasıyla tuhafıma gitmişti.
" İlk defa değil fakat ilk defaymış gibi sizde anne sıcaklığı hissettim teşekkür ederim." dediğimde geri çekildim.
" Hocam!" diyen Yudum ortamı bozunca tebessüm ettim.
" Efendim?"
" Bir hastanız sizi çağırıyor." dediğinde yanlarından çekilip masanın üzerinde ki dosyayı doldurdum.
" Sizi bu akşam bize davet ediyorum konuşmamız gereken konular var." diyen abim ile anlam verememiştim.
" Yok hayata olmaz." diyerek Minel abimi reddedince Pınar hanım konuyu biliyormuş gibi araya girdi.
" Olur geliriz oğlum." diyince dosyayı kapatıp Yuduma döndüm. Fakat Pınar hanımın abime olan samimiyeti ile şaşırmıştım.
" Ben çıkıyorum yarına kadar yokum bir sorun olursa haberdar et."
" Tamam hocam." diyen Yudum ile diğerlerini döndüm.
" Şuan çıkmam gerekiyor akşam tekrar görüşücez zaten işin bittince aşağıda buluşalım abi."
" Olur güzelim bende birazda çıkarım."dediğinde dışarı çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER
EspiritualDiğer hastalarımı kontrol edip abim yanına aşağı indim. Beraber çardağa oturup çayımızı yudumluyorduk. " Gördün mü?" " Evet" " Konuştun mu?" dediğinde derince yutkundum bakışlarımı çekerken. " Sana daha önce de söyledim yok öyle biri." " Seviyo...