"Bu kıyafet nasıl yeterince kapalı mı?" diye sordum aynada kendimi süzüp.Jimin baştan aşağı süzüp "Fazla kapalı tam annemlik.." deyip güldü.Hangi devirde yaşıyorduk bu da neydi böyle? Resmen açık giyinmemi istemiyorlar ve sürekli Jimine beni çocuk gibi şikayet ediyorlardı.Topuklu ayakkabılarımı da giyip çantamı aldığım gibi Jiminle odadan çıktık.Aşağıya inip evden çıktığımızda Jungkook'u aradı gözlerim ama ortada gözükmüyordu.
"Ben götürüyorum bugün bizi öne geç hayatım." dedi Jimin.Ön kapıyı açıp oturdum.Jimin de şoför koltuğuna geçtiğin de arabayı çalıştırıp evden çıktık.Bir kaç tane tatlı da almayı unutmamıştık.
Büyük villanın önünde durduğumuzda resmen elim ayağım titriyordu.Bu insanlar ne beni seviyordu ne de ben onları.Gerginlikten dişlerimi sıkıyordum.Kapıya yönelip zili çaldık.Çalışan kadın kapıyı açıp bizi karşıladı.Büyük salona geçtiğimiz de sinir bozucu Kim Namjoonu gördüm.
Küçük gözlüklerinin altından bizi süzmüştü.Annesi ve babası da bizi bir gelişi güzel radara aldılar.
"Hoş geldiniz!" dedi annesi. "Hoş bulduk Ha eun anne." dedim gülümsemeye çalışıp. Bana göz devirip ilk olarak oğluna sarıldı. "Hoş geldin oğluşum civcivim!" deyip sıkı sıkı kollarının arasına aldı.Bozuntuya vermeyip Jimin'in babasına yöneldim."Merhaba Ji Hoon baba." dedim.Babası elini öptürdüğün de "Merhaba hoş geldin." dedi.En son Namjoona yöneldim. "Merhaba Namjoon oppa." dedim. "Merhaba."
Herkes bir biriyle selamlaştıktan sonra yerimize oturduk. "Nasılsın oğluşum?" dedi Ha Eun cadısı.
Biz kimiz ki bizi ne yapsın.Jimin boğazını temizleyip "İyiyiz anne!" dedi imayla."Siz nasılsınız Ha eun annecim sağlığınız sıhatiniz nasıl?" dedim samimi olmaya çalışarak.Ama sesimden de anlaşılıyor ki asla öyle durmuyordu.Bana yandan kibirli bakışlarını sunup "Eh işte yaşayıp gidiyoruz oğlumsuz." dedi.
Derin bir nefes aldım. "Siz nasılsınız Ji Hoon baba?" diye sordum."Çok iyiyiz bakma sen hanıma gelin kız."
Namjoon telefondan başını kaldırıp "Sana yemek vermiyor mu Jimin bir deri kemik kalmışın?" dedi komik olmaya çalışarak.Jimin güldü. "Aaa Hyung ama..." dediğin de samimiyetsizce güldüm.Aman ne komik.Çok mu zayıflamıştım ya? Aslında haklı sayılırdı son bir kaç haftadır doğru düzgün yemek yiyemiyordum.
Çok gergin bir ortamdı hemen gitmek istiyordum şuan."Her zaman ki gibi çok komiksin Namjoon oppacım!"
"Hıı öyleyimdir ben." dedi sırıtarak.O sıra kapı zili çaldı.İçeri Jin geldiğin de biraz da olsa rahatlamıştım.Tanrım sesimi duymuş bana yardım göndermiş olmalıydı.Jin oppa Jimin ve Namjoon'un aşırı komik,eğlenceli kuzenleriydi.Benimlede çok iyi anlaşırdı. "Aman Tanrım aile toplantısını mı işgal ettim!" diyerek yanımıza geldi ve hepimizle sarılmaya başladı.
"Öyle oldu hyung.Nereden geldin?" diye sordu Jimin."Buradan geçiyordum ee bayada acıktım uğrayım dedim." dedi gülerek.Sıra bana geldiğinde sarılması sıkıca sarıldım. "İyi ki geldin Jin oppa!" dedim. "Kız naber şirin şey?" deyip yanaklarımı sıktı. "İyidir sen?"
"Ben hep iyiyim." deyip göz kırptı.
Jin beni küçük kız kardeşi gibi görürdü her zaman.Bende onu abim gibi aramızda altı yaş vardı ama yaşıt gibiydi fazlasıyla kafa dengiydik."Anca zaten eşşek sıpası karnı acıktığın da gelir!" dedi Ha eun cadısı.
Jin koltuğa attığın da kendini "Hiçte bile öyle denk geliyor yengecim!" dedi.
Ortam Jin'in gelmesiyle rahatlarken iş konusu açılmıştı ve ben aşırı bunalmıştım.Ha eun anneciğime bakarken göz göze geldik.Gözlerini devirip ayağa kalktı. "Miley kalk bakalım mutfağa gidiyoruz." dediğin de ayağa kalktım ve peşine düştüm.Yine o sinsi aklından neler geçiyordu acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şoförüm Jeon Jungkook
Fanfiction"Unutma ki bu yaptığımıza hiç pişman olmayacağız." #hayalet1