Uyandığımda saat daha 6'ydı. Bugün büyük gündü, herkesin beni ve Efe'yi sevgili sandığı gün. Daha okula yeni gelmesine rağmen direk sevgili olarak anılmak pekte normal değildi.
Ama elimizden başka birşey gelmiyordu, bazen gerçekten birşeylere mecbur kalıyorsunuz. Hiç yapmam deyip, kendinizi yapmış bir halde buluyorsunuz. Evren sizi buna itiyor. İstesenizde, istemesenizde..
Ben düşüncelere dalarken birden okul için hazırlanmam gerektiğini farkına vararak kalktım ve üstümü giyindim.
Üstümü giyindikten sonra mutfağa gidip birşeyler atıştırmaya karar verdim. Uzun süredir hâlâ Emirlerde kalıyorduk, babamın işlerinin durumundan haberim yoktu ama sanırım uzun bir süre daha buradaydık.
Annemin hâlâ ne durumda olduğunu ve neden bizi bıraktığını bilmiyordum. Bu konuyuda çözecektim, ama şimdi değil. Belki yarın belki haftaya belkide 1 ay sonra. Ama yakın biraz zamanda olacağı kesin. Belkide benim bulmama gerek kalmadan herşey çözülür ve kendiliğinden bana gelir.
Çaydanlığı gördüğümde giderek bardağa biraz çay koydum. Dolaptanda kahvaltılık birşeyler çıkartarak atıştırdım.
Kahvaltımı yaptıktan sonra masayı toplayarak gidip çantamı aldım ve Emir'i çağırmak için kapısına tıkladım. Sonra ses gelmeyince Emir diyerek isimiyle seslendim.
Sonra birden arkamdan bir elin omuzuma dokunduğunu hissederek irkildim. Arkamı döndüğümde Emir öylece bana bakıyordu.
"Emir, günaydın." dedim gülümseyerek.
"Hayırlı olsun." dedi birden tepkisizce.
Ne demeye çalıştığını anlamamıştım ama çok tuhaf bakıyordu.
"Anlamadım? ne hayırlısı, ne olmuş." dedim şaşkın bir şekilde.
"Çıkalım mı?" dedi sadece. Uzatmak istemediğim için birşey demedim kapıya doğru yöneldim.
Dışarı çıktığımızda yüzüme hiç bakmadı. Konuşmadı ve tebessüm bile etmedi.
Birden telefonum çalınca ekrana baktım ve İlayda'nın aradığını görerek mutlulukla açtım.
"İlayda, günay-" tam cümlemi bitirecektim ki İlayda bitiremeden kesti.
"Kumsal çabuk okula gel, okulda olaylar karıştı hızlı ol." Olamaz, birşey olmuştu.
"Ne? İlayda ne oluyor sorun ne." Soru sormama rağmen İlayda telaşlıydı. Uzun konuşamıyordu.
"Kumsal hızlı ol." dedi ve kapattı.
Neydi bu şimdi, sorun neydi.
Emir soran gözlerle bana bakıyordu ve bir cevap bekliyordu.
"Ne olmuş." dedi birden.
"Bilmiyorum, hızlıca okula gel dedi sadece."
Hızlıca yürümeye başladık, neredeyse gelmiştik.
Okula geldiğimizde Emir kolumu tutarak bana döndü.
"Ben sınıfa çıkıyorum, bir sorun olursa çağırırsın." dedi. Moralinin bozuk olduğu belliydi ama şuan İlayda'nın yanına yetişmek zorundaydım.
"Tamam merak etme, uğrarımda sana ayrıca." dedim ve görüşürüz diyerek sınıfına gitti.
Bense hızlıca İlayda'yı aradım ve nerede olduğunu sordum.
Boş bir sınıfta olduğunu söyleyince hızlıca tarif ettiği sınıfa doğru gittim.
Sınıfa girdiğimde Efe ve İlayda sırada oturuyorlardı. Efe'nin ağzı kanamış ve başında morluklar vardı. Korkuyla yanlarına giderek sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizin Kumsalı
Adventure"İmkansızı başardık biz, hiç inanmadık ama başardık.. İnanmamak hata.. Acılarımı unutturdu bana, hayat'ın güzelliklerini öğretti.. Biz inandık sizde inanın.."