Multimedia: Bora
Okuldaki ilk günüm. Yani diğer okulumdan yaka paça atılmamdan sonra yeni okulumdaki ilk günüm. Yeni dostluklar bekliyordum, yeni arkadaşlıklar belki yeni bir aşk. Yeni bir aşk dediğime bakmayın daha önce kimseye aşık olmadım. Tabi ki de sevgilim oldu ama şu ana kadar kimseye seni seviyorum demedim. Pişmanmıyım? Tabiki de hayır.Yüzüme aptal ama içten bir gülümseme yerleştirip bahçeye adımımı attım. Gözüm birden bi gruba takıldı ve gülümsemem anında yüzümden silindi. Ellerinde sigaralarla bahçede oturuyorlardı ve hepsi igrenç derecede kahkaha patlatıyordu. Eski okulumda bırak bahçede sigara içmeyi okulun karşısında bilr içsen adını alıyorlardı. Nasıl bir rahatlık bu böyle? Heh tabi kucaklarındaki neredeyse çocukların ağzına düşecek kızlardan bahsetmiyorum bile. Ona baktıklarımı hissetmiş olacaklarki bir tanesi kızı yerken gözümün içine 'sende istermisin' dercesine bakıyordu. Gözlerimi kaçırarak devam ettim yoluma.
Kafamı çevirmemle bahçede ki herkesin bana baktığını gördüm. Sanırım kapının önünde fazla dikilmiştim. Kızlar bana öldürücekmiş gibi bakarken erkekler ise yiyecekmiş gibi bakıyordu. Bu beni sinir etse de daha ilk günüm diye sorun çıkartmaya hiç niyetim yoktu. Bahçede daha fazla durmamaya karar verip okul binasına girdim. Aynı bahcedeki gibi karşılanmıştım. Müdürün odasını bilmediğimden gidip nöbetçi öğrenciye sorarak öğrenmeyi planladım. Siktiğimin okulunda nöbetçi yokmuydu.
Gördüğüm ilk öğrenciye sormaya karar verdim. Karşıdan acayip derecede yakışıklı, kaslı ve dağınık saçlı bir öğrenci geliyordu. Tabi öğrenci demeye bin şahit gerekiyordu. Kısa süreli bir süzmeden sonra yanına gidip konuşmak için koluna dokundum.
"Pardon, müdürün odası ne tarafta?" Diye sordum en tatli sesimi kullanarak.
Bana mal bir bakış atıp beni duvara iterek elini duvara yasladı ve aramızdaki bütün mesafeyi kapattı.
"Sen yenisin galiba" diyip pis pis sırıttı. Sıcak nefesimi tenimde hissede biliyordum.
Evet yeniyim demek yerine " Sana müdürün odasını sorduğuma göre?" Dedim ve omuzlarından benden uzaklaşmasını dileyerek onu ittim. Peki onu itmem bir işe yaradımı? Yerinden bile kıpırdamadı. Bunun üzerine " Çekilirmisin üzerimden" diye haykırmıştım adeta. Bazen sesimin tonunu ayarlıyamıyorum. Bakışlarını setleştirerek ondan korkmamı istiyordu ki bunu başarmadı.
"Bağırma canım yemedik ya o güzel dudaklarını." Demekle yetindi. Canım mı? Nerden geliyor bu samimiyet ya? Bunları düşünürken nefesini verişiyle sigara kokusunu aldım. Bahçede gördüğüm çocuktu bu. Nasıl olup da benden önce okula girebilmisti ve karşıma çıkabilmişti. Hala bunları düşünürken üstümde olduğumu farkettim ve yana doğru bir hamle yaptım. Önüme geçip elini uzatti ve "Ben Bora" dedi. Ismimi söylesemmi diye düşünürken ağzımdan "Pekala Bora. Artık önümden çekilirmisin müdürün yanına gitmem gerek." Dedim. Gülümsedi ve eliyle merdivenleri göstererek karşımda eğilip" Merdivenleri çik koridordaki sağdan ilk kapı." Dedi. Teşekkür edip merdivenlere yöneldim ki kolumu sertçe kavrayıp " Ismini söylemedin." Dedi. Tersçe bir bakış atıp "Gereği olsaydı söylerdim" deyip bakışımı bozmadan yanından geçip gittim. Ne yaptığını merak edip omzumun arkasından ona bakmaya çalıştım ve bıraktığ yerde durup öylece bana baktığını gördüm. Aldırmadan müdürün kapısını tıklatıp buyrun sesini duyduğum gibi içeri bir gülümsemeyle girdim.İki kız vardı ve bri fena halde dayak yemişe benziyordu. Diğeri ise kızıl saçlı, beyaz tenli bir kızdı ve çok güzel göründüğüne yemin edebilirim. Bir şey söyleyemeden müdür, "Sen Selin olmalısın" dedi. Kafamı sallamakla yetindim. "Sınıfın 11E" demesiyle kızıl saçlı kızın homurdanmasını duydum. "Hocam aynı sınıftayız. Birlikte gidelim" demişti. Hoca hayır diyecek oldu ki ben araya girdim. " Hocam benimle gelmesi çok iyi olur. Sınıfı bulmam çok zor olacak yoksa. Sizin odanızı bularken bile kayboluyodum" dememle ismini bilmediğim kız bana minnettar bir şekilde bakıyordu.
