-4-

1.4K 96 96
                                    

+Neden hepiniz beni terkediyorsunuz? Ben kötü biri miyim? 

Gözyaşları yastığını ıslatırken elini ağzına bastırıp sessiz bir şekilde ağlamaya başladı. O gün 1 yılın birikmişliğini atıyormuşcasına ağladı. Gözleri kıpkırmızı ve şişmiş, dudakları kurumuş, bedeni yorgunluktan uyuşmuş bir şekilde tavanı izlerken odasının kapısı açıldı. 

+Kimseniz çıkın odamdan.

-İnsan sevgilisini kovar mı? (Sanzu) 

Sora'nın gözleri kocaman açılırken yatakta doğrulup yatak başlığına geriledi. 

+Ne işin var senin burada? Nasıl girdin? 

-Beni küçümsemenden nefret ediyorum. (Sanzu) 

+Ben de senden. 

-Sana hiçbir şey yapmadım ki. (Sanzu)

Sora'nın yanına yaklaşıp yatağın ucuna oturdu. 

-Herşeyin suçlusu sensin. (Sanzu) 

-O bıçağı bana saplayan sendin. (Sanzu) 

+Bana tecavüz edecektin! 

-Tecavüz mü? (Sanzu)

Alaycıl bir kahkaha attı. 

-Sana tecavüz falan etmiyordum. Gerçekten akıl hastasısın. (Sanzu) 

+Akıl hastası mı? Ellerimi bağladın, zorla uyuşturucu kullanmamı sağladın. 

-Bana uyuşturucu kullanmak için yalvardığın günleri ne çabuk unuttun. (Sanzu) 

Sanzu'nun yüzüne bakmıyordu. 

+Hepsi aptallıktan başka bir şey değildi. 

-Her neyse seninle bir işim kalmadı artık. (Sanzu) 

Sora anlamaz bakışlarını Sanzu'ya yöneltti. 

-Böyle deli ve çirkin bir kızı yanımda sevgilim diye dolaştırmam. (Sanzu) 

Sora büyük bir kahkaha attı. 

+Asıl deli kim bir düşünsene. Seninle hala sevgili olduğumu düşünen sen mi yoksa karşısındakini kendini korumak için yanlışıkla bıçaklayan ben mi? 

+Senin yüzünden hayatım bitti görmüyor musun? 

Sanzu ayağa kalkarak Sora'nın çenesini avcunun içine aldı. 

-Beni suçlamaktan vazgeç! (Sanzu) 

-Tek suçlu sensin. Bana evet deseydin bunların hiçbiri yaşanmayacaktı! (Sanzu) 

-Hayatın boyunca bunları bir yük olarak taşıyacaksın omuzlarında. (Sanzu)

-İşte sana verdiğim asıl ceza bu. (Sanzu) 

Sora'nın çenesini eliyle itip hızlı adımlarla odadan çıktı. Sora derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. 

+Tamamen bitti artık kurtuldun. 

Gülümsedi. 

-1 BUÇUK YIL SONRA-

Annesi nihayet Sora'yı ziyarete gelmişti. Doktorundan aldığı bilgilere göre yerinde sayan iyileşmesi hızla iyiye doğru ilerliyordu. 

Tamamen iyileştikten sonra Sora artık terapi merkezinden ayrılabilmişti. Evine döndüğünde annesiyle hiçbir şey konuşmadan odasına kapandı ve okul harici odasından çıkmamaya başladı. Annesi bu durumu sorun etmiyordu. Sevgilisi ile tatillere çıkıyor, eğleniyordu. Aklında geldikçe Sora'ya para gönderiyor ve bir şeyler yemesini söylüyordu. 

Aylar sonra annesi eve parmağında alyansla döndü. Sora'ya evlendiğini açıkladı. Sora omuz silkip yemeğini yemeye devam etti. 

-Japonya'ya taşınıyoruz. (Saori) 

Yemek boğazına kaçarken öksürdü. 

+Nereden çıktı şimdi bu? 

-Kenji Japonya'da yaşıyor işleride orada. O yüzden orada yaşamak istiyoruz. (Saori) 

+Siz birlikte yaşayın ben burada tek kalabilirim. 

-Evi sattım. (Saori) 

+Ne demek evi sattım? Babamdan kalan son anımı da başkasına mı sattın gerçekten?

-Olayı duygusallaştırma Sora. Artık bu eve ihtiyacımız yok. (Saori) 

+Sana inanamıyorum! 

Tabağı elinin tersiyLe itip düşmesini sağladı ve odasına kapandı. 

-3 gün sonra yola çıkacağız. Eve gelmeden okuluna uğrayıp kaydını aldırdım. Yanına alacağın eşyaları valizlerine yerleştir. (Saori) 

+En azından odamın o evde olmasını sağla. 

-Kabul. (Saori) 

Saori kapıdan uzaklaşıp Kenji'yi aradı ve durumu açıkladı. Kenji eşyalar için adam göndereceğini söyledi. 

-Kenji eşyalarını halledecek. (Saori) 

Sora cevap vermedi. 

3 yıl gibi geçen 3 günün sonunda Sora evine veda edip yola koyuldular. 

-ZAMANIMIZ-

Sora oturduğu yerde bir ileri bir geri sallanırken anılardan sıyrılarak başını sağa sola salladı. 

+Hiçbir şey yok iyisin. 

Ellerinden destek alarak ayağa kalktı ve okul çıkışına yürümeye başladı. Okulda durmak istemiyordu. 'Eşyalarımı sonrada alabilirim' diye düşündü. 

Okuldan çıkarak bilmediği sokaklarda yürümeye başladı. Yarım saatin ardından bir park gördüğünde adımlarını parka yöneltti. Parkın ortasındaki gölü farkedip gölün kenarına yaklaşarak oturdu. 

Kulaklığını ceketinin cebinden çıkartıp telefonuna taktı ve müzik dinlemeye başladı. 

Yanına biri oturduğunda irkildi ve göle kayacağı sırada bir el belinden kavradı. 

-Dikkat et düşeceksin. (yabancı) 

+Yanıma sinsi sinsi oturup korkutursan normal değil mi?

Belindeki eller onu geri yerine çekerek belinden ayrıldı. 

-Özür dilerim iyi misin? (yabancı) 

+İyiyim. 

Bakışlarını onunla konuşan kişiye çevirdi. Sarı saçlarını üstten bağlamış, içinde kaybolunabilecek kadar güzel siyah gözlere sahip birini beklemiyordu. Sora şaşırarak bakışlarını tekrar göle çevirdi. 

-Beğenmedin mi yoksa? (yabancı) 

+Ne alakası var? 

-Beni süzdükten sonra şaşırdın. (yabancı)

+İnsanlarla pek aram yok. 

-Sorun değil. Seninle arkadaş olabileceğimizi düşünüyorum. (yabancı)

Çocuk elini Sora'nın önüne uzatıp tutmasını bekledi. Sora'dan bir tepki gelmediğinde moralini bozmadan elini çekti. 

-Adım Manjiro. (Manjiro) 

Sora başıyla onayladı. 

-Sen söylemeyecek misin? (Manjiro) 

+Sora. 

Bıkkınlık dolu bir ses tonuyla konuşuyordu ama Manjiro hiç istifini bozmuyordu. 

-Memnun oldum Sora. Artık arkadaşız değil mi? (Manjiro) 

+Arkadaş sevmem. 

-Ama beni seveceğinden eminim. (Manjiro)

Manjiro Sora'ya kocaman gülümseyip onun gibi bakışlarını göle çevirdi. 

-Seninle çok iyi anlaşayacağız hissediyorum. (Manjiro) 

***


Sano Manjiro x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin