"Çünkü sen, güzel olan her şeyin bir fazlasısın."
࿔᭬ৡ⃪꫶⃗၇͜ᩘ🦋͜ᩘ၇⃪⃖ৡ࿔
Haftalardır... Haftalardır, neredeyse her gün Ekin'le konuşuyoruz. Her gün birbirimize 'günaydın' yazarak sohbeti başlatıyor, 'iyi geceler' diyerek bitiriyorduk. Açıkçası bu durumdan oldukça memnundum çünkü yanlız hissetmemek güzeldi...
Telefonumdan gelen klik sesiyle bakışlarımı ekrana çevirdim. Gelen mesaj Ekin'dendi. Bana bir fotoğraf gödnderdiğini görünce hızla fotoğrafı açtım ve altına yazdığı mesajı okudum. Makarna fotoğrafı atmıştı.
"Bak, senin verdiğin tarifle makarna yaptım."
Gülerek ona cevap yazdım.
oykuaslan : çok beğeneceğine eminim. Bende yemek yiyorum şu an.
Mesajım hemen görüldü oldu ve Ekin yine bir şeyler yazmaya başladı.
ekinnkarahanli : sen hangi yemeği yaptın?
oykuaslan : ben senin kadar becerikli olmadığım için dışarıdan pizza sipariş ettim.
Bir anlığına onunla dalga geçtiğim için pişman hissetsem de, Ekin'in bunu kafaya takmayacağını düşündüm. Onunla haftalardır konuşuyorduk ve onu tanıdığım kadarıyla, alıngan bir insan değildi. Büyük ihtimalle bu mesaja güler geçerdi.
Mesajım görüldü olmuştu ama Ekin bir şeyler yazmıyordu. O yazmadıkça, ben geriliyordum. Bozulmuş olabilir miydi? Ama haklıydım. Ömründe ilk defa, benim sayemde makarna yapmıştı. Bu yüzden onun pek de becerikli bir insan olduğunu söyleyemezdim...
Üst katlarında oturan İngiliz bir kadın para karşılığında onların yemekleri ve temizlik işleriyle ilgileniyormuş. Ama bugün kadının önemli bir işi çıktığı için onların yemeğiyle ilgilenememiş. Bu yüzden yemek hazırlamak onlara kalmıştı. Ekin dışarıdan sipariş etmeyi pek sevmiyordu çünkü oradaki çoğu restoranın mutfağında domuz eti mevcuttu. Tüm bunları ve daha fazlasını, haftalardır süren muhabbetimiz sonucu öğrenmiştim...
Elime bir pizza dilimi aldığım sırada telefonumdan bir bildirim sesi geldi ve o dilimi aldığım gibi geri bıraktım.
Telefonumu açtığımda ise gördüğüm bildirim beni o kadar heyecanlandırdı ki, tüm dengemin altüst olduğunu hissettim.*ekinnkarahanli'dan bir sesli mesaj.*
Küçük bir çığlık attığım sırada kazayla, oturduğum sandalyeden aşağıya düşmüştüm. İnleyerek tekrar sandalyeye oturdum ve attığı ses kaydını dinledim.
Gülüyordu... Hayır, kahkaha atıyordu.
Devamında ise 'ne kızsın ya' diyordu. Sesi kalındı, derinden geliyordu. Ve bir de... Sesi çok güzeldi.Şu zamana kadar güzel olan onlarca şarkı dinlemiştim. Ama onun sesi zihnimdeki tüm güzel şarkıları sildi ve onların yerlerini doldurdu. Bu çocuğa ait olan her şey, dünyanın en güzel şeyleriymiş gibi geliyordu bana.
Mesela bana göre dünyanın en güzel gözleri ona aitti. En güzel saçları, en güzel sesi, en güzel vücudu, en güzel bakışı, en güzel gülüşü... Dünyadaki en güzel şeyler ona aitti benim gözümde.
O ses kaydını kaç defa dinlediğimi sayamadım. Tüm dünyadan soyutlanmış bir şekilde ses kaydını dinlemeye devam ettiğim sırada beni kendime getiren şey, Ekin'in attığı mesajın bildirim sesi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Sen Bir Ben
Teen FictionSadece arkadaş edinmek için ufak bir oyun oynayarak, alışveriş merkezinin her bir köşesine kullanıcı adınızın yazılı olduğu kağıtlar bıraktığınızı düşünün. Peki sadece bir kağıt parçası, hayatınızı ne kadar değiştirebilir? Başlangıç : 16.04.2022