yirmidört - pretty boy

3K 368 308
                                    

02.20.??

Benim yüzümden Changbin ve Hyunjin'in de arası bozulduğu için o gün odamda kalmaya tekrar başlamıştım. Odaya zaten yalnızca akşamları geldiğim ve sabahında Hyunjin'den erken kalkıp, odadan çıktığım için pek bir karşılaşmamız olmuyordu. Zaten aynı anda odada bulunsak bile artık tartışacağımızı da sanmıyordum. O gün olan şeylerden sonra bana karşı olan hareketlerinin biraz daha yumuşadığını hissediyordum. Belki benim zar zor söylediğim şeyler sayesindeydi, belki de Changbin ile tekrar konuşmuştu. Ama hangisi olduğu önemsiz, sonuçta işe yaramıştı.

Bu sabah da her zamanki gibi erkenden kalkıp sessizce hazırlandım ve okula gitmeden önce kafetaryadan birkaç şey aldım. Şu birkaç gündür kafetaryadan aldığım şeyleri camın kenarında atıştırırken şarkı dinlemekti. Böylece az da olsa şu haftamı -sanki çok güzel bir haftaymış gibi- romantize edebilmiştim. Ve bu anlarda sınıfta yalnız olabilmemin huzurunu hiçbir şeye değişmezdim.

Bugün hava yağışlı olduğu için maalesef ki yine sınıfta olmam gerekiyordu. Sınıfa girdiğim gibi sıramı camın önünde ittirdim, çantamı da rastgele bir yere atıp kulaklıklarımı taktım. Sıranın üzerine oturup dirseklerimi camın önündeki çıkıntıya koydum.

Tekrara aldığım, resmen beynime aşılanmış şarkıyı mırıldanmaya başladığım sırada oturduğum sıranın yanına başka bir sıranın itilmesiyle aniden irkilmiştim. Sırayı ittiren kişi çantasını benimkinin yanına atıp, aceleyle yanıma oturdu. Hızlı hızlı yapmaya çalıştığı şeyler bir ara tökezlemesine sebep olmuştu. Neyseki düşmedi, yoksa şu ciddiyetimi korumaya çalıştığım ortamı koca kahkahamla bozabilirdim.

Dikkatimi kendi isteğimle oraya vermediğimden, hiçbir şey olmamış gibi şarkımı mırıldanmaya devam ettim. Birkaç dakika sonunda benim hiçbir tepki vermeme canı sıkılmış olacak ki kulaklığın birini çekip kendi kulağına yerleştirdi.

"Pretty boy..."

"...en sevdiğin şarkı öyle değil mi?"

Resmen kekeleyerek söylediği şey ile alaylı bir şekilde gülüp kafamı yere indirdim. "Bunu biliyor olman şaşırttı"

"Kimi düşünüyorsun?" Sorduğu soruya karşılık bakışlarımı yüzüne çıkarıp öylece bakmakla yetindim.

"Kimseyi"

"Öyle mi?" Gözlerini direkt olarak benimkilere dikip resmen beynime girmeye çalışırcasına bakmaya başladı.

"Kimi düşünmem gerekiyordu?"

Kısa ve düz yanıtlarımın sinirini bozduğu yüz ifadesinden ve bakışlarını kaçırmaya başlamasından belli oluyordu ve bunu sonunda görebiliyor olmam aşırı eğlendiriyordu beni. Yüz ifadesi oldukça bozulmuş bir şekilde gülümsedikten sonra ayağa kalktı. "Aklında birisi yoksa, bu aklına girmem için bir şans mı?"

Ayakta kıvranarak, ağzından zar zor çıkardığı kelimeler hoşuma gitmişti. Şuan karşımda o kadar çocuksu bir ifadeyle dikiliyordu ki, hiç olmadığı kadar hoşuma gidiyordu. Bu kadar sakin ve çaresiz olduğunu görmem şu bi haftadan sonra zafer gibi bir şeydi.

"İşin zor olacak Hwang"

-

felix
jeongin
o orospu niye senin sinifindan cikti?

roomates ,, hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin