🎶
Mitski - A Pearl
The Neighbourhood - Cry Baby
Lie - Jimin
1.9.BÖLÜM: BARIŞ BÖLGESİ
Bazen sıçar sıvarsınız.
Bunu iğrenmeden yapabilmek mesele.
Jimin kollarında uyuyakaldığında Jungkook ne yaptıklarının farkına yeni varıyordu. Daha doğrusu, ne yaptığının. Kızgınlıkta bir Omega'dan yararlanmıştı ve o Omega şimdi ömür boyu bir mahkumdu.
Kapı açılmadan önce hâlâ biraz vakti vardı, bu süreci toparlanıp yaptığı işi temizlemekle geçirmişti. Omegası kontrolü Jimin'e verdiğinde kendine gelmesi için bir süre daha uyuyor olması gerekliydi, bu yüzden onu temizleyip toparlama işini Jungkook'tan başkası üstlenemezdi. Onu yıkayıp kendi kıyafetlerinden uygun bulduklarıyla giydirmişti ve küçük bir hücrede yalnız başına birkaç saat uyumaya hazırdı.
Jungkook kilitler kalktığında önce Jimin'i korunaklı bir odaya yerleştirdiklerinden emin olmuş, sonra ekip üyelerinin ona inanamaz gözleri ve Minji'nin hayal kırıklarıyla dolu bakışlarının arasında kendisini Jimin'in odasını gözetleyen kamera odasına kapatmıştı. Odanın beyaz duvarları kameradan bile Jungkook'un üstüne üstüne geliyordu.
Daha önce hiç böyle büyük sıçtığı olmamıştı Jungkook'un. Dirseğini masaya yaslamış başı ellerinin içinde bakışlarını ayırmadan ekranı izlerken Jimin'in uyandığına dair bir işaret görmeyi bekliyordu. Jimin uyanınca ona yol gösterip bu durumdan ikisini de çekip kurtarabilecek bir çözümü olurmuş gibi geliyordu Jungkook'a. Elbette çözüm Jimin'de değildi ya da bu dünyadaki herhangi bir varlıkta, ancak içgüdüsel olarak, gergin hissettiği bir anda eşini arıyordu.
Kızıl Kadife'nin bütün üyeleriyle birlikte Hoseok da bu odanın içine doluşmuş, her biri farklı bir köşede paslanmaz dedikleri çeliğin kapkara oluşuna tanıklık ediyorlardı. Jisoo yere bağdaş kurmuş, küçük dizüstü bilgisayarından Jimin'in kim olduğunu bulma umuduyla devamlı tuşlara basıp duruyordu. Bir süre odada yalnızca bu ses vardı.
Jungkook sessizliği sinir olduğu tuş seslerini bastırmak için bozmuşu. "Hâlâ bulamadın mı şunu?" Sonra sessizce mırıldanmıştı. "Ne işe yarıyordun ki sen?"
"Deniyorum." diye sessizce mırıldanmıştı bakışlarını ekrandan ayırmayarak tuşlara basmaya devam eden Jisoo. Ürkek bir tipti dıştan fakat çoğu zaman epey cesurdu. "Ya da denemeyi bırakabilirim, uyandığında gayrimeşru eşine de sorabiliriz? Nasılsa üstünde Alfalığını kullanıp istediğin her şeyi yaptırma şansını elde ettin." diye sormuştu iğneleyici bir monotonlukta. Kendisi de bir Omega olarak Jimin'in seçim şansının bir anda elinden alınmasına kızmıştı.
Kimse henüz Jungkook'a bu sebepten bir şey söylemiş değildi. Aslında kimse Jungkook'a odadan çıktığından beri bir şey söylemiş sayılmazdı. Herkes susacak mıydı böyle? Kimse Jimin'in haklarını savunmayacak mıydı?
Jungkook kan gözlerine sıçrarken ekranla bağını ilk kez keserek Jisoo'ya dönüp hırlamıştı.
Seokjin anında aralarına geçip Jungkook'un baskın gelmek için kullandığı feromonlarını kendi feromonuyla bloke ederken "Sakın," diye parmak sallamıştı Jungkook'a. "Bugün hayatını karaladığın bir Omega daha olmayacak."
Bu sözlerle torbanın ağzı açılmıştı ve Jungkook'un düşen omuzlarına başka taşlar da yağmaya başlamıştı. Jungkook oturduğu sandalyeye gömülürken etrafına baktı. Nerede olduğunu kavrayamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cayendo ✣ JiKook
Fanfiction[omegaverse] Tetikçilerden oluşan Kızıl Kadife, sınırın öteki tarafına acil bir göreve gönderilir. Üstün ırktan birini otuz dakika içinde devlet yetkililerinin bulunduğu bir davetten kaçırmaları gerekiyordur. Ancak Jeon verdiği ani kararla başkanın...