Dokuz - Hârelerin Sözlere Mühür

327 21 5
                                    

Koray Avcı, Aşk Sana Benzer.

Herkese merhaba!

Şahane bir bölüm bizce. :'))) Keyifli okumalar!

-9-

Hârelerin Sözlere Mühür.

Sen bana yazılırken fısıldamış melek,
Ceza niyetine oluvermiş bir kelebek.
Kavuştuk kalın dağları eriterek.
Şimdi o kelebek, ölümsüz bir melek.

Göğsümde uslu durmayan hissin, budaklarını ruhuma saymasıyla yanaklarım vücudumun bacası görevi görüyordu. Mutluluğun bir yansımasıydı bu sıcaklık.

Hamuru sevgiden yoğrulmuş görünmez halkalarımızın üzerine, birer tane de nişan yüzüğü seçmiştik. Âsaf, kararı tamamen bana bırakmıştı. Ben de kadına ince, erkeğe kalın, sade takımda karar kılmıştım. Şatafata gerek yoktu, pahalı olmasına da. Benim için önemli olan, sevdiğim adamla bağımızı kuvvetlendirecek o kurdeleydi. Haddizatında düzenlenecek gündü mühim olan. Pek çok düğümün çözüldüğü zamanlardan sonra, senelere sinen acı isin kendiliğinden sıyrılacağı bir gündü yarın.

Gönlümün duvarları asıl rengine dönüşecek, ruhum hayatını kaybettiği yerlerden dirilecekti.

Dönüşü olmayan bir yol değildi fakat bu yola girmek de bulunmaz bir nimetti bizim için. Herkes aramıza girip karşımızda dururken bir vakit önce düşümün içine düşmüştüm.

Sevdiğim, yüzüklerin ücretini ödemiş, kuyumcunun kutularını ayarlamasını bekliyordu. Bana bakmazken onu seyrettiğim saniyelerin peşinden gece gözlerinden nasibimi aldım. Dudağının kenarı kıvrılırken kuyumcunun karton çantayı önümüze koymasıyla ona dönmek zorunda kalmıştı. Ben de aynını yaptım.

İşimiz bittiğinde çıkıp arabaya bindik. Bugün yapacağımız alışveriş bu kadardı. Asıl hazırlık yarın yapılacak, çok uğraş istemediğimizden akşama da nişan olacaktı.

Aracı park ettiği yerden çıkartıp biraz mesafe katettiğinde yeniden durdurdu. "Acıktık," diye konuştu el frenini çekerken. "Ne yemek ister benim güzeller güzelim?"

Kendi de acıkmasına rağmen kararı yine bana bırakması hem hoşuma gitmiş hem kararsızlığımdan vurmuştu. Biraz düşündüm. Canımın direkt çektiği bir şey yoktu görünürde. Gülümsemem genişledi, kıkırtıya dönüştü. "Bir gün şu soruya anında cevap vereceğim inşallah."

Tüm dikkati bendeyken tatlı bir şekilde omuz silkti. "Gel, bir restorana girelim menüden seçersin." Anahtarı yuvasından çıkarıp avucunda tuttu. Arabadan inmek adına harekete geçtiğinde memnuniyetle onu takip etmekteydim.

Bulunduğumuz mevkide birden fazla mekân vardı. Birkaçına daha önceden de gelmiştim ailemle. Bazıları da yeni açılmışa benziyordu.

Âsaf'ın yanına geçtiğimde çabucak girdim koluna. Sol elimdeki hafif karıncalanma sayesinde parmağıma bakmak arzusuyla dolup taştım. O kadar güzel görünüyordu ki. Sevinçten dört köşeydim. Odak noktamı fark eden adam da avucunu gün yüzüne çıkararak dövmesini görmemi sağladı. Aşkla dolup taşan gözlerimi gözlerine döndürdüm.

GÖĞÜN KAYIP ŞEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin