Gün sonlanmış AçNaz eve gitmişti. Nazlı yorgunluktan koltuğa otuduğu gibi uykuya dalmıştı Açelya ise yemek yapıyordu taki Demir'den gelen mesajı okuyana kadar...
"Hayıırrr!"
Nazlı Açelya'nın bu haykırışından dolayı sıçrayarak uyanmış ve hemen mutfağa gitmişti.
"Noluyu Açelya? bağırdın, bir yerine bi şey mi oldu?"
Ama Açelya Nazlı'yı duymuyordu sayıklamaya devam ediyordu.
"Hayır, hayır. Gerçek değil Demir gitmedi. Demir gitmedi, gidemez. O beni bırakmaz. Rüya bunlar, uyanıcam ve geçicek."
"Açelya?!"
Açelya sonunda Nazlı'yı fark eder ve başı ona çevirir ama gözlerinde öfkeden başka hiç birşey yoktu.
"Sen! Sen yaptın! Hepsi senin suçun! Demir senin yüzünden gitti! Sen olmasaydın istifa etmeyecekti, sen olmasan gitmeyecekti... DEN OLMASAN BENİ TERK ETMİCEKTİ!!
"A-açelya sen ne diyorsun anlamıyorum ama haddini aşıyorsun Demir'in gitmesinde benim suçum yoktu."
"YALANCI! Sen demedinmi 'Açelya Ferman hoca beni seçicekmiş hastane de asistan olarak ben kalıcam.' diyen?! Hee, CEVAP VERSENE!
"DEDİM! Dedim ama başka şeyler de dedim ben senin düşündüğün gibi hemen olley Ferman hazretleri beni seçmiş sadece ben kalıcam hastanede kovulmayacağım belki tek kişi olduğumdan biraz da olsun zam alırım demedim ben diğerleri nolucak onlarda işlerinde çok iyi başarılılar dedim ama Ferman hazretleri bana şunu dedi... 'Ali çok iyi bir doktor olabilir ben de taktir ediyorum ama iletişim yetenekleri çok zayıf hastalarla nasıl konuşması gerektiğini doğru düzgün bilmiyor Nazlı. Doruk mesela bir hastaya hızlı bir şekilde pratik çözümler üretebilir ama hastalara ve hasta yakınlarına karşı çok patavatsız buda şikayet riski demek... Demir, iyi bir doktor ve iyi bir cerrah olacak şimdiden belli ama hem şirket işleri hem de doktorluk çok yoruyor onu belli ve bu yorgunlukla geri dönülemez bir hata yapma riski var Nazlı ve biz hastane olarak bu tip olayları istemiyoruz. Ama sen,sen de öyle birşey yok sen Ali gibi çok zeki ve çalışkansın,Doruk gibi pratik ve hızlı çözümler yapabilen birisin ve Demir gibi iki işi birden yapabilecek kapasiteye sahipsin ama en önemlisi sen duygusal bir insansın Nazlı... He arada sıkıntıları olabiliyor bunun da ama genellikle hastalar ve hasta yakınları ile iyi ilişkiler kurmanı ve bir mesele veya bir sıkıntı çıktığında hastayı kolay ikna etmene yarıyor. Bu yüzden Ali n'olucak? Demir n'olucak? Doruk n'olucak? gibi sorular sorma ve mutlu ol hastanede kalıcağın ve çalışmaya devam edeceğin için sevin Nazlı... Tamam mı?'
Bana bunları dedi tamam mı?! Ama ben gene de düşündüm araştırdım ne yapabilirim diye sırf arkadaşlarım hastanede kalsın işşiz kalmasınlar diye! Ama onlar ne yaptılarhemen istifa edip kaçıp gittiler. Sadece sen terk edilmedin tamam mı bende terk edildim... Hem de iki kere! Birincisinde benden ayrıldı başka eve taşındı o Ezo ile tanıştı şimdi de çekip gitti başka şehire.""Sen terk edildin de ne oldu he?! Demek ki anlayamamışsın ki hatanı bir kere daha terk edilmişsin. Ben daha az önce terk edilmiş olmama rağmen bütün hatalarımın farkına vardım... Sen Ferman Hoca'nın ekibine girdiğinden beri çok değiştin Nazlı. Egoistin, bencilin teki oldun. Sadece kendini ve kendi çıkarlarını düşünüyorsun... Biliyormusun eskiden öyle aşık görünüyordun ki Ali'ye... Ama şimdi sanki ona hiç aşık olmamışsın gibisin. Sanki hala Ferman Hoca'yı seviyorsun da ona yakın olmak için Ali ile beraberdin zannedicem seni tanımasam. Ama artık seni tanımıyorum Nazlı, tanıyamıyorum. Birkaç güne nakliyeciler gelir alırlar eşyalarımı. Hastane dışında görüşmemek üzere."
Der ve çantasını alır ve kapıyı çarparak çıkar gider arkasında da gözleri yaşlı bir Nazlı bırakır. oturur ve düşünür Nazlı gerçektende Açelya'nın söylediği her şey doğrudur Kullanma olayına kadar...
Açelya bu sırada bir taksiye atlamış ve kayalıklara gitmişti ve gittiği gibi Demir'i aramaya başlamıştı.
"Aç şunu Demir. Nolur aç yalvarırım."
Açelya neredeyse 50 kereden fazla aramıştı ama Demir açmamakta ısrarcıydı en sonunda Doruk bir gözü yoldayken Demir ile konuşmaya başlamıştı.
"Oğlum açsana önemli birşey vardır belki."
"Ne önemli birşeyi yaa. Mesajımı okumuş ondan arıyordur. Bin ton laf edecek hiç dinleyemem."
"Lan gerizekalı bir mesajla terk ettin kızı bari aramasını cevaplada konuş son birkez."
"Peki."
Demir telefonu açmıştı ve açması ile birlikte Açelya'nın taramalı tüfek gibi konuşmaya başlaması bir olmuştur.
"Demir nerdesin sen? Söyle lütfen geleyim yanına, konuşalım lütfen. Ben bütün hatalarımı daha şimdi anladım. Ama anladım n'olur gitme Demir n'olur. Vallaha bir daha odun ve benzeri kelimeler edersem silahla vur beni... Bağırmayacağım sana vallaha bak gıkımı çıkarsam namerdim."
Demir hem çok şaşırmış hem de terk etmekten vazgeçmiştir. Aslında bir öfke ile yapmıştır bunları zaten. Ne demişler 'öfke ile oturan zarar ile kalkar.' ... Ama bu sefer denilen gibi olmamış zarara uğramamıştır.
"Doruk ile beraber Samsun'a gidiyoruz Ali'yi bulduk. Kendimizi affettiricez ve onunla beraber bir hastanede çalışmak için bir hastane bulucaz. Evi de aldık."
"Ne yaani... Geri gelmeyecmisin?"
"İstersen sen de gel."
"Hemen geliyorum."
Der ve bulduğu ilk taksiye atlayıp havaalanına doğru yola çıkar.
Nazlı'nın Ali'yi kullanma olayı küçük bir şakaydı😂 Lütfen o güzel ve yapıcı küfürlerinizi gelecek bölümlere saklayınız efenim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Adam
FanfictionBu hikaye Ferman ve Ali kavgasının daha evvelinden başlamaktadır... iyi okumalar dilerim umarım beğenirsiniz.