Geride kalan insanlar arasında bir kişi vardı ki sinirden ve öfkeden yanıp tutuşuyordu. O kişi ise Nazlı idi. Ali ve Doruk yüzünden hastaneden yaka paça atılan biricik platoniğinden dolayı onlara çok öfkeliydi. Ve bu öfke neler yaptıracaktı ona kim bilir? Ve Nazlı şuan da kendine de çok öfkeliydi, neler olmuştuda eskiden hayranlık beslediği Ferman Hazretlerine karşı bir anda ciddi anlamda kör kütük aşık olmuştu? Bunun cevabını kendiside bilmiyordu. (ufak bilgilendirme: ana hikaye devam etseydi nedenini hepimiz öğrenicektik. Neyse dewammm.) Ve bunları düşünürken aklına Ali ile geçirdiği anılar gelmişti. Beraber lunaparka gitmeleri, Hastanedeki patlama zamanında ki o güzel ve karnında kelebekler uçuşturan sanki bulutların ünstünde gibi hissettiren öpüşme ve niceleri... Düşünüyordu Nazlı, Ali ile yaşadıkları neydi? Ali'ye mi aşıktı? Ali'ya aşıksa Ferman'a karşı hissetikleri neydi?
Ya da Ferman'a mı aşıktı? O zamanda yeni bir soru ortaya çıkıyordu, FERMAN'A AŞIKSA ALİ'YA KARŞI HİSSETTİKLERİ NEYDİ?! Nazlı'nın aklında bunun gibi binlerce soru vardı ve hiçbirinin cevabı şuanda kendisinde yoktu.
Neden böyle olmuştu anlamıyordu. Neden Ferman'ın peşine bu kadar takılmıştı ki? Düşünmekten başı çatlayacaktı ama cevabı bulmuştu, salaklık. Hayatında nasıl olduğunu bile anlamadan çok büyük bir salaklık yapmıştı ve kendini ikinci bir kez daha Ferman'a aşık hissetmişti. Bu salaklığın bir daha gerçekleşmemesi için hemen toparlanmış kendi kendini taburcu etmiş ve evine doğru tola çıkmıştı. Aklına koymuştu bu hastaneden ayrılacaktı bir daha Ferman'ı görmemek için, ama hastaneden ayrılması Ali'den vazgeçtiği anlamına gelmiyordu. Hatta işini daha bile kolaylaştırıyordu her an Ali'nin yanında olabilir ve kendini ona affettirebilirdi ama aklına şu gelmişti, Ali artık hastanenin yeni sahibi olduğuna göre sürekli hastanede olacaktı ve Nazlı'nın doktor olmadığı sürece uzun süreler hastanede durmaya izni yoktu. O zaman geriye tek birşey kalmıştı, o da Ferman'ı hastaneden göndermek. Bu iki türlü işine yarayabilirdi Nazlı'nın, ilk olarak onu görmeyecek ve olası bir salaklık ihtimalini ortadan kaldıracaktı. Bu salaklığın ihtimalinin bike olması Nazlı'yı kendibe karşı öfkelendiriyordu her an. İkinci olarakta Ferman son olanlardan sonra hem Ali'ye ve Doruğa hem de dolaylı yoldan kendine karşı öfkeli olmalıydı ve eğer hastaneden giderse kendisine zarar verme ihtimalini düşürebilirdi. Bunları düşünürken ise eve varmıştı. Günün yorgunluğunu atmak için de kendini direkt yatağa atmıştı.Diğer tarafta ise Açelya bir herhangi bir odaya üçlüyü sokmuş, Demir Doruğa pansuman yaparken Açelya da Ali'ye pansuman yapmıştı. Bu sırada arkalarından gelen iki kurul üyesi hangi odaya girdiklerini görememiş ve baktıkları birkaç odada da göremeyince "zaten yarın gelecekler o zaman konuşuruz." diyerek hastaneden çıkıp gitmişlerdi.
"Deli misiniz lan siz?! Birbirinize vurmak ne demek?! Çocuk musunuz siz?"
Ali işaret parmağı ile Doruğu gösterir.
"Ama o istedi benden."
"O istedi diye birşey yok! Sen istemeyebilirdin. Allah'tan kuruldan birsi yoktu."
"Kuruldan birisi olsa ne olacak Sarı Fırtına?"
"Bunun para cezasından lisans iptaline kadar yolu var gerizekalı! Ya birisi gördüyse?"
AlDemDor kısa bir bakışmadan sonra konuşurlar.
"O zaman hallederiz."
"Nasıl hallediceksiniz bakalım?"
"Sen orasını bize bırak canım."
"Madem öyle diyorsunuz peki."
Bu sırada pansumanlar da bitmiş ve ekip eve gitmişlerdi. Eve girer girmez erkekler çalışma odasına gitmiş Açelya ise arkalarından bir süre şaşkın şaşkın baktıktan sonra salona geçmiş ve film izlemeye başlamıştı.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Adam
FanfictionBu hikaye Ferman ve Ali kavgasının daha evvelinden başlamaktadır... iyi okumalar dilerim umarım beğenirsiniz.