1.0

518 71 53
                                    

Herkese selam!

Düzenlenmiş haliyle onuncu bölüme hoş geldiniz.

İyi okumalar 🪄

~~~~~~~~~~~~~~••••••••••••••••~~~~~~~~~~~

Ares, Minho ağzından, Yeryüzü, depoya giden araba; 21.56

Bardan çıktığımdan beri gülümsememi durduramıyordum. İki gündür herşey fazlaca güzel gidiyordu. Aramızda ki bazı şeyler düzelirken sonunda Lucifer'in de daha uyumlu davranmaya başlaması iyiydi.

Hâlâ daha bize karşı olduğunu düşünsemde az önce olanlardan sonra çoktan kabullenmeye başladığını anlamıştım. Umuyordum ki artık her şey daha güzel olacaktı.

"Hey Lee Know, neden gülüp duruyorsun. Ne oldu?"

Dikiz aynasına dönerek bana laf atan çocuğa baktım. İşime pek kimseyi bulaştırmasam bile onlarla oldukça uzun bir süredir ekip halinde çalışıyorduk. Ve eğer onu azıcık tanıdıysam suratındaki ukala ifade ben ve sinirlerim için pek iyiye işaret değildi.

"İşine bak Beomgyu, bana bulaşma." Kıkırdamaya başladı ve kontrol ettiği direksiyonu ormanlık alandaki bir patikaya doğru sürdü.

"Tamam tamam demedik bir şey küçük kedi."

Araba sürüyor olmasına rağmen ileri doğru eğilip siyah, beyaz detayların bulunduğu saçlarını avuçladım. Canını acıtmak gibi bir gayem olmadığından çekiştirmesem de o rahat durmuyordu. Ben kafasının geriye doğru çekilmesine sebep olurken o da yolu görebilmek için kendini ileriye çekiyordu ve bu yüzden canı yanıyor olmalıydı.

"Aptal kedi! Çekilsene Minho, kaza yapacağız! Lan çeksene ellerini!"

Araba yoldan çoktan çıkmıştı ve yol kenarındaki ağaçların arasına dalmıştık. Buna rağmen ellerimi çekmedim ve tüm sülalemi fantazilerine alet edişini dinledim.

"Tamam gerçekten yeter Minho kaza yapacağız. Bırak artık."

Beomgyu ellerimi geri çektiğimde bana ters ters bakıyordu. Dil çıkartıp kafamı çevirdiğimde arabayı yola geri döndürürken küfür etmeye devam ediyordu. "Aferin sana da Taehyun, ölüyordum az önce gülmekten başka bir şey yapmadın. Terk edeceğim seni."

Taehyun ciddi olup olmadığını tartsa bile gülmekten kendini alamıyordu. Beomgyu ona ters ters bakmıştı ve ciddi anlamda öfkeli görünüyordu. Koltukta geriye doğru çekildim ve öfkesini Taehyun'a yöneltmesine olanak sağladım.

Onunla uğraşmayı sevsemde öfkesini üzerime çekmemek için göze batmamaya çalışıyordum.  "Ama sevgilim çok komiktiniz."

"Sikerim komedini Taehyun, siktir git uğraşma benimle."

Taehyun elini onun yanağına doğru uzatsa da Beomgyu eline sertçe vurup sinirli sinirli bakmıştı. Birisi ona sinirliyken de çok sevimli olduğunu ve korkutucu olmadığını söylemeliydi.

"Bu geceki sevkiyat zor olacak gibi, ne dersin Lee Know? Herifler büyük Baronlar."

Haklıydı, oldukça sıkıntılı bir işti ve bu yüzden tam benlikti.

"Halledeceğiz, depoya bir gidelim de."

Araba hepimizin ezbere olduğu yolun sonuna geldiğinde, arabayı hızlı bir hareketle durdurdu Beomgyu. Bu hareketi bana Lucifer'i hatırlatmıştı. Aklıma gelen şey beni gülümsetirken geldiğimiz yerin bilinciyle kendimi maskelemek zorunda kaldım. Üçümüz birlikte arabadan indik, yavaş adımlarla etrafı kolaçan ederek kapıya yaklaştık ve depoya girdik.

Luxure EnferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin