07.39
Hafif hafif yüzüme vurmaya başlayan ışık ile oldukça ağrıyan başımın verdiği rahatsızlığın henüz yeni farkına vararak uyandım. Yattığım yerden nerede olduğumu anlamaya çalışsam da, odada sadece üzerinde yattığım yatak dışında hiçbir şey yoktu.
Birkaç dakika daha kendime gelmeyi bekleyip öylece etrafı izledim. Her ne kadar beklesem de başımın ağrısının hafiflemeyeceği aşikardı. Her ne kadar kafamı gömüp uyumaya devam etmek istesem de nerede olduğumu anlamak adına yerimden kalkmam gerektiği için ağır ağır yattığım yerden doğruldum.
Ayağa kalktığımda direkt odanın içindeki banyoya yöneldim. Yüzümü yıkamak için lavaboya yaklaştığımda hemen karşımdaki aynadan dikkatimi çeken ilk şey sonuna kadar açık düğmelerimden direkt olarak dikkat çeken hafif morluklardı.
Vücudumu baştan aşağı kaplayan telaş ile tekrar odaya dönüp telefonumu aramaya başladım. Telefonumu asla kendimden ayrı tutmazdım ve şimdi de kesinlikle yanımda olduğundan emindim Yatağın üzerindeki örtüyü her ne kadar alt üst etsem de bulamamıştım.
Hala aynı telaşla telefonumu aramaya devam ederken kapının aralanma sesiyle bütün dikkatim bir anda oraya toplandı. Karşımda asla görmeyi ummadığım kişiyi görünce de vücuduma toplanmış olan bütün o telaş duygusu bi anda iğrenç bir şeye dönüşmüştü.
Kapının tahtalarına yaşlanmış öylece bana bakıyordu. Sonunda arkasında tuttuğu elini yukarı çıkarıp elinde bir şeyi sallamaya başladı. Bütün ikkatimi oraya topladığımda ise elindekinin dakikalardır aradığım telefonum olduğunu anlamıştım.
"Bunu arıyordun sanırım"
"Ver şunu" Sinirle üzerine atıldığımda bi anda geriye çekilmesiyle tökezleyip yere düşmemle sarsılan vücudum yüzünden başımdaki ağrı bi anda tetiklenmiş ve dayanılmaz bi hal almıştı. Birkaç dakika olduğum yerde kafamı yere eğmiş bir şekilde durmaya devam ettim. Hala yerdeyken elimi kafama çıkarıp sessizce tısladım.
"Sakin ol. Kibarca istersen veririm"
"Eun, ver şunu yoks-"
"Al" Telefonu yere atıp ayağıyla bana doğru fırlattı. "Bak bakalım sevgilin seni ne kadar merak etmiş"
Önümde duran telefona uzanıp direkt olarak mesajlara girdim. Bir mesajımın görüldüde kaldığını görünce Eun'un Hyunjin'e bir şey attığını anlamam çok da zor olmamıştı. Ne atabileceğini bilmediğim için sohbete girdim. Gördüğüm şey ile az önce içimde her yeri kaplamış olan o iğrençlik duygusu daha da artmıştı.
Hala yerde dururken kafamı kaldırıp Eun'a baktım. Her zamanki gülümsemesiyle tam da gözlerimin içine bakıyordu. Fakat bu sefer başka bir şey daha vardı. Başarmışlık duygusu.
Bütün sinirimi dışarı atmak adına hala yüzüne bakarken sesimin çıkabildiği kadar bağırdım. "Seni orospu çocuğu!" Gözümden yaşlar akarken kesik kesik konuşmam onu daha da memnun ediyordu.
Ellerim üzerinde dururken destek alıp ayağa kalktım. Kapıya yöneldiğimde Eun olduğu yerde hareketlenip bana doğru gelmeye başladı. "Nereye gidiyorsun?" Kollarını birbirine kenetlemiş biçimde dururken önümde dikilmeye başladı. Ağzından çıkan herhangi bir şeyi dahi dikkate almadan yana ittirip koridora çıktım.
Merdivene yöneldiğim sırada sakin bir sesle konuştu. "Hala seni istediğini düşünüyor musun?"
-
Evden çıktıktan sonra ne kadar yürüdüğümü dahi önemsemeden görebildiğim ilk taksiye binmiştim.