Müdürün odasından birlikte çıkıp sınıfa doğru gidiyorduk. Birden duraksadı ve elini uzatıp "Ben Elif sende Selin'sin" diyip gülümsedi. Bende onaylayan bakışlarımla gülümsemesine içtenlikle karşılık verdim. "Sınıfta istersen yanıma oturabilirsin. Ki benden başkada bir seçeneğin yok" diyip gülümsemesini devam ettirdi. Bende olumlu anlamda başımı sallamakla yetindim. "Aslında bir seçeneğin daha var. Bora. Onun da yanı boş. Ama onun yanına geçmeni hiç tavsiye etmem. Çok serttir. Seveceğini zannetmiyorum." Diyip kocaman bir iç çekti. "Sigara içiyor musun?" Diye sorduğunda " Evet" dedim soğuk bir sesle. "Sınıfa gitmeden önce bahçeye çıkıp sigara içelim ne dersin?" Dedi tüm sevecenliğiyle. " Olur tabiki" diyip gülümsedim ve bahçeye doğru yürumeye başladık.
Ilk günden bir arkadaşım olmuştu bile. Bunu düşünürken sigaramı yaktım ve Elif'in Bora hakkında söylediklerini düşündüm. Elif bir şeyler anlatıyordu ama ona kulak vermiyordum. Elif'in söylediklerinin aksine Bora çok nazık davranmıştı bana. Tabi kolumu sıkmasını saymazsak diye düşündım. O sırada Elif'in Selin diye seslenmesiyle irkildim ve sigatamdan bir duman çekip onu dışarı üfedim.
Elif de benimgibi yeniymiş bu okulda. Kavgadan atılmış okulundan ve 1 hafta önce gelmiş bu okila. Kendim gibi birini bulmuştum ve kanım ısınmıştı adeta. Dışardan bakılınca hiç de öyle durmuyordu ama en az benim kadar insafsızdı o da. Birbirimizi tanimaya başlarken bir sigara daha yakıp muhabbetimize devam ettik.
Bu sırada okulun kapısından çBora ve yanında iki tanımadığım çocuk çıktı. Sigaramdan bi duman daha alıp dışarıya üflerken Elif, "bunlar bize doğrumu geliyor yoksa? Aman Allahım ölüyorum" diyince ona ters bir bakış attim. "Ne vaar Bora, nın sağ taragındaki çocuğu kesiyo olamazmıyım?" Diyip masum bir gülümseme koydu yüzüne. Bende ona gülümseyip tam bir şey söyleyecekken Bora'nın "Selam" demesiye ürperdim. Bu nasıl bir ses tonudur Allahım sana geliyorum. Neyse kendimi ilk günden hiç tanımadığım birine kaptıracak değilim tabiki de. Elif'in selam demesinin üzerine ben sadece sert bakış atarak karşılık verdim. Sert kız olmak her zaman daha iyidir.
Elif'in kestiği çocuk oturabilirmiyiz diye sorduğunda "Maalesef sadece iki kişilik yerimiz var." Diyip sinirli bir gülimsemeyle konuştum. "Ve siz 3 kişisiniz. Bankaların çoğunluğu boş gidip başka yere otu..." sözümü Elif kesti ve " Tabi helin sıkışırız" dedi. Kendiki mal gibi hissediyordum.
Üçüde karşımıza geçip oturduktan sonra Elif onlarla muhabbete girip beni çomtan unutmuştu. Bense gözlerimi Bora'dan alamıyordum. O da öyle olacak ki dakikalardır göz göze bakıyorduk. Artık buna bi son verip Elif'e döndüm. "Biz sınıfa gitmiyormuyduk?" Dedim.Elif kestiği çocuğa "Siz neden çıktınız" diye sordu. Bora gözlerini iri iri açmış bana bakıyordu. "Hımm aynı sınıftayız demek" demesiyle ona döndüm ve "Ne var yani olamaz mı dedim. Elif karnıma dirseğini geçirirken ağzımdan inleme çıktı. Napıyosun be diye kulağına fısıldadım. Gülümseyip dişlerinin arasından "terslemee" dedi. Aldırış etmeyip karşımdakilerle tanışmak için ilk adımı ben attım. "Bu arada ben Selin." Dedim en sevecen halimle.
"Ben Murat, bende Uğur, ben bo.." derken sözünü kestim ve "Bora!" Dedim en sert sesimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursanmayan Lise
General FictionHayatımı tekrardan düzene koyabilmek için süper bir fırat var elimde. Yeni okul, yeni ortamlar, yeni arkadaşlar, yeni yüzler. Okuldaki ilk günümü bunları yerine oturtarak geçirmek istiyordum. Okul bahçesine adımımı attığım gibi bir sürü göz bana çev...