"Efendim? Ben de öyle. Özledim seni güzelim. Dün geldim, evet. Ne zaman buluşuyoruz? Hasretinle yandım valla. Kimle gördün? Haa o kız, o kız benim kuzenim. Sen hepsinden ayrısın güzelim. Peki, haberleşiriz. Özletme kendini zaten dayanamıyorum. Ben de seni. Görüşürüz."
Gözlerimi açtım. Efe... Sen erkeklerin özetisin. Önüme dönüp Efe'ye baktım.
"Allah seni ıslah etsin. Kızlara susamış aç köpek. Acıdım kıza yemin ederim. Uykumun da içine sıçtın. Çok sağ ol gerçekten."
Üstümdeki ince çarşafı atıp banyoya gittim. Dünden kalma halimle babamla anneme görünmek istemiyordum. Yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim. Kahvaltıya yardım ettim.
"Dün nasıldı? Biz uyuyakalmışız. Geldiğinizi de duymadık."
"İyiydi anne. Yemek yiyip gezdik işte."dedim salatalıktan ağzıma atıp.
"Geç gelmediniz değil mi?"diye sordu babam.
"Hayır, on iki buçukta geldik."
"İyi bari."
Kahvaltı bittikten sonra toplamaya yardım ettim ve odama gittim. Sarı mayomu giyip üstüne kot şortumu geçirdim. Plaj çantamı da alıp çıktım.
"Efe ben plaja gidiyorum."diyerek onun odasına daldım.
"Lan! Deniz!"
Efe şortunu giyiyordu. Arkamı döndüm hemen.
"Ya kızım sana kaç kere diyeceğim kapıyı çalmadan girme diye!"diye bağırdı.
"Aman canım, ben senin altını değiştiriyordum. Hiç görmediğim şey mi?"dedim.
Elini şortuna atıp indirmeye çalışırken "Aradan çok zaman geçti. Değişti bir şeyler görmek ister misin?"dedi alayla.
"Ay tamam abartma."diyip odasından çıktım.
"Baba, biz çıkıyoruz."
"Tamam çocuklar, biz de birazdan geliriz."
Evden çıkıp sahile doğru yürüdük. Gişeden iki havlu alıp bizimkilerin yanına gittik. Bize ayırdıkları şezlonglara havluyu serdim. Altımdaki şortu çıkarmak için düğmeye dokundum. O sırada Ahmet geldi ve beni görür görmez elimi çekip önümde eğildi. Düğmemi çözüp fermuarı indirdi. Ardından yavaşça şortu çıkardı. Katlayıp kenara koydum. O sırada Ahmet bacağımı sıkıp duruyordu.
"Ahmet dursana."dedim gülerek.
"Durdursana."dedi hırsla.
"Ya saçmalama." Ahmet'i ittirdim. Kuma düştü. Ahmet gülerken güneş kremini çıkardım. Kollarıma, bacaklarıma, yüzüme sürdüm.
"Ver arkana da ben süreyim."diyip kalkıp yanıma geldi. Nazikçe masaj yapar gibi sürdü kremi.
"Teşekkür ederim."diyip gülümsedim.
"Rica ederim güzelim."
"Deniz! Hadi gel!"
Eylül'ün bağırmasıyla kalktım ve yanlarına gittim.
"Hadi güreşelim."
"Aa yok ben yapamam."
"Hayır Elif! Gel buraya."
Ahu, Elif'in kolundan tutup çekiştirdi. O sırada Elif birden havaya çıktı. Ege denize dalıp Elif'i omuzlarına almıştı. Kaan'da Ahu'yu aldı omuzlarına. Ve güreşmeye başladılar. Biz de tezahürat yapıyorduk. Biraz sonra Elif, Ahu'yu yenmişti. Gülüştük.
"Hadi sıra bizde!"
Yiğit, Eylül'ü omuzlarına alırken Ahmet'te beni omuzlarına aldı. Biz de eğlenmeye başladık. En sonunda Eylül'ün dirseğini kırıp onu suya düşürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKŞAM GÜNEŞİ
Teen FictionAkşam güneşi, güzele vurur derler.. Doya doya hissetmek lazım o güneş ışıklarını. Vücudumuzda, saçlarımızda, ellerimizde, yüzümüzde... O güneş ışığı bizi güzelleştirirken hayatımızda olan biteni de fark etmek lazım... Okulların kapanıp yazın gelmes...