Arkadaşlarımdan da cevapsız aramalar vardı fakat hiçbirini arayacak yüzüm yoktu. Eğer bu fotoğraf Hyunjin'e ulaştıysa eminim ki onların da haberi olmuştu çoktan.felix
kac saattir sogukta oturuyosun aptal
bizim odaya gelBen burda oturmaya devam etmeyi düşünürken telefonuma gelen bildirimle en azından Felix'in hala bir şeyleri dinlemek istediğini anlamam garip bir şekilde sevindirmişti beni.
İçimde az da olsa belirmiş olan heyecanla hızlı hızlı içeri girip Felix'in odasının bulunduğu kata çıkmaya başladım. Şuan tek temennim Hyunjin ile karşılaşmamamdı.
Koridorlarda yürürken berbat bir halde olduğum için üzerimde gezen gözler beni oldukça rahatsız etmeye başladığı için adımlarımı daha da hızlandırdım.
Sonunda odaya geldiğimde, kapıyı açmamla karşımdaki Felix'i görmem bir oldu. Karşımda oldukça endişeli gözlerle bana baktığını görmemle zaten patlamaya hazır olan gözyaşlarımı tek tek bıraktım.
Ağlamama hazırmış gibi bekleyen Felix ise beni içeriye çekip kapıyı kapattı ve kollarını bedenime sardı.
-
"Sakinleştin mi?"
Islanmış suratımı kollarıma silip yüzüme belli belirsiz bir gülümseme yerleştirdim ve kafamı salladım.
Birkaç dakikayı sessiz bir şekilde öylece birbirimize bakmakla geçirdikten sonra sessizliği saçma bir şekilde bozdum. "Hyujin nerde?"
Bi anda sorduğum şey ile yüzünü düşürüp kaslarını çattı. "O gerizekalı hakkında bir şey sorma bana" Oldukça ciddi şekilde söylediği şey ile tamamen ona dönüp anlamamış bir şekilde bakmaya başladım. "Seni dinleme gereği dahi duymadan salağın birinin attığı fotoğrafa göre hareket ediyor nesini anlamadın?"
"Bi yandan da ha-" Lafımı bitirmeme izin vermeden kafasını aniden bana çevirip kaşlarını daha da çatmış bir şekilde konuşmaya başladı. "Ne demek haklı? Daha öncesinde de seni düzgünce dinleseydi Eun'un neyin peşinde olduğunu anlardı zaten. Çocuk gibi davranıyor."
Sonlara doğru sesini alçaltıp tekrar önüne döndüğünde ona bakmaya devam etmiştim. "Peki diğerleri, onlar da mı Hyunjin gibi?"
"Hayır, Ryujin ve Seungmin ile beraber dün gece seni aradık. Bi ara yanımızda Hyunjin de vardı ama sonra işte o mesajdan sonra gitti..."
"...peki dün gece ne olduğunu hatırlıyor musun?"
"Bir yere kadar. Mesela senin sohbet ettiğim kişileri, Jisung'un ne durumda olduğunu, Seungmin'in dışarıya çıktığını. Sonrasında Eun içkimi yeniledi. Gerisini hatırlamıyorum"
"İçeceğine bir şey katmış olmalı"
Biraz bekleyip sabah vücudumda dikkat ettiğim izleri hatırladım. Gömleğimin düğmelerini açıp Felix'in önüne geçtim. "Peki bunlar, gerçekten bir şey yapmış mıdır?"
"Ondan her şeyi beklerim ama o kadar ileri gidebileceğini de sanmıyorum. Pısırığın teki"
"O zaman?"
"Sadece seni de suçlu gösterebilmek için yapmıştır bunları. Merak etme"
Her ne kadar Felix'in dediği şeyler içimi rahatlatıyor da olsa hiçbir şeyi hatırlamadığım için de emin olamıyordum. Ama kesinlikle suçlu olan taraf değildim. En azından bana göre.
-
5-6 kere bölüm yazip sildim imdo
umarim begenirsniz bayy🤺🤺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
roomates ,, hyunin ✓
Hayran KurguJeongin ve homofobik sandığı oda arkadaşı Hyunjin 〃 texting + düz yazı #1 hyunjeong #1 hyunjin #1 fanfic #1 jilix #1 minchan