yedi - ben seni baska bir sekilde bogucam!

5.5K 588 543
                                    

Okul çıkışı yurttan birkaç şey aldıktan sonra Hyunjin'in dediği yere gitmek için otobüs durağında beklemeye başlamıştık. Yedi koca herif ellerinde çantalarla resmen fethetmiştik durağı.

Bu yüzden de gelen herkes durağın biraz daha ötesinde bekliyordu. "Sanki bomba taşıyoruz amına"

"Sana şu amına sözcüğünü yasaklıyorum"

"Yok olmaz"

"Jeongin her cümlenin sonuna nokta niyetine 'amına' koyuyorsun"

"Sarıyo sanane amına"

"Off sabır" Hyunjin gözünü devirip yola bakmaya devam ettiğinde ben de Hyunjin'i sinir edebildiğim için zafer gülümsemesiyle kulaklığımdaki harika şarkıyı dinliyordum.

"Geliyor bi tane"

"El et de dursun"

"El et ne amına köylü müsün"

"Köylü halkın efendisidir"

"Aynen! Go Seungmin"

"Changbin de benden görüyor musun?"

"Oda arkadaşı diye düşman yetiştirmişiz"

Sonunda birimiz otobüsü durdurduğunda tek tek binip neredeyse boş olan otobüste oturmaya başladık. "En arka dörtlü! Paraları uzatın"

"Abi verdik ya"

"Sakat amına"

Dediğim şey ile yanımda oturan Hyunjin'in elinin ağzımı kapatması bir oldu. "Sus nolur sus"

Konuşmaya çalışıyordum ama kürek gibi olan elleri yüzünden bu pek de mümkün değildi. En son çözümü elini yalamakta bulduğumda dilimi dışarı çıkarıp avucu içinde gezdirdim.

"Jeongin yapma"

"Evfincfi cfek o zfman ofvospu cofufu"

"Off hep salya yaptın elimi ya"

Sonunda ağzımdan çektiği elini bacağıma bastıra bastıra sildi. "Sanki hastalıklıyız amına. Şu hallere bak"

"Elim benim için değerli"

"Napayım yani. O değerli elini ağzımı kapatmak için kullanmasaydın o zaman."

Cevap vermek yerine yolu izlemeye başladığında bende artık kavga etmekten yorulduğum için kulaklığımın diğer tekini de takıp yolculuğun tadını çıkarmaya başladım.

-

Yaklaşık yarım saatlik otobüs yolculuğundan sonra dediklere yere gelebilmiştik. Henüz şelalenin olduğu yere gelmemiş olmamıza rağmen güçlü bir şekilde akan suyun sesi buraya kadar geliyordu.

Changbin önden yürümeye başladığında geri kalanlarımız da ördek yavruları gibi arkasından gitmeye başladık. Biraz ağaçların arasından biraz çalılardan yürüdük. Bu sırada bacağıma yapışan ot ve böceklere de bol bol sövme fırsatı buldum.

O kadar yürüdükten sonra sonunda o meşhur şelaleyi görebilmiştik.

Minho elinde taşıdığı örtüyü yere serince herkes elinde çantaları oraya bırakıp kendini örtünün üzerine attı.

"Önce yüzün istiyorsanız. Çıkınca bir şeyler yeriz"

"Ayy bu da Seungmin gibi tam anne!"

Seungmin bi anda konunun içine katılmıştı ve şuanı sorguluyordu. Changbin ise henüz hiçbirimizi doğru düzgün tanımadığı için gülümsemekle yetinip örtünün üzerine oturdu.

roomates ,, hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin