3.BÖLÜM: OMEGA 12Vücudundaki bütün kan göğsünde toplanıp korkuyla çığlık atmasına sebep olan sirenler Jimin'in odasını sardığında ne olduğunu anlamadan sırtı içgüdüyle yataktan doğrulmuştu. Korku nidası boğazında bir iç çekiş olarak kendini gösterirken uyku mahmuru gözlerini açmaya çalışıp tehlikenin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Jungkook'la hastaneden geldikten sonra Jungkook Kızıl Kadife'nin toplantısı olacağını söyleyerek aşağı inmişti. Yeni gelişmeleri grup olarak tartışmaları gerekiyordu. Jimin de artık rutinleşmiş aktivitesi olarak birkaç film izlemiş, yemek yemiş ve gece uyku bastırınca televizyon karşısında uyumuştu. Jungkook bir ara yukarı ona bakmak için çıktığında da odasına taşımış olmalıydı yine. Yatağın içinde örtüyle sarmaş dolaş bir şekilde uyuyordu.
Bütün binayı saran siren sesi ilk başta onu uykusundan çekerken dışarıdan geliyormuş gibi hissettirse de zihni gerçekliğe yaklaştıkça odasının içine kadar girmiş, alarm da kademeli olarak arttığından mı bilmiyordu, kulaklarını patlatacak kadar yükseğe çıkmıştı. Yatağında doğrularak Jungkook'a seslenmeye çalıştı. Ancak onun burada olmadığını anlaması bir saniyesini bile almamıştı. Burada olsaydı Jimin çağırmadan odasında belireceğini biliyordu. Kızıl Kadife gecenin bu geç saatine kadar aşağıda toplantıda olmalıydı.
Ayaklarına dolanan örtüyü tekmeleyerek kendinden uzaklaştırmaya çalışırken içeri tanıdık bir sima koşarak dalmıştı. Yoongi, adı buydu. Kızıl Kadife üyelerinden biriydi. Jimin'i almaya gelmişti.
Jimin o anda ne olduğunu anlayacak kadar kendine gelmişti ve alarmların sebebini kestirebiliyordu. Namjoon gelmişti.
Yoongi yataktan kalkmasına hızlıca yardımcı olup koşup koşamayacağını sorarken Jimin'i kolundan tutuyordu ne olursa olsun bırakmaya niyeti yokmuş gibi. Jimin'i alması için Jungkook göndermişti onu. Doyoung toplantı sırasında sıkılıp bilgisayarını kontrol ederken binanın etrafını saran radarlarda şans eseri yabancı askerleri yakaladığında Jungkook'un söylediği ilk şey bu olmuştu. "Yoongi, gidip Jimin'i getir." Ardından henüz baskıncılar içeri girmeden binanın güvenlik sistemi alarma geçmişti.
"Silahlarınızı hazırlayın." demişti ardından Jungkook. "Misafirlerimiz var." O sırada zihni kimin Kızıl Kadife'nin karargâhını bulabileceğini ve hangi sebeple baskın yapmaya kalkışacağına dair bir liste yapıyordu. Seulgi? Yemezdi. Hükümet? Araları son zamanlarda iyiydi ve ortada bir sebep yoktu. Öteki taraf?
"Binayı tahliye edeceğiz, enerjinizi çıkmaya harcayın." dedi Yoongi'nin de duyması için kulaklığının mikrofonunu bir dokunuşla aktifleştirirken. Ardından Doyoung'a iletişim kanallarını ve elektriği kontrol eden şalterleri kapatması için işaret verdi. Toplantıda tartıştıkları dosyaları bulduğu bir sırt çantasına sıkıştırmasını söylemek için Taehyung'a döndüğünde yüzlerinde aklı karışık ifadeleri okunan Kızıl Kadife üyeleriyle karşılaşmıştı.
"Her şeyi geride mi bırakacağız? Mücadele etmeden? Neden, Jungkook?" diye sordu Taehyung diğerlerinin aklındaki soruyu dillendirirken. Elleri hızlıca Jungkook'un verdiği işi hallediyordu.
"Öteki taraftakiler." dedi yalnızca. Doyoung iletişim sağladıkları kulaklıkları imha etmek için toplarken tek düşünebildiği Jimin'di. En üst katta kalıyordu ve en savunmasız katın orası olduğunu biliyordu Jungkook. Konut olarak nadiren kullandıkları bir kat olduğu için ve binanın beyni yeraltında olduğu için zayıf kalıyordu binanın geri kalanına göre.
Doyoung görevinin en önemli parçası olarak arkasında bıraktıkları her şeyi hızlıca yok ederken Taehyung'un hazırladığı sırt çantasını alıp merdivenlere ilk yönelen olmuştu. Bu durumda uyguladıkları bir protokol vardı ve her üye üstüne düşenin ne olduğunu biliyordu. Doyoung saldırı henüz başlamadan belgelerle binayı terk edip saldırı bittikten sonra ulaşımı sağlayacak olan kişiydi. Geride kalanlar ise kalıp Jimin güvende olana kadar zaman kazandıracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cayendo ✣ JiKook
Fanfiction[omegaverse] Tetikçilerden oluşan Kızıl Kadife, sınırın öteki tarafına acil bir göreve gönderilir. Üstün ırktan birini otuz dakika içinde devlet yetkililerinin bulunduğu bir davetten kaçırmaları gerekiyordur. Ancak Jeon verdiği ani kararla başkanın...