"Baba!"
Dedikten sonra ona koşarak sarıldım. O yeşil gözlerini her şeyden çok özledim.
"Oğlum."
Diyerek tekrar sarıldı bana. O muntazam eden kokusu, aynı annemi hatırlatıyor bana. Bir dakika babam ölmemişmiydi?
Rüyadamıyım ben acaba?
Biri dürtsün beni.
"Baba sen ölmedin mi?
Yoksa ben mi şu an rüyadayım. Bana açıklama yapar mısın?"
"Biliyorum oğlum biliyorum her şeyi anlatıcam. O mezarda ki benim ikizim Eray. Son zaman da her şey çok kötü ilerledi. Belki böylece unutursunuz diye yaptım. Ama sizi görmeden yapamadım. Yapamadım işte,siz beni ölü bilecektiniz ama olmadı nalet olsun olmadı!"
"Baba bizi seneler önce nasıl arayıp sormuyorsan şimdi de sormayacaksın. Ne oldu da senin çocuğun olduğumu hatırladın. Ha noldu şimdi kızgın olması gereken sen misin yoksa biz mi?
Şu an sana sarıldığım diye seni affedecek değilim!
Bunu sakın unutma!"
Babama sertçe gürledikten sonra arkamdan ses duydum.
"Abi babam yaşıyor mu yani alçak herif bunu bize nasıl yaparsın?
Senin öldüğünü düşününce daha çok yıpranacağımızı düşünemedin mi?
Sen nasıl bir babasın?
Bir de gelip yalakalık yapıyor. Biliyorum seni çok seviyorum ama bizi bırakıp gittin yıllar önce baba."
"Kızım sakin ol. Biliyorum hatalıyım ama eski Eren Altay değilim ben. Size kendimi affetireceğim sadece zaman."
Dedikten sonra hepimiz birbirimize sarıldık. Keşke şu an nur yüzlü annem de olsa. Seni çok özledim anne. O mis nergis ile gül kokunu çok özledim. Neden hep birilerini kaybediyorum ben ha neden?
"Hadi artık evimize gidelim baba."
"Ciddi misin sen oğlum?"
"Evet baba."
Diyim kahkaha patlattım. Babamın hastane çıkış işlemlerini yaptım. Elinde ki çantasını alarak yavaşça arabaya ilerledik. Arabanın yanına gelince bagajı açıp çantayı oraya koydum. Bagaj kapağını kapatım şoför koltuğuna geçtim aniden telefonum çaldı. Arayan Ömürdü.
-Efendim sevgilim?
-Merak ettim seni mesaj atmayınca arayım dedim.
-İyi yapmışsın da ben seni sonra arasam yarın okulda anlatırım.
-Tamam sevgilim öptüm seni.
-Bende sevgilim.
"Oğlum gelinimle tanıştırırsın artık."
"Tabi ki baba."
Diyim hızlıca hastaneden çıkıp evin yolunu tuttum.
Eve gelince hemen arabayı park edip indip bagajı actım. Çantayı alıp kapıyı iki kere tıklattım. Kapı açılır açılmaz sultan hanım ile menekşe hanıma:
"Yukarda ki boş odayı babama hazırlayın ve soru soru sormayın.
Dedikten sonra odama çıkıp yeni meleğimi aradım.
-Meleğim, bu telefon niye geç açılıyor acaba?
-Şey ee aşkım,duş alıyordum.
-Peki prenses inanıyorum sana.
-Özledim seni.
-Bende seni prenses ben duş alıcam seni seviyorum.
-Bende seni.
Banyoya doğru ilerledim. Üzerimde ki giysileri çamaşır sepetine attım. Küvetin içini suyla doldurum köpük döktüm. Bu beni çok rahatlatıyor. Yavaşça küvetin içine girdim. Su sıcaktı. Güzelce suyla oynadıktan sonra dikkatli bir şekilde duştan çıktım bornozumu giyip dolabımından lacivert bir tişört, siyah dat kot pantolon, ayakkabı olarak lacivert vans ve son olarak siyah deri ceket. Saçlarıma bir fön çektikten sonra aşağıya inip televizyonun karşısına geçip film izlemek için kategoriye bastım. Beğendiğim film olan "Mezarına Tüküreceğim 2" yi izlemeye başladım. Film için eksik olan mısır ve ice tea mı alıp tekrar koltuğuma geri döndüm. Bir saat sonra film bitmişti. Aç olduğumu hissedip menekşe hanıma :
"Menekşe hanım yemek hazır mı?"
"Olmasına az kaldı Çınar bey."
Dedikten sonra odama çıkıp dinlenmek için yatağıma geçtim.
