Episōdo 1

154 33 35
                                    

Reki: Arkadaşlar salgın varmış!

Shadow: Ne salgını? Benim neden haberim yok

Cherry: Reki, telefonunu mu fırlattın cevap versene

Langa: Reki?? İyimisin?

Joe: Noluyor sabah sabah?

Cherry: Oku mesajları

Miya: Konu ne?

Reki: Herkes kaykay alıyor! Dükkanda baya satış oldu o yüzden salgın var diyorlar

Joe: Ben hala anlamadım

Miya: Ne yani? Zaten yok muydu bu salgın?

Reki: Yoktu çünkü önceden bu kadar satış ve istek gelmiyordu.

Langa: Ahaha çok iyi, sevindim sizin adınıza

Reki: Broo çok yorucu.. ama güzel

Shadow: En azından eline para geçiyor

Cherry: Her güzel şeyin yorucu bir yönü vardır.

Joe: Cherry! Edebiyat yapmasana!

Cherry: Joe (:

Bu neydi şimdi? Sabah sabah. Uyandığım gibi Reki'nin bu saçma salgın var muhabbetine maruz kalmıştım.

Yatağımdan dahi kalkmamıştım o kadar erkendi.

Telefonumu yatağımda bırakıp ayağa kalkıp lavaboya ilerledim.

Lavaboda ne yapılırsa onu yapıp kapımın önündeki kaykayımı alıp dışarı çıktım.

Dur bir saniye bir şey eksikti. Ah doğru ya telefonum!

Bu kadar bağımsız yaşıyordum işte.

Telefonumu elime aldığım anda titremeye başladı.

Yine ne var diye sinirle telefonum'un ekranını açtığımda Reki'nin aramasını gördüm.

Aramasını açıp "Evet? ne var?" dedim.

"Miya! Acilen S'e gelmelisin. Kaykay yarışlarından biri var." Üşengeç tarafım gitme dese de bir tarafım merak ediyordu.

"Pff, geliyorum." Reki'nin kahkahasını duydum. Neye gülüyordu bu şimdi?

"Tamam gel." dedikten sonra aramayı sonlandırdı.

Telefonumu hırkam'ın cebine atıp dışarı çıkıp kaykayımı sürmeye başladım.

×××

Yolu yarılamıştım "S" e gelmeme az kalmıştı ama birisini gördüm.

Kaykay sürmeye çalışan bir çaylağı. Yanına doğru ilerledim.

Aslında yanından geçip yoluma devam etmek istiyordum ki bir anda kolumu tuttu.

"Evet?" dedim umursamayan bir tavırla.

"Ehm. Siz miya mısınız? Milli kaykaycı olan?" Beni tanımıştı neyse ki.

"Evet? Niye?"

"Ben sana çok özeniyorum. Çok iyisin, havalısın. Tek kaykay sürme konusunda değil her şeyde." Cümleyi nasıl bağlayacağını merak ettiğimden öylece dinliyordum.

"Beni eğitir misin?" Eğitmek mi?

"Ihm, eğitmen değilim. Ayrıca kaykay sürmek için eğitmen gerekmiyor. Düşe kalka öğrenirsin." Dedikten sonra önüme dönüp kaykayımı sürmeye devam ettim.

Kol saatime baktığımda geç kaldığımı fark ettim.

Sesli bir şekilde "Hay aksi," dedim.

Bir anda bir ses duydum. Arkamdan.

Kafamı çevirdiğimde çalışmayan arabaya çarpan o çocuğu gördüm. Onu eğitmemi isteyen.

Yanına doğru ilerledim ve elimi uzattım.

Herkes isterdi zor bir durumdayken kalkmak için bir el uzatılmasını. Bende onu yapmıştım.

Tek bir şey dedi ve gülümsedi.

"Dikkat çekmem için yaralanmam mı gerekiyor?"

Elimi tutup ayağa kalktığında cevap verdim.

"Sana yaralan diyen yok." Bir anda kahkaha attı.

"Sen demiştin ya? Kaykay sürmek için eğitmen gerekmiyor düşe kalka öğrenirsin diye."

"Evet ben demiştim?"

"Peki sen neden eğitmenle öğrendin?"

Eğitmenle mi? Ne eğitmeni?

×××

Güzelim zort moment diye buna derim.

Her gün bölüm atmaya çalışacağım. Ayrıca kendinizi belli edin. Ya oyla. Ya da yorumla.

Teşekkürler, iyi günler.

Kayak Vedası - Sk8 The İnfinity Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin