"Eğer bir gün intihar etmek istersem seni bırakırdım çünkü ben çoktan sana dönüştüm. Ve seni bırakmak, benim için en acılı ölüm olurdu."
࿔᭬ৡ⃪꫶⃗၇͜ᩘ🦋͜ᩘ၇⃪⃖ৡ࿔
Günler su gibi akıp geçmişti ve benim için o büyük gün gelmişti...
Üniversite sınavı.
Yarın bu saatlerde sınavda olacağımı bilmek hem heyecan, hem mutluluk hem de müthiş bir korku hissiyatını beraberinde getirse de oldukça sakindim.
Bu sınav başkaları için o kadar önemli değildi belki, ama benim için önemliydi. Çevremdeki herkes bana 'bu kadar gerilme alt tarafı bir sınav, kendini bu kadar yıpratma' diyordu ama onların bu söylediklerine kulaklarımı kapatıyordum.
Bu sınav benim hayatımdı. Bu sınav benim için her şeydi. Bu sınav benim için dünyadaki en önemli şeydi... Bu sınav benim hayatımı kurtarmak için tek çıkış yolumdu. Ben kendimi kurtarmak zorundaydım çünkü benim, benden başka kimsem yoktu. Bana 'alt tarafı bir sınav' cümlesini kuran insanların arkasında onlarca insan vardı. Sınavı kazanamasalar bile sırtlarını yasladıkları bir dağ vardı ama benim yoktu.
Ben düşersem kimse beni kaldırmaz, bana merhamet etmezdi. O yüzden bu sınav benim her şeyimdi...
Kapının zili çaldığında elimdeki kitabı bıraktım ve koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda ise karşımda kargocu duruyordu ve kucağında bir saksı orkide vardı.
Kaşlarım çatılırken, kargocu elindeki orkideyi bana uzattı. Adamı bekletmemek için çiçekleri aldığımda, bana bir sekreterlik ve kalem uzattı "teslim aldığınıza dair imza atabilir misiniz?"
Kafamı sallayıp adamın elindeki kağıda imzamı attım. Adam "iyi günler" dediğinde ona aynı şekilde karşılık verip kapıyı kapattım ve sırtımı kapıya yasladım. Kim bana çiçek gönderirdi ki?
Tekrar salona geçip koltuğa oturdum ve saksıdaki orkidenin yapraklarına dokundum. En sevdiğim çiçeklerden biriydi orkide. Bir ara almak istemiştim ama fiyatını görünce resmen dudağım uçukladığı için bundan vazgeçmiştim... Yani buradan şunu anlıyoruz ki ; bana bu çiçeği gönderen kişi zengin biri...
Çiçeği incelediğim sırada üst yapraklarının üzerine iliştirilmiş küçük, mor bir zarf gördüm ve hemen aldım. Zarfı açıp içindeki kartı çıkardım ve üzerine yazılmış olan notu okudum.
"Yarın seni sınava götürmeyi ve o okulun bahçesinde seni beklemeyi her şeyden çok isterdim fakat elimden hiçbir şey gelmiyor... Bedenimle olmasa da ruhum ve kalbimle senin yanındayım. Sana olan güvenim tam, o sınavdan güle oynaya çıkacağını biliyorum. Şans seninle olsun canımın en içi, seni seviyorum...
Ekin Karahanlı."
Gözlerim dolu dolu elimdeki zarfa bakarken, dudaklarım yine benden izinsiz iki yana kıvrılmıştı.
Ekin Karahanlı yine yalnız hissetmeme izin vermemişti...
"Canımın en içi yazmış" diye mırıldandım kendi kendime deli gibi gülerken. Ah, sanırım bu çocuk yüzünden akıl sağlığımı yitiriyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Sen Bir Ben
Teen FictionSadece arkadaş edinmek için ufak bir oyun oynayarak, alışveriş merkezinin her bir köşesine kullanıcı adınızın yazılı olduğu kağıtlar bıraktığınızı düşünün. Peki sadece bir kağıt parçası, hayatınızı ne kadar değiştirebilir? Başlangıç : 16.04.2022