Sevgili günlük,
Öncelikle iyi olmanı ümit ediyorum. Sen iyiysen ben de iyi hissediyorum bilmeni isterim. Seninle paylaşmaya başladığım günden beri, üzücü detaylara yer verdim. Bugün biraz değişiklik yapmak için sana hayalimi anlatmak istiyorum. Beni dinlersin değil mi?
Aslında bu tek hayalim değil. Ama zihnimde yer verdiğim zaman beni mutlu ve huzurlu yapan bir hayal...
Oturduğum şehirden, yani Balıkesir'den öyle bunaldım ki anlatamam. Bu da beni en azından ileriye dönük gerçekleştirebileceğimi ümit ettiğim bir hayale doğru sürükledi. Hayal ediyorum da; Altınoluk'tayım. Burası Balıkesir'in Edremit ilçesinde bir belde. Ama öyle güzel ki! Yazları kalabalığı ile nefis vakit geçirebileceğim, kışları ise sahte kalabalık yerine sakinliği yaşayacağım bir yer. Aslında oraya hemen gitmek isterdim. Hayatıma orada hemen başlamak isterdim doğrusu. Fakat hazırlıklı olmak gerekiyor. Bense henüz yeni bir işyeri açıp birikim yapmak peşindeyim. Birikim yapacağım ve oradan kendime ufacık bile olsa bir ev alacağım sevgili günlük. Evim belki alt katlardan bir daire de olabilir. Yüksekleri sevmediğimi söylemeliyim. Hem altta olursa belki bir bahçesi de olur. Hayalim de öyle zaten. Bahçesine masa atabileceğim, renk renk minderler koyabileceğim bir ev. Eğer toprakta olursa, ufak tefek ekinler ekmek ve bazı yerlerinde de çiçekler donatmak istediğim bir ev hayalimdeki. Tek olmak, kendim olmak istediğim bir ev işte...
Tabi ki misafir kabul edeceğim evime. Zaman zaman ailemi, bazen sevdiğim akrabalarımı kabul etmek beni mutlu edecek. Onlara güzel yemekler sunacağım. İçmeyi sevenler için nefis rakı masaları kuracağım. Mutlu mutlu vakit geçireceğiz. Yaşadığım merkezin kirliliğinden uzakta güzel sohbetler edeceğiz sadece. Kötü şeylere hiç yer olmayacak hayatımda. Çünkü ben kötülük dolu bir hayattan usanalı baya oluyor. İyilik dolu olsun evim, gelenler de iyilikle gelsinler beni ziyarete. Başka ne isterim ki? Sanki hayal değil de gerçek olmuş gibi hissettim bir an için. Sence de gerçek olur mu bu masumane hayalim? Bana söylemekten çekinme olur mu? Ne düşünürsen söyle. Seni anlayabilirim...
Sonra diyorum ki; sahile ineyim her sabah. Denizin kıyısında yürüyüşe çıkayım sessiz sakin. Etrafta olan insanları izleyeyim mutlu gözlerimle. Doya doya içime çekeyim denizin kokusunu. Sonra, eee sonra bir yer bulayım ve bir kahve içmeye oturayım. Veya sıcacık bir çay. Belki de keyfim yerinde ise bir kadeh içki ile devam edeyim günüme. Karşı masamda kitabını okuyan, şık fuları ile gömlek yakasını kaplamış bir beyefendi olsun mesela. Sağımda ise çocukları ile kahvaltı eden neşeli bir aile. Bir diğer masada ihtiyar bir hanımefendi, yılların ağarttığı saçlarına ve ömrünün yıprattığı ellerine nazır az şekerli bir Türk kahvesi içsin. Genç insanlar da sağımızda, yürüyüş yolundan keyifle ilerlesinler okullarına doğru. Her şey nezaket, sevgi, neşe, hoşgörü eşliğinde olsun yeter ki...
Daha sonra akşam üzeri evime döneyim. Evimde kendime sade ve şık bir masa hazırlayayım. Yemeğimi de bahçede yiyebilirim belki. Üst komşu Nezaket hanım teyze olsun. Oradan bana seslensin mesela:
"Afiyet olsun yavrum."
"Teşekkür ederim Nezaket teyze. Siz de buyurun."
"Biz de şimdi yedik yavrum. Teşekkür ederim. Dur torundan sana yaptığım börekten yollayayım. Çay vaktinde yersin mis gibi."
"Ah, ne zahmet ettin teyzeciğim?"
"Aşk olsun Emre, lafı olmaz çocuğum."Böyle komşular olsun hayatımda. İnsanlık dolu insanlar olsun yani. Bana da insanlığı anımsatan birileri olsun yeter ki. Çok mu şey istediğim sevgili günlük? Çok mu zor bir hayal kuruyorum haydi söyle bana?
Mutluluk hayal etmek gerçekten çok zor bir şey mi yoksa? Yoksa mutlu olmak , bunları hayal etmek kadar güzel başka bir şey de var mı hayatımda?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİ GÜNLÜK
Non-FictionHem yaşadıklarımı hem de kalbimden dökülecek cümleleri okumaya hazırsan eğer, hoşgeldin.