9.Bölüm

202 13 47
                                    

İyi okumalar kuzularrr..

O toparlandıktan sonra kapıyı kapattı ve çıktı ben ise dertlerimle baş başa kaldım.
                              🤕

Anıl gittikten sonra rahatça uyumak istemiştim ama bunu çok da başaramamıştım. Keyfim kaçmıştı. Ne güzel bir gece geçirdik derken bu şekilde ayrılmamız kötü olmuştu.

Bir de Anıl Emek ile tanıştığımdan beri bu 2. kavgamızdı ve bu çoktu. Neden böyle oluyordu? Galiba evren bana küçük mesajlar veriyordu ama onu seviyordum ve ayrılmazdım.

Bugün şarkıcı Anıl ile buluşup klip alanına gidecektik. Ondan özür de dilemeyi düşünüyordum. Anlamıştım ki onunla bu şekilde sert ve ters bir şekilde konuşmamalıydım.

Herkesin kalbi taştan olmak zorunda değildi. Demek ki onun kalbi yumuşacıktı.

Kahvaltıya tost ve çay hazırlayıp yedikten sonra odama doğru yol aldım ve kapıyı açıp içeri girdim.

Dolabımın kapağını açıp elbise bölümüne göz gezdirmeye başladım. Bugün rahat birşeyler giymek istiyordum, bayadır elbise de giymediğim için elbise giymeye karar vermiştim.

Pembe diz üstü ve üzerinde beyaz çiçekler olan bir elbise seçtim ve üzerime geçirdim. Ayağıma da hafif topuklu beyaz bir ayakkabı giymiştim bu ayakkabının ipleri çok uzun olduğu için çapraz bir şekilde bacağıma doğru bağladığımda çok zarif duruyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu.

Elime de beyaz küçük bir çanta aldım. Telefonumu ve cüzdanımı içine attıktan sonra tezgahın üzerinden arabamın anahtarını aldım ve yola koyuldum.

Bu sabah şarkıcıyla mesajlaştığımızda bana Beşiktaş tarafındaki bir mekanda çalışacağımızı söylemişti ve mekanın konumunu atmıştı.

Oraya vardığımda kapıda şarkıcının arabasını gördüm ve geldiğini anladım. İçeriye girdim ve arı gibi çalışan insanlara selam verdim.

Sesimi duymuş olacak ki şarkıcı beyimiz kapıda belirdi.

"Ooo kimler gelmiş ya. Hoşgeldin prenses."

Canım, hanım, beybi.. Şimdi de prenses çıkmıştı başımıza. Umarım bugünün sonunda kendimi bir adamı boğarken bulmam.

"Hoşbuldum, biraz konuşabilir miyiz acaba?"

"Konuşalım canım, gel."

Beni elini belime koyup dışarı doğru çıkardı ve karşımda dikilip konuşmamı bekledi.

"Geçen hastane bahçesinde yaşananlar için özür dilemek istiyorum seni kırmak istememiştim. Ben kimseyi kırmak istemem yani kırmam da aslında ama neden böyle oldu anlamadım, anlayamadım. Anıl gerçekten çok üzgünüm aklıma takıldın kaldın bir de mesajda sana her ne kadar kırgın olsam da deyince çok üzüld-"

"Melis! biraz sakin olur musun rica ediyorum. Tek nefeste kurduğun cümlelerin haddi hesabı yok."

Haklıydı neden o kadar telaşa kapılmıştım ki? Nefes nefese kaldığımı şimdi hissediyordum.

"Kusura bakma bu da benim garipliklerimden biri işte" dedim ve hüzünlü bir gülüş bıraktım havaya.

Anıl ise dikkatli bir şekilde beni izliyordu. Bir anlık utandım ama geçti.

"Şimdi izin verirsen biraz da ben konuşayım olur mu?" dedi sakin bir şekilde. Ben de ona onaylayan bir baş hareketiyle karşılık verdim.

"Öncelikle evet bana o cümleleri söyledikten sonra sana biraz kırılmıştım bu doğru. Şimdi şunu soruyor olabilirsin kendine 'bu adam 2 gündür tanıdığı birine neden kırılıyor?' inan bende bilmiyorum. Bende böyleyim işte herkese kırılabilecek potansiyel var demek ki bende de. Şimdi sen sakinleşiyorsun ve klibin provasını yapmaya başlıyoruz tamam mı?"

En Tatlı Acım (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin