•Jungkook'un Jimin'e ihtiyacı var

402 39 28
                                    

Bu bölüm her şeyin başlangıcı olacak bölüm.

Ayrıca Burnout Syndromes çok iyi grup 👌

Okunma sayısı ile beğenme sayısı arasında uçurum farkı var ve sınır koymak zorundayım, ben de burada makine değilim sonuçta. En azından 15 beğeni ve 15 yorum gelsin lütfen...

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

"Bu gün Bay Jeon'u görmedim okulda, gelmedi mi acaba?" 

Taehyung'un dediğiyle fark etmiştim, bugün Bay Jeon'u ben de görmemiştim. Genelde her gün müsait olduğunda sınıfa gelip bir sıkıntı var mı diye sorardı. Bu gün kontrole de gelmedi, umarım kötü bir şey yoktur.

"Bu geçen bize anlattığın konu ile ilgisi olabilir mi acaba Jimin?" Yoongi'nin dediğiyle ona döndüm bu sefer.

"Ben de ondan korkuyorum, dün sesi gayet iyi geliyordu aslında." Oluşan sessizlikle uzunca düşündük, fakat düşünmeye devam ettikçe aklıma kötü senaryolar geliyordu. 

"O zaman çıkışta ararsın Jimin, ne olduğunu öğreniriz." Hepimiz onaylamıştık ve çalan zil ile yerlerimize geçmiştik. 

Son iki derse de girmiştik fakat ben hiçbir şekilde derse odaklanamamıştım. İki ders o kadar uzun geçmişti ki bitmek bilmemişti. 

"İyi tatiller çocuklar." Hoca sınıftan çıktığı sıra biz de çantalarımızı topladık. Çantamın sapını tek omzuma asarak Taehyung'ların yanına gittim. Beraber sınıftan çıkarken aynı zamanda telefonumdan Bay Jeon'un numarasını tuşluyordum. Merdivenlerden inerken arama tuşuna bastım ve kulağıma yaklaştırdım. Telefon uzun uzun çalsa da karşı taraftan açan olmamıştı. Telefon kulağımda çalmaya devam ederken çocuklara döndüm.

"Açmıyor." Dediğimde telefon çalmayı bırakmıştı. Daha fazla arayıp rahatsız etmek istemiyordum. Her ne kadar samimi olsak da o benim öğretmenimdi ve aramızda arkadaş derecesi yakınlık yoktu. O yüzden rahatsız etmek istemedim, belki de bir sıkıntı yoktur ve sadece telefonu açmak istemiyordur. Belki de işleri vardır kim bilir, yani umarım işleri vardır.

"Neyse belki duymamıştır, geri döner muhtemelen." Yoongi'yi onayladım. Bence kafasında büyüten bendim. Boş verip telefonu cebime geri koydum. Okuldan çıktık ve yan yana yürümeye başladık. O sıra aklıma gelen şeyle Tae'ye döndüm.

"SeoJoon şu sıralar sessiz gibi, sana karışmıyor." SeoJoon ismini duyunca Taehyung'un yüzü gerildi. "O orospu çocuğu kesin bir şeyler planlıyordur beni sinir etmek için." 

"Hayır yani sizi anlamış değilim. Ben seni seviyorum ve seninle birlikteyim Taehyung, daha fazla bu konuyu neden uzatıyorsun?" Yoongi konuştuğunda Taehyung sinirle ona döndü. "Sence ben mi uzatıyorum Yoongi? Adam beni sinirlendirmek için kırk takla atıyor sen hala beni azarlıyorsun!" Bu sefer Yoongi sinirlenmişti. "Onun amacı da bu zaten, seni sinirlendirmek! Sen de ona istediğini veriyorsun, her seferinde olay kavgaya kadar gidiyor. Okuldan uyarı aldın, bunun farkındasın değil mi?!" İş yavaş yavaş kavgaya gidiyordu ve ben ne yapacağımı kestiremiyordum.

"Ne yapmamı bekliyorsun Yoongi? Yaptıklarına sessiz mi kalayım?" 

"Evet." 

Taehyung omuz silkti. "Çok beklersin o zaman." Yoongi adımlarını durdurdurunca biz de onunla durduk. Şuan Taehyung ve Yoongi karşı karşıyalardı. 

"Okuldan atılabilirsin veya uzaklaştırma alabilirsin." Sesi kırgın çıkmıştı ama Taehyung hiç ifadesini bozmadan karşısında dikiliyordu. "Umurumda değil-"

True Love | KookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin