Bölüm:26

225 30 9
                                    

Evlilikten bu yana ilk defa yan yana oturuyor ve film izliyorduk.Tabi yan koltuktaki anneyi unutmayalım!

Jungkook halen Bayan Manobal'a karşı mahçupca bakıyor ve masum bir şekilde gülümseyip sessizleşiyordu.Uysal köpek diye geçirdi içinden Lisa.Jungkook geldiğinden beri varlığını yok saymak istermiş gibi tek kelime etmiyordu.

Annem...annem ise gerçekler ortaya çıksa bile halen ona karşı sinirliydi.Artık farklı gözle bakıyor gibiydi.

"Anne."
Elimdeki mısır tabağını ona uzattığımda sessiz bir şekilde alıp film izlemeye devam ediyordu.

"Lisa."
Kulağımın dibindeki sıcak sesle hafif döndüm.
Dudaklarını yalayıp gözlerini gözlerime dikti.
"Ben eve gitsem iyi olacak.Yarın erkenden işe gitmem gerekiyor dosyalar evde."
Dudaklarını birbirine bastırıp oturduğu yerde toparlandı.
Keşke,keşke biraz daha bekleseydi.Ya da burda kalsaydı.Neyse sorun değil.

"Sorun değil."
Evden geçirmek için kalktım.
Annem bize sorgular bir şekilde bakınca açıklama yaptım.

"Yarın şirkete gitmeli.Gidecek."
Jungkook'a kısa bir göz temasından sonra kafasını sallayıp önüne döndü.
" Akıl zihin açıklığı versin.Kolay gelsin."

Ellerini önünde birleştiren Jungkook,annemin önünde eğildi.
"Sağolun efendim."

Geçen sessizliğe karşı Jungkook'a doğru döndüm.
Birden anneme sarılıp boğuk bir şekilde konuştu.
"Çok özür dilerim.Ben,ben çok özür dilerim efendim.Cidden cahilin tekiyim.Size karşı çok mahcup ve utangacım."

Akan burnunu kolunda silerek titrek sesiyle devam etti.
"Lütfen hatamı affedin.O iğrenç sözlerimi ve hayatımı bir daha görmeyecek ve duymayacaksınız.Lütfen,lütfen beni affedin."

İki elini birbirine sürterek af diliyordu.
Anneme o gece söyledikleri sözleri bilmiyor olsam bile ağır şeyler söylediği kesindi.Dolu gözlerimi yukarı çevirerek geçmesini bekledim.

"Cidden iğrenç bir hayatın varmış."
Annem ayıplar bir şekilde söylenirken aksak bacağını koltuğun üzerine koydu.
"Bu kızıma karşı yalancı ve beni kandırdığın için."
Yüzüne sert bir şekilde tokadı yapıştırdı.

Tabi o sırada dizleri üzerinde olan Jungkook tıslayarak yere kafası değince bende ağzım açık izliyordum.Sonra omuzundan sertçe tutup dizlerini üzerinde yine oturttu.Elini yanağına yaslayarak okşamaya başladı.
"Senin geçmişte yaptığın hareketler ve seçimlerin bizi ilgilendirmez ama eğer bir daha kızımı yalnız ve saygısızlık eder isen,değil kızımın yüzünü görmeni...aynı ülkede bile yaşamana izin vermem."
Burukça gülümseyip Jungkook'un omzunu patpatladı.
"Unutma Jungkook.Ben senin ölmemen için kızımı emanet ediyorum."

Evet gerçekler bunlar idi.Aramızbir soğuk bir sıcak oluyordu.Ayrılmıyor ama birleşemiyorda gibiydik.

Yanağını ovarak gelen Jungkook'a karşın gizlice  gülmeye başladım.
"Gülme lütfen."
Dudağını büzerek göz altlarını silip tavşan gibi seke seke geldi.

"Sende gelsen olur mu?"

"Nereye?"

"Eve?"
Birbirimize şaşkın şaşkın bakarken bulduk.
Yani biz ne ara cidden gerçek bir evliliğe dönüştürdük ki?

"Ben..."

"Lisa ayağımın altı sızlıyor kızım! Dolaptan buz getirir misin?"
Annemin seslenmesiyle gülümsedim.

"Gördüğün gibi Jungkook.Annem bu aralar yorgun ve argın.Belki daha sonra gelirim?"

"Belki?"
Telaşla arkasına dönüp annemi kontrol ettikten hızla dudağımdan öpüp alnımızı birbirimize yasladı.
"Bak ben geçmişte yaptığım hatalar ve söylediğim sözler için özür dilerim ama ben cidden değiştim.Söz-"

Kaçak Damat | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin