yirmiüç - onlarla da mı yattın

3.1K 346 514
                                    

02.15.??
jeongin

Sonunda sınav haftasına girdiğimiz için Felix'in erken kalkmaya başlayacağını bildiğimden hem onun için atıştırmalık birkaç şey almak, hem de dün geceden istediğim eşyalarımı Changbin'den almaya gitmek için erken kalkmıştım.

Odadan çıkmadan önce eğer unutmuşsa diye Changbin'in numarasını, hatırlatmak adına, kısaca çaldırdım. Aşağı kata inip odanın önünde beklemeye başladığımda, yaklaşık beş-altı dakika kadar herhangi bir hareketlenme olmamıştı. Bu yüzden bir de mesaj atıp beklemeye devam ettim. Attığım mesajın üstünden çok geçmeden, yaslandığım duvarın hemen yanındaki kapı yavaşça aralandı.

Dakikalardır burada beklediğim için derin bir nefes vererek yaslandığım duvardan ayrıldım ve kapının olduğu tarafa döndüm. "Sonunda! Cha-"

Karşımda asla görmeyi ummadığım kişiyi bulunca gözlerimi yüzüne kilitleyip uzunca izledim. İfadesizdi.

Elindeki poşetleri göğsüme doğru fırlattı ve yüzüme dahi bakmadan oldukça soğuk bir mizaçla konuşmaya başladı. "Bu saatte arkadaşımı rahatsız etme" Ağzından çıkan şey oldukça düz bir cümleydi. Bunu herhangi birisi söylese eminim umursamadan "tamam" der geçerdim. Fakat şuan karşımdaki kişi ona karşı sebepsizce suçlu hissettiğim insan olunca, üstüne üstlük yüzüme dahi bakmadan yapıyor olması bunları, kendimi daha da suçlu ve iğrenç hissettmemi sağlamıştı.

Ben hala gözlerine bakarken -başka hiçbir şey olmayacağını elbette ki biliyordum- öylece durmanın bir işe yaramayacağını, zaten dediği şeyin üzerine de bir şey diyemeyeceğimi bildiğim için kafamı yere eğip koridorun sonuna doğru ilerlemeye başladım.

Ben onun gözlerine her bakışımda sanki ilk defa görüyormuşum gibi, gözlerimi onun derin gözleri içersinde gezdirirken, onun bir kez olsun bana göz ucuyla bile bakmamış olması beni hiç olmadığı kadar kırmıştı.

Bu hale yalnızca bir günde gelmiştik ve aslında suçsuzken beni dinlemeyi reddediyor oluşu her şeyi her geçen saat daha da beter hale getiriyordu. Önceden yaşadığımız her şeye karşı sanki hiç yaşanmamış gibi davranıp yok sayıyor oluşu, öncesinde de bana karşı samimi olup olmadığını sorgulamama neden oluyordu.

-

Kafetaryadan Felix'in sevdiği birkaç şeyi alıp odaya dönmeye başladığım sırada cebimdeki telefonum titremeye başladı. Boştaki elimi cebime atıp telefonu çıkardım. Arayan Changbindi.

"Çok geç kaldın"

Telefonu kapatıp tekrar cebime koydum ve odaya gitmeye devam ettim.

Kapının kulpunu hafifçe bastırıp içeriye girdiğimde karşımdaki koltukta yeni uyanmış bir halde oturan Felix'in gözlerini direkt olarak bana diktiğini görmemle ufak çaplı geçirdiğim korkuyu belli etmeden içeriye girip kapıyı kapattım.

"Nerdeydin?" Sorduğu soruya elimdeki kafetarya poşetini kaldırarak yanıt verdim.

"Öbür elindekiler ne?" Sabah sabah bi anda içine girdiğim sorguya anlam veremeyip elimdekileri masanın üzerine koydum. "Changbin'den birkaç eşyamı istemiştim de onlar"

"Changbin az önce burdaydı. Sana ulaşamadığını söyledi"

"Sonra habe-"

roomates ,, hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin