B|7

670 28 7
                                    

"Merhaba hayatım!" Mutfağa giren Jiminle gözlerim şokla ona bakakaldım. "Jimin!" dedim şaşkınca.Bana sevimli gülüşüyle yaklaşıp kucakladı ve saçlarımdan öptü. "Ben geldim hayatım!" dedi ve yanaklarımı sıktı.

"Hoş geldin ama neden haber vermedin senin için hazırlık yapardım bir şeyler hazırlardım aç mısın?"
"Değilim bir tanem sen yorma kendini diye söylemedim ve sürpriz yaptım."

Tezgahtaki kendime yaptığım kahveyi Jimine verdim "Bunu sen içiyorsun o zaman bende kendime yeni yapıyorum." dedim. "Bebeğim sen iç bunu canım istemiyor." dedi.
"Peki o zaman."
"Bahçeye geçelim mi?"

Olumlu anlamda başımı salladığım da bahçeye çıkmıştık ve banka oturmuştuk.Jimin yanıma oturup kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.Saçlarıma öpücük kondurup "Seni çok özledim," diye mırıldandı ve ellerime parmaklarını geçirdi. "Bu soğuk ellerini bile özlemişim..." diyerek kıkırdadı.

Gülümsediğim de biraz yerimde kasılmıştım. "Ben-" ağzım dilime dolandı o an.Jungkook buraya doğru bakıyordu.Samimi halimizle onun karşısındaydım. "Sen?" dedi Jimin neşeli sesiyle. "Ben de seni çok özledim." dedim ve yanağını öptüm.Jungkooka ise son baktığım da gidişini gördüm.

Sesli bir nefes verdim. "İşler nasıl geçti?" diye sordum. "Güzeldi hayatım ama epey yorucuydu." dedi. "Sen neler yaptın?" diye sorduğun da "Biraz atölyede uğraştım öyle vakit geçirdim." dedim.
"Bu arada T-taehyung," dediğim de hafif kaşları çatıldı. "O Seule dönmüş." dedim.

"Görüştünüz o halde?" dedi boğuk bir sesle.
"Evet her zaman ki serseriliği yüzünden dayak yemiş yatıyordu çok az görüştük." diyerek bir yalan savurmuştum.Gerçekleri bilse sanırım ortalığı ayağa kaldırırdı.

Gözlerini devirdi. "Taehyung senin başına dert açacak diye korkuyorum.Bu çocukla görüşmemen konusunda hala ısrar ediyorum Miley."

"Jimin sürekli görüştüğümüz yok ki sende biliyorsun.Evlendiğimizden beri dört veya beş kez konuşmuşuzdur."
"Düğünümüze bile gelmeye zahmet etmeyen herif..." dedi sinirle.Taehyung dan gram hoşlanmıyordu ve duyguları da karşılıklıydı.

"Her neyse Miley yarın akşam annem ve babam yemeğe bizi davet ettiler ona göre hazırlanıp gidelim."

Ah şu benden nefret eden canım kaynanam ve kayınpederim! Bende onlara çok meraklı gelinleri...
"Olur canım gidelim," dedim. "Onları hiç arıyor musun?" dedi Jimin ailesini kast ederek. "Pek sayılmaz," dedim. "Desene yarın fırça yiyeceğiz." deyip kıkırdadı.

Onların bana yaptıklarına fırça demek az kalırdı bana göre zülumdü özellikle Jimin'in uzaylı üvey abisi Kim Namjoon.Ezeli bir düşmanımdı benim.Bana düğün günümde dedikleri tek bir an bile  aklımdan gitmiyordu.Jiminle evlenmek bedel ödemek gibi bir şey olmuştu benim için.

Jungkook'un anlatımından :

Uyandığım da pencereden yüzüme yansıyan gün ışığıyla gözlerimi açtım.Suratımda dün geceden kalma sırıtışla yerimden kalktım.Kulağımı talan eden alarmı susturup küçük odamın banyosuna giriş yapıp elimi yüzümü ve dişlerimi fırçalayıp takım elbisemi üzerime geçirdim.

Park Jimin'in köşkünün bodrum katından çıkarken karşı odanın kapısı açıldı.Mutfakta çalışan Gara hanımdı. "Günaydın Jungkook bey!" dedi güleryüzle.Başımla selam verip "Günaydın Gara hanım iyi mesailer." dedim gülümseyerek.Merdivenlere yöneldiğim de mutfağa giriş yaptım.Gara hanımın annesi erkenden uyanıp biz diğer çalışanlar için kahvaltı hazırlıyordu ve şu an çoğu çalışan o masadaydı.Herkese selam verip yerime geçtiğim de Felix "Hayırdır kardeşim yüzünde güller açıyor?" dedi imayla.

"Ne alaka oğlum her zaman ki yüzüm işte." dedim. "Hadi hadi oradan," deyip sırıttığın da yerimden kalkıp ağzımı sildim.Pek iştahım yoktu zaten iki üç parça bile yetmişti. "Jungkook doyur karnını kardeşim şaka yapmıştım." dedi Felix. "Yok senden değil iştahım yoktu zaten." deyi omzuna bir kaç kez vurup herkese veda ettim.

Jimin denilen o iriti adamı bugün hava alanından almaya ben gidiyordum.Saate baktığımda vakit daralıyordu patronun gelmesine az kalmıştı.
Dışarı çıkıp arabaya atladığım da girişte ki güvenliğe kapıyı açmasını söyledim. "Jimin beyi almaya gidiyorum." dedim.

Jimini aldığım da eşyalarını bagaja koydum.Arka koltuğa geçtiğin de  bende yerimi aldım. "Direk eve mi efendim?" diye sordum. "Hıı," deyip telefonla uğraşmaya başladı.İçimden küfürler sayarken şu katlandığım an için sabırlar çektim.

"Geleceğimi Miley'e haber etmediniz değil mi?" diye sordu. "Etmedik." dedim.

Park Miley, arka koltukta oturan herifin güzeller güzeli karısı.Kocaman hafif çekik gözleri,hokka gibi burnu,inci gibi dişleri,dolgun pembe dudakları...mükemmel olan kalbi.

O an sertçe yutkundum.Yumuşacık dudaklarının yanağımda ki hissiyatı hala bende duruyordu.O kadın bambaşkaydı.Etkilenmemem imkansız bir şeydi.Park Miley 22 yaşında ki ev kuşu...sana inanılmaz çekiliyorum ve bu beni çok yıpratıyor.Aklımdan,zihnimden seni gördüğüm tek bir an bile çıkmıyorsun en kötüsü çıkartamıyorum.

"Jungkook kırmızı ışıkta geçtin!" diye yükselen sesle kendime geldim. "Pardon efendim." dedim ve dalgın olmama sebep olan şeyi unutmaya çalıştım.Park Miley'i...

"Gelen idari cezayı maaşından keseceğim." dedi. "Peki," dedim sadece.

Sonunda eve geldiğimizde patron bozuntusu yukarı çıkarken ben bagajdan eşyalarını çıkartmıştım.Felix yanıma geldiğin de "Ne oldu lan sabahki halinden esir kalmamış?" dedi. "Hiç sorma kırmızı ışıkta geçtim gelen cezayı maaşımdan kesecekmiş." dedim.

"Tüh üzülme çokta bir ceza gelmiyor." dediğinde başımı salladım.Felix bavulları aldığın da "Hadi görüşürüz." demişti. "Görüşürüz." deyip tam sigara yakacakken Jimin ve Miley evden aşağı iniyorlardı.

Aşağı inip kamelyaya geçtiklerinde sigarayı dudağıma alıp yaktım.Jimin Miley'i yanına çektiğin de rahatsız olmuştum.Miley ise suratı asık gibiydi halinden memnun durmuyordu.Canı bir şeye mi sıkkın da acaba?

Göz göze geldiğimiz de Jimini öpmüştü.Arkamı dönüp hızla oradan uzaklaştım.Göğsümün ortasına sanki hançer saplanmış gibiydi.Tanrım bu neyin acısıydı.Sinirle arka bahçeye gittiğimde ağzımda ki sigarayı tükürdüm.Duvara elimi vurduğum da "Sikiyim böyle işi!" diyerek kükredim.

Miley'e tutulamazdım.Evli bir kadına körü körüne aşık olup kendimi ona teslim edemezdim.Her şey mahvoldurdu.Ben biterdim...

Başımı duvara yaslayıp sankinleşmeye çalıştım ama Mileyi düşünerek sakinleşebiliyordum. "Jungkook?"
Hızla sesin geldiği tarafa baktım.Miley yanımdaydı.
"Sen sen iyi misin?" diye sordu telaşla yüzüme bakarak.

Dişlerimi sıktım güzel suratına bakmamak için.Başımı eğdim ve yumruk olan ellerimi sakladım. "İyiyim Miley hanım!" dedim. "Sizin burada ne işiniz var kocanızın yanında olmanız gerek." dedim.Sesim istemsizce sinir bozucu trip yapıyormuşum gibi çıkıyordu.

Miley biraz afallamıştı. "Ben yani Jimin gitti bende hava almaya geldim seni gördüm," dedi hızla konuşarak.
"Her neyse iyi günler." diyerek hızla yanından geçecekken kolumdan tuttu ve önüme geçti.

Durdurulduğum da "Neler oluyor Jungkook? Kızgınsın." dedi.Gözlerimi sıkıntıyla kapadım.Sertçe nefes verdiğim de "Bir şey olmuyor Miley hanım," dedim oldukça sakin olmaya çalışarak.
"Sadece bir duruma canım sıkılmıştı ama şimdi geçti düzeldi sorun." dedim.

Başını sallayıp "Pekala bir an bana kızgın olduğunu düşündüm dün için." dedi.Yanakları kızardığın da gözlerini kaçırdı.Dudağımı ıslatıp "K-kızamam sana." dedim.

Biraz şaşırmış gibiydi ve hızla saçını kulağının arkasına sokuşturdu. "Gitsem iyi olacak." dedi ve arkasını döndüğü gibi kaçarcasına gitti. "Gitme kal kokun da gidiyor," diye fısıldadım.

Yapma Jungkook her şeyi mahvedersin.O kıza aşık olacağın vakit şuan değil.

Beğenip Yorum atın 🧡

Görüşlerinizi alayım.Nasıl gidiyor?

Şoförüm Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin