Selam kuzularım nasılsınızzz. Umarım iyisinizdir. Size kitap ile ilgili birkaç sorum olacak ama bunları instagram'dan yapacağım o yüzden ecrinbookss hesabımı takip ederseniz ve orada soracağım sorulara cevap verirseniz çok sevinirim. Çok öptüm iyi okumalarr :*
- Öncelikle sana da merhaba Sincap Hanım.
- Sana hala kırgınım ayrıca çok da kızgınım seninle bir süre konuşmayı düşünmüyorum. Ama madem beni bu kadar merak ettin ve üzdüğünü düşünüyorsun -ki üzdün- neden bakmadığımı falan açıklayayım.
- Aslında bakardım mesajlarına Sincap ama başıma gelen şeylerden sonra kendime gelmem biraz vaktimi aldı.
- Mağlum dünkü olaylardan sonra biraz sinirli çıktım.
- Bir anda kaza yapıvermişim.
-Yani tam kaza değil ama sonuçta kafam yarıldı.
-Kafamı direksiyona vurdum Sincap üzerimde yarattığın etkiye bakar mısın?
🤕
Melis Ersen'in ağzından...
Ne?! Kafası mı yarılmıştı? Benim yüzümden oldu. Benim suçum.. Ona o sözleri söylememeliydim.
Hemen ona mesaj attım ve hastanesinin konumunu istedim. Ama o bana hastanede olmadığını başka bir yerde olduğunu söyledi. Hastanede değilse neredeydi bu adam?
Rehberime girip Şarkıcı'yı buldum ve arama butonuna tıkladım. Çaldı.. Çaldı.. Çaldı.. Ve beyefendi 3. çalışta telefonunu açtı.
"Bana bak Şarkıcı eğer şuan nerede olduğunu söylemezsen seni bulduğum ilk yerde parçalarım!"
"Tamam Melis tamam. Bu ne hınç. Sakinleş biraz. Evdeyim. Geleceksen gel gelmeyeceksen boşu boşuna yarık başımı şişirme!"
Kapattı.. Telefonu suratıma kapattı adam. Ben oraya gideyim ona yapacaklarımı biliyorum ama.
🤕
Şarkıcı'nın evine geldiğimde kapıyı çaldım ama açılması biraz uzun sürdü. E normal ama adamın kafası yarık..
Kapıyı açtığında her zaman şekilli olan dalgalı saçları dağılmış, başının sağ kısmında beyaz bir bandaj vardı. Üzerinde beyaz bol bir t-shirt ve altında gri bir eşofman vardı. Bence her zaman böyle giyinmeliydi. Çünkü.. Çünkü çok hoş olmuştu.
Gözlerimi ela gözlerine çevirdiğimde onun da benim yüzüme baktığını gördüm. Ben de altımda gri eşofman ve beyaz bir t-shirt ile gelmiştim.
Anlaşmış da öyle giyinmiş gibiydik. Kafamdan bu düşünceleri sildim ve içeri girip onu da bileğinden tutup içeriye çektim. Kapıyı da kapattığımda bir bileğini tutan elime bir yüzüme bakıyordu. Hemen elimi çektim koltuğa uzanmasını söyledim. Başına darbe almıştı ve dinlenmesi gerekiyordu.
O koltuğa geçtikten sonra bende ayak ucuna oturdum ve halıyı izlemeye başladım. Onun başına ne geldiyse benim yüzümdendi. Belki şuan konuşsak beni evden kovacaktı ama ben buna hazır mıydım? Onun tarafından kovulmak neden canımın yanacağını düşündürüyordu bana?
"Hey!, Melis!. Sana sesleniyorum beni duyuyor musun? İyi misin?"
Ona döndüğümde endişeli gözlerle bana bakıyordu. Acaba ne kadar seslenmişti bana?
"Pardon, ben dalmışım da biraz kusura bakma."
"Noldu! Yoksa sana bir şey mi oldu? Bir yerin mi acıyor?" Yarasına doğru elimi uzattığımda elimi tuttu. Canını yakacağımı mı düşünmüştü? Bana o kadar da mı güvenmiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Tatlı Acım (DÜZENLENİYOR)
Ficção AdolescenteSiz bir fenomen olsanız ve en sevdiğiniz şarkıcının adı ile şimdiki sevgilinizin adı aynı olsaydı? Ve bu benzerlik sizin başınıza aslı olmayan bir magazin haberi çıkarsa ve o haberde ise dinlediğiniz şarkıcı ile sevgili olduğunuz yazsa? Bu magazin...