Kaçak Damat | liskook

Bölüm:18

Bu kadar yazdığım ettiğim kurgulara karşı okuyup beğenmemeniz beni kırıyor açıkçası...lütfen saygıdan da olsa şu minicik parmaklarınızı emegim için beğeni eder misiniz?

Jungkook:

"Yah bu elbise bana sanki olmadı gibi!"
Gözlerimi devirip arkama döndüm.

-"Yine ne old-"
Kalbim titriyor ve göz bebeklerimin büyüdüğünü hissediyordum.Bu kız,yani elbise çok güzel.

-"B-bu bu çok güzel olmuş."
Utangaç bakışlarla etrafı süzdü.Sonra da derin bir nefes vererek yandaki erkek çalışana bakarak gülümsedi.
"Acaba ufak inci bir kolye var mı?"
Erkek çalışan gülümseyerek Lisa'nın yanına adımladı.Neden kaşlarım çatılıyor? Hem banane ki?
Yani?
Öyle işte?

"Tabi efendim isterseniz sizi takı bölüme alabilirim."

-"Lisa ben seni götürürüm sevgilim."
Elinden sıkı sıkı tutarken gülümseyen saniyelik suratımı ifadesizleştirip kabine soktum.

"Ya Jungkook! Ne yapıyorsun ha?"
Koluma sert bir şekilde vurmasının acısıyla tıslayarak tutup sırtını kapıya yasladım.

-"Bence sen sus.Çok konuşuyorsun!"
Gözlerimi ani bir hisle kaçırırken kuru bir öksürükle mırıldandım.
-"Hem bu saatten sonra yaptığın ettiğin ve söylediğin şeylere dikkat et.Koskoca şirket varisi Jeon'un karısı olacaksın."
Tam tahmin ettiğim gibi ukalaca gülüp kollarını birbirine bağladı.
Ne manyak kız çıktın sen be! Bir kere beni dinlese şaşarım zaten!

"Ya cidden mi?O senin olan koskaca şirketin filan kendi terinin hakkıyla mı yoksa sahte evlilik yaparak işlettiğin kadınların ilişkindeki terinin hakkıyla mı kazandın Jeon Jungkook?"

Söylediği sözlerle hayret edercesine güldüm.
-"Cidden unutmayacaksın değil mi?Geçmişimi veya yaptığım şeyleri."

"Evet unutmayacağım!Unutturmayacağım da! Bana gelirken bile başka kadınlarla oldun. İğrençsin!"

-"Beni bir kere bile olsa dinlemiyorsun!Oysaki sana zarar vermesinler diye dayak yiyip yine yanına geliyorum.Hem kendim hemde senin için bu evliliğe başvurdum.Ama sen hep kendini düşünme peşindesin!"

"Ben mi kendimi düşünüyorum?"

-"Evet sen!"

"Bu zamana kadar hiç erkek arkadaşım olmadı.Belki olmasını istiyorum.Gerçek bir aşkımı beklerken  böyle işlere bulaşmam sence de bencillik mi?"

-"Ne?"

"Ne ne! Baksana etrafıma hiç erkek arkadaşım veya sevgilim yok.Neden?!"

-"Var dikkatli bakarsan göreceksin zaten!"

"HANİ NERDE NERDE NERDE?!"

-"TAM BURADA KARŞINDA!"
Birbirimize şaşkınlıkla baktık.Tanrım ben ne dedim az önce.
-"Ç-çabuk hazırlan ben çıkıyorum."

Ses çıkarmayışı beni kabullenirken perdeyi çeker çekmez çalışanların hepsi kıyafetleri düzenliyormuş gibi yaparak bizi dinliyordu.
O erkek de dahil...
Ufak bir gülümseme ile karşıdaki koltuğa oturup bekledim.Gözlerimi yere dikerek düşündüm.
Ben...cidden...malın...önde...gideniyim.

Eskiden kadınlar peşimde koşar gecelik için kıyafet seçtirirken şimdi ise yarın evleneceğim kadına sade bir tören için kıyafet bakıyordum.
Eskiden dediğime bakmayın.Ben halen öyleyim.Sadece şu ölüm işimizi aradan çıkarmaya çalışıyorum o kadar.

"Ben geldim."
Sessiz bir mırıldanıştan sonra tam kalkacakken o erkek çalışan bir adım atarak öne geldi.
Hay ben senin...
"Efendim isterseniz takı bölüme göz atabiliriz?"

Aslında gözünüde çıkartıp takı yapabiliriz.Düşündüğüm şeylere bak gittikçe deli oluyorum.Sonra gözlerimi belertip Lisa'ya hızla döndüm.Bu yaptığım hareketle ufaktan sırıtan Lisa'ya karşı düşündüm.

Bu kız beni delirtecek.Ve içimdeki bu duyguda ne?

Jungkook yandın oğlum sen.