🎶
Seulgi - 28 Reasons2.6.BÖLÜM: ÜÇKAĞIT
Kahraman ve kötü adamı birbirinden ayıran şey neydi?
Kahramanın fedakâr ve kötü adamın bencil olması belki? Kötü adam kötü şeyler yaparken kahramanın iyi şeyler yapmaya çalışması?
Jimin'e göre kötü adam kendi başına var olabilirken kahramanın bir kötüye ihtiyacı olmasıydı.
Jimin kötü adam olmalıydı. Kimseye ihtiyaç duymadan var olabilmeliydi. Anti-kahraman olmaya bile yoktu tahammülü. Bu oyunda Jungkook'un kahraman olmasına izin vermemeye de kararlıydı. Jimin'in olduğu yerde kahramana yer yoktu çünkü.
Kötü adam olarak kahramansız bir hikâyede tek başına var olacaktı. Melas'ın sarayında mâhkum bir Tavananna olmaktan çıkalı çok olmuştu.
Jimi'in boynuna doladığı kollarından cesaret alan Jungkook, öpücüğünü daha ileri götürmek istediğinden ellerini Jimin'in beline sarıp vücudunu kendine yaslamıştı küçük koridorda. İçeride çalan gürültülü müziği kapının arkasından kulakları duyarken Jimin'in sıcaklığını da teni duyuyordu. Dudakları sıcaktı, boynuna doladığı elleri sıcaktı ve kalbi sıcacıktı. Üst dudağını dudaklarının arasına almıştı ve hızlı davranıp bu anı mahvetmek istemiyordu. Şu ana kadar hiç olmadığı kadar nazik olduğunu söyleyebilirdi.
Ancak Jimin fazlasıyla kendisindeydi ve ne yapmaması gerektiğini biliyordu. Kendisini bu oyuna daha fazla kaptırmamalıydı. Jungkook'un yumuşak baskısından kaçmak zor olmazken dudaklarını ayırdı ve gözlerini açtı yavaşça.
"Eve gitmeliyiz," diye fısıldadı Jungkook'u okumayı bırakamayan gözleri yeşil yeşil parlarken. Sıcak hissediyordu. Jungkook'tan ona doğru akan bir sıcaklık vardı.
Jungkook ise kapalı gözlerini çatık kaşlarının gölgesinde aralarken Jimin'in irislerine dikmişti. Öpmek için bozduğunu düşündüğü manzarayı göremeyeceğine o kadar çok inandırmıştı ki kendini, Alfa'nın bir anda ortaya çıkmasıyla afallayan ve alkolle bulanan aklı Jimin'in gözlerinin normal hâline döndüğüne inandırmıştı onu.
"Gözlerin..." diye fısıldadı Jimin'in söylediğini algılayamazken. Alnını onunkine yaslamıştı. "Sen beni tedavi ederken az önceki gibi parlasın hep diye kendimi tekrar tekrar yaralayasım geliyor. Böyle maviyken çirkin olduğundan değil...ama sen..." Kesik bir nefes alırken kendini durdurmuştu. "...çok güzel olduğundan." Yutkunarak gözlerini bir kere daha yumarak kafasına giren ağrının gitmesini bekledi. Jimin'i sıkıştırdığı duvardan serbest bırakmış ve birkaç adım geriye yalpalamıştı.
Jimin şaşkınca Jungkook'un söylediği şeyleri anlamlandırmaya çalışırken gözleri sağ tarafında kalan duvardaki dekor amacıyla yapıştırılmış ayna mozaiklerden yapılmış ses dalgası şeklindeki tabloya ilişmişti. İçerideki müziğin ritmine göre aynanın arkasında yanan renkli led ışıklar da ona göre değişiyordu. Bir anlığına susan müzikle aynalar renksizleşirken Jimin kendi gözlerinin yansımasını görmüştü. Yeşil yeşil parlıyordu. Jimin hâlâ dalga okumaya devam ediyordu ve gözleri de aynıydı, Jungkook neden normal haline döndüğünü düşünüyordu? Jungkook gözlerini tekrar açmadan önce kendininkileri yere dikip başını da hafifçe eğdi.
Jungkook'un farkına varmayacağı bir illüzyonu gözlerinin üstünde ne kadar sürdürebilirdi?
Bu sefer Jungkook "Eve gitmeliyiz." dedi. Nerede olduğunu ve neden burada olduğunu kendine hatırlatıp bir an önce bu zayıflığı bir kenara bırakması gerekliydi. Gözlerini açtığında kendini toparlayarak nazaran daha ufak olanın kolunu nazikçe avcuna hapsederken kapıyı açtı. Kapıdan geçerken elini işaret ve orta parmağı Jimin'in avucunda olacak şekilde bileğine kaydırmıştı. Dans pisti boyunca ilerlerken Jimin'e dönüp bakmamıştı fakat tutuşu kuvvetliydi ve başka birinin ona çarpmasına izin vermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cayendo ✣ JiKook
Fanfiction[omegaverse] Tetikçilerden oluşan Kızıl Kadife, sınırın öteki tarafına acil bir göreve gönderilir. Üstün ırktan birini otuz dakika içinde devlet yetkililerinin bulunduğu bir davetten kaçırmaları gerekiyordur. Ancak Jeon verdiği ani kararla başkanın